Niğde Anadolu Haber 11 yaşında! Gazetenin mutfağı dediğimiz haber masaları dâhil tüm yönetim kademesinin ofisleri ziyaretçilerle dolup taşıyor.10 yılı geride bırakıp 2. On yıldan gün almak ve bu geçen zaman zarfında kurumsallaşarak Niğde kamuoyunun gündemine oturmanın en belirgin göstergelerinden biri bu ziyaretler.
     11 Mart günü HDK Niğde Meclisi Yürütme Kurulu üyeleriyle gerçekleştirdiğim kutlama ziyaretinde tüm yoğunluğa rağmen Genel Yayın yönetmeninden Haber Müdürüne, gazetemizle özdeşleşmiş “ayağına çevik” muhabirimiz Yaşar Gül’e varana dek gazetenin görünmez kahramanları matbaa çalışanları dâhil hemen hepsi tek, tek kutlamalarımızı kabul etti.Ziyaretçi akımına rağmen dost sıcaklığında sohbetimizi edip,nice 21’li 51’li 101 yıllara dileklerimizi paylaştık.
     Niğde Anadolu Haber yönetimindeki dostların bana açtıkları bu köşeden hemen, hemen 6 yıldır bir eğitim emekçisi ve sendikacısı olarak yazılar yazmaktayım. Yerelde 11 yıl kesintisiz yayın yapmak küçümsenemeyecek bir başarıdır. Kurumsal olarak var oluşun kalıcılaştırılması, zaman dilimi olarak nerden nereye gelindiğinin ölçümlenmesi, basın yayın organı olmanın günlük sıkıntılarını okurlara yansıtmadan haftanın altı günü Niğde ve civarına gazeteyi ulaştırmak. Kar kış demeden, kendi hastanı, yakınını düşünmeden yarının gazetesini “bağladıktan” sonrasına bırakılarak geçen bir 11 yıl elbette küçümsenemez.
      Anadolu Haber gazetesi Niğde kamuoyuna “gerçek-doğru- dürüst” haber verme görevini kesintisiz yürütürken Niğde kamuoyu adına bürokratından, üst düzey yöneticisine, siyasetçisinden esnafına “denetleme” görevini de kesintisiz yerine getirdiğini görmek sevindiricidir.
       Evet, yazı yazmak, “neşriyatla” uğraşmak ülkemiz coğrafyasında hep “meşagattli” olmuştur.Hatta gazete sahiplerine “git bakliyatla,nakliyatla uğraş daha iyi para kazanırsın.ne işin var neşriyatla,ağrımaz başını ağrıtma” minvalinde nasihatler edilmiştir.Gazete çıkartmak,dağıtmak bu tür işlerle haşır  neşir olmanın bile “suçlu” olmaya yeter sayıldığı bir iklimde 11 yıl yayın hayatında kalmanın,kesintisiz gazete çıkarmanın zorluklarını bilerek iyi ki varsınız diyorum ve 21’li,51’li,101 yaş dileklerimi bir kez daha bu vesile ile sizlerle paylaşmak istiyorum.
       Dün (11/03/2013 pazartesi) Niğde Anadolu Haber gazetesinin 11. yaş kutlamasını takiben Niğde Üniversitesinin merkez yerleşkesindeki Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda saat 14’te gerçekleştirilen “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle düzenlenen “Kadın Karşıtlığı” başlıklı konferansa katılarak Prof.Dr. Gülşen Vural’ın (Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi) akıcı sunumuyla “kadın karşıtlığı” ve “erkek egemen” söylemin genel hatlarıyla neden kaynaklandığı ve kadının özgürleşme mücadelesinin “cins ayrımı yapmadan” insanın özgürleşmesi olduğu konusundaki sunumlarını dinleme güzelliğini yaşadık.
      Gülşen Hoca’nın konferansına başlamadan hem inanarak hem de bilimsel etik gereği yaptığı kavramsal bilgilendirme önemliydi. Gerçekte misogyny kavramıyla bire bir örtüşmeyen “kadın karşıtlığı” başlığının neden tercih edildiğini açıklarken kadın düşmanlığı anlamına gelen   (misogyny) kavramını  “yumuşatmak için değil, peşinen ön yargılı olarak -düşman- görerek bilimsel çalıma yapılamayacağını, cinslerin ötekileştirilmeye gidilmeden bir bütün olarak özgürleşeceğine vurgu yapması, Feminist düşünce sistematiğinin sanılanın aksine “erkek düşmanlığı veya karşıtlığı olmadığını kadın haklarını ve eşitliğini savunmak olduğunu” belirtmesi gayet yerinde ve önemli tespitlerdi.
      Salonun tamamına yakın dolu olmasında öğrenci katılımının rolü olduğunu belirtip, öğretim üye ve görevlilerinin katılımının azlığı ve bu azlık içerisinde “erkek” katılımcıların bir elin parmaklarını geçemeyecek denli az olması “erkek egemen düşünce” kalıplarının öyle kolayına yıkılamayacağının da göstergesini oluşturuyor olması açısından bence önemliydi.
      Rektörlük süresince “Üniversitelerin var oluş nedeninin, eğitim-öğretim olanakları sağlamak, sosyal sorumluluk ve evrensel bilgi üretmekten ibaret olan üç asli sorumluluk çerçevesinde şekillendiğini” her daim ifade eden Rektör Prof. Dr. Adnan Görür,  “Verilen eğitimin kalitesi yetiştirilen insan gücünün niteliğine, üretilen bilginin kalitesi ise ortaya konulan bilimsel çalışma ve yayınların niteliği” artırması yönündeki çabalarının yanı sıra konferans, panel, sempozyum ve çalıştaylarla Niğde Kent yaşamına kattığı entelektüel katkı ve birikimlerle Niğde Üniversitesi farkındalığını yarattığı için kendisine teşekkür eder, çalışmalarında başarı dileklerimi iletirim.
        Son sözüm de Galatasaray’ımıza. Almanya’dan gelen üzücü ölüm haberlerine inat bu akşam 23.45’te yüzümüzü gülümset. Gurbetteki yurttaşlarımızın da Ülkemizdeki yurttaşlarımızın da buna ihtiyacı var. Çıkıp “aslanlar” gibi oyna ve turu geç.