Millî bayram kutlamaları ile ilgili etkinlikler, çeşitli bahanelerle iptal ediliyor…
 
Önce Atatürk’ün Ankara’ya gelişi şerefine her yıl düzenlenen “Garnizon Koşusu” nun 91′inci Yıldönümü kutlamaları, trafikte yaşanacak sıkıntılar bahanesiyle, güzergâhın tahsis edilmemesi nedeniyle yapılamadı (yaptırılmadı)…
 
Ardından artan terör olayları bahanesiyle, Genel Kurmay Başkanlığı tarafından düzenlenen
30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonlarının (kabul töreni) tamamı iptal edildi…
 
Şimdi de Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Van depremi ve terör şehitlerimiz bahanesiyle iptal edilecekmiş. Tüm törenler kaldırılmış…
 
Cumhuriyet’e karşı çıkanların, Cumhuriyetin ömrü 100 yıl bile sürmez diyenlerin, din devleti kurmak için çalışanların, Yeni Osmanlıcıların sevinçle ellerini ovuşturduklarını görür gibiyiz…
 
Elbette acılarımız ve kayıplarımız çok büyük... Tüm Türkiye aylardır gözyaşı döküyoruz. Ancak biz millet olarak acıya alışkınız. Bu günlere kolay mı geldik?
 
Tarihimizi düşünün! İstiklal Savaşımızda verdiğimiz mücadeleyi düşünün!
 
İlk kez mi teröre kurban veriyoruz?
İlk kez mi deprem felaketi yaşıyoruz?
 
Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle, geçmişten günümüze ve hatta gelecekte de iç ve dış tehlikelerle her zaman karşı karşıya kalacak. Tarihimizden ve Osmanlı’dan kalan etnik, dinî, millî pek çok hassasiyetimiz küresel güçler tarafından sürekli olarak kaşınacak… Ayrıca Türkiye bir deprem ülkesi. Uzmanlara göre yüzde 92 nüfus deprem tehlikesiyle karşı karşıya… Hal böyle olunca da her zaman şehitler vermemiz, can kaybetmemiz kaçınılmaz gibi görünüyor.
 
Yaşadığımız her acının sonucunda Millî bayramlarımızdan vazgeçmek zorunda mı kalacağız?
 
 
Garnizon Koşusu iptal!
30 Ağustos resepsiyonları iptal!
Ve Cumhuriyet Bayramı törenlerinin tamamı iptal!
 
Bu durum kafalarda soru işaretleri uyandırıyor.
 
Cumhuriyet coşkusu söndürülmek mi isteniyor?
Cumhuriyet ve Atatürk vurgusu yok edilmeye mi çalışılıyor?
 
Birer bahane ile Millî bayramlar hasıraltı mı ediliyor?
 
Neler oluyor? Amaçlanan ne?
***
 
Millî bayramlarımız ulusumuzun çimentolarıdır. Her yıl yaşanan coşku dolu kutlamalar Türk Milleti’nin kardeşlik duygularını, bu ülkeye olan sevdasını ve sadakatini pekiştiren hayatî değerlerimizdir. Her ne yaşarsak yaşayalım Millî bayramlarımızdan vazgeçemeyiz. Hele de Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından asla ve asla vazgeçemeyiz!
 
Bu nedenle de, Cumhuriyetimizin 88. yıl dönümü, yurdumuzun dört bir yanında, tüm coşkusuyla kutlanmalıdır.
 
Cumhuriyetimizin 88. yıldönümü kutlu olsun!
 
Ne mutlu Türküm diyene!