DİSK’in mücadele tarihinde ilk kez bir kadın sendikacının Genel Sekreterlik gibi oldukça stratejik bir konuma seçilmesiyle ilklere sahne olan olağanüstü genel kurul olaysız başlayıp, olaysız bir şekilde bitti. “İşçi sınıfına yönelik saldırıların alabildiğine arttığı bir dönemde, mücadele sürecine daha etkin müdahale olanaklarının yaratılması için”6 Nisan 2013 tarihinde MKM Beşiktaş Kültür Merkezi Atilla İlhan Sahnesi’nde toplanan DİSK Olağanüstü Genel Kurulu 2013 1 Mayısını Taksim dâhil alanlarda kutlanması kararı alması adına yakışan bir kararlılıktı.
Genel Kurul’da, Genel-İş Genel Sekreteri Kani Beko ve Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu genel başkan adayları, Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve Devrimci Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Atabek Çerkezoğlu ise genel sekreter adaylıklarını birer konuşma yaparak açıkladılar.
Yapılan tüm konuşmalarda özet olarak: “Türkiye’nin son 10 yılının “dönüşüm” kavramı ile tanımlanacağı, bu süreçte oluşturulmak istenen “yeni” siyasal rejimin emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiği ve aynı zamanda sermaye egemenliğini pekiştirdiği,
AKP iktidarı eliyle sürdürülen ve emperyalizmin bölgemizdeki yeni politikalarıyla uyumlu olarak uygulanan bu “dönüşüm ”ün emekçiler için yıkıcı sonuçlar doğurduğu,
Geçtiğimiz yüzyılın karakteristiği olan kamu ağırlıklı, güvenceli, sendikalı istihdam düzeninin yerini işsizliği kronikleştiren bir modelin, taşeronlaştırma ile birlikte emek gücünün değerinin düşürülmesini hedefleyen ve güvencesiz çalıştırmanın yaygınlaştırıldığı “esnek istihdam” ilişkilerinin aldığı,
AKP Hükümeti tarafından ortaya konulan Ulusal İstihdam Stratejisi taslağında bu konudaki düzenlemelere ek olarak Özel İstihdam Bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verileceği, “kiralık işçilik” olarak bilinen bu istihdam biçiminin işçi sınıfının sendikal, sosyal ve ekonomik hakları açısından çok büyük bir tarihsel gerileme anlamına geldiği,
İşçi sınıfının en büyük genişlemesini yaşadığı bir dönemde sendikaların zayıfladığı, sendikal hareketin bu yeni dönemi aşacak tarzda örgütlenmesi konusunda sancılar yaşadığı, Türkiye işçi sınıfını tümüyle örgütsüz bırakmayı, toplumu sermayenin hegemonyası altına almayı, ülkemizde tek parti diktatörlüğü kurmayı, emperyalizmin bölgesel jandarması haline gelmeyi, topluma bağnaz bir yaşam modeli dayatmayı amaçlayan iktidara karşı DİSK’in bütünlüklü bir mücadele programıyla mücadeleyi yükseltmek zorunda olduğu,
DİSK’in sınıflar mücadelesinin yeni kompozisyonunda zorlukları aşabilecek, işçi sınıfının ve ezilen tüm kesimlerin umudu olabilecek bir yapıya kavuşturulması gerektiği,
Kürt Sorununda çözüm arayışlarının ön plana çıktığı bu sürecin işçi sınıfı ve emekçi halkların ortak iradesiyle gerçek bir barışa dönüşebileceği, DİSK’in bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, işçi sınıfının birliği ve halkların kardeşliği temelinde üzerine düşen görevleri yerine getirmekten kaçınmadan mücadelesini sürdüreceği,
Sendikal alanda kadın sorununun basit bir yönetimde temsil sorununa indirgenemeyeceği, kadın sorununun sınıf mücadelesinin bütünlüklü bir programının parçası olarak ele alınması gerektiği,
İşçilerle, yoksullarla, işsizlerle, kadınlarla, gençlerle, dışlanmışlarla, mağdurlarla ve emeğini, alınterini harcayan bütün emekçilerle birlik olmak, dayanışmak ve mücadeleyi yükseltmek için, 1 Mayıs’ta başta Taksim 1 Mayıs Alanı olmak üzere ülkenin dört bir yanında alanlara çıkılacağı” vurgulandı.
Olağanüstü Genel Kurulda, DİSK Yönetim Kurulu sayısının 9’dan 7’ye indirildiği tüzük değişikliklerinin yanı sıra; “25 Mart’ta DİSK/Genel-İş Sendikamıza kapıların kırılarak arama yapılmasının yalnızca kamuoyuna sendikaların “yasadışı” gösterilerek itibarsızlaştırılması değil, aynı zamanda da AKP iktidarının yeni toplumsal projesinin politik bir yansıması olduğu, sendikal hak ve özgürlükleri yok etmeye niyetli siyasi iktidarın baskı ve yıldırma politikalarına karşı direnişin yükseltileceğini” vurgulayan kararlar alındı.
Alınan kararların hayata nasıl geçirileceği, yeni yönetimin DİSK’e ve ülkemiz emekçi sınıflarının mücadelesine nasıl bir ivme kazandıracağını yaşayarak göreceğiz.