Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin tarıma verdiği zararı değerlendirdi ve iktidarın tarım politikalarını eleştirdi. Gürer, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi, faizlerin silinmesi ve icraların durdurulması taleplerini içeren kanun teklifini Meclis Başkanlığı'na sunduğunu açıkladı.
ZİRAİ DON VE ÇİFTÇİNİN MAĞDURİYETİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu yıl başında Çukurova'dan başlayarak yayılan don olayının elma, kiraz, kayısı, şeftali, üzüm, fındık, armut, ceviz, erik, dut ve badem gibi ürünlerde ciddi hasara yol açtığını belirterek, “Tarla ve bahçe bitkilerinde büyük sorunlar var. Bunların ortadan kaldırılmasını ve gelecek yılın üretiminin bu yıldan planlanmasını sağlamak için farklı önerileri Meclis Başkanlığı'na kanun teklifi olarak sundum.” dedi.
ÇİFTÇİ BORÇLARI 2027'YE KADAR ERTELENMELİ VE FAİZLERİ SİLİNMELİ
Çiftçilere bir nebze olsun nefes aldıracak farklı kanun tekliflerini TBMM Başkanlığına sunduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bunların başında, çiftçilerin tamamının borçlarının 2027 yılına kadar ötelenmesi, faizlerin silinmesi ve Tarım Sigortası kapsamına girmeyen çiftçilerin zararlarının bir an önce tespit edilerek karşılanması geliyor. Ayrıca, karşılanacak zararların dışında çiftçiye verilecek Tarsim prim desteğinin artırılması talebiyle de kanun teklifimizi Meclis Başkanlığı'na sunduk. İcralar ise mutlak surette derhal durdurulmalı.” diye konuştu.
Bu yıl içinde 2.950 tarlaya, 111 traktöre ve son olarak da Malta keçilerinin icra yoluyla satışa çıkarıldığını belirten CHP’li Gürer, “Çiftçi borcunu ödeyemediği için icralar artacak. Bu durumda icra işlemlerinin bir an önce durdurulması gerekiyor. Çiftçi, bu borçları karşılayacak durumda değil. Çünkü üretim önemli ölçüde gerçekleşmeyecek ve borçlar katlanacak.” dedi.
22 YILDIR İKTİDARDA BAŞKA BİRİ Mİ VAR?
Cumhurbaşkanın yaptığı açıklamaları da değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Son haftalarda sıkça söylediğim gibi, Kızılderililerin atasözünü bu kez Sayın Cumhurbaşkanı ifade etti. Amerikan yerlilerine atfedilen bu sözleri şöyle dile getirdi: Kızılderili şefi 1854 yılında diyor ki: "Beyaz adam, annesi olan toprağı ve kardeşi olan gökyüzünü alıp satılacak, işlenecek ya da yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu iftirası toprakları çölleştirecek ve her şeyi yok edecektir." Ve der ki: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır." Sayın Cumhurbaşkanı bu ifadeleri kullanınca oldukça yadırgadım. Çünkü bu ülkeyi 20 yıl belediye sürecinde, 22 yıldır da iktidarda bulunduğu dönemde yöneten Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir konuda bu ifadeleri kullanması önemli. Ama kuraklık, sel, don ve zirai sorunların ortaya çıkışı bugünün işi değil. 22 yıldır iktidardasınız Sayın Cumhurbaşkanı, bu konularda ne yaptınız? Söylemekle olmuyor. “ diyerek tepki gösterdi.
Gürer, “Bakın, AKP iktidarları döneminde ben ne yaptığınızı size kısaca özetleyeyim: Ormanları imara açmak için belli bölgelerde "orman vasfını yitirdi" gerekçesiyle börtü böceğin yaşadığı, bitkilerin olduğu yerleri imara açtınız. Çarpık kentleşmeye yol açacak her türlü düzenlemeye yol verdiniz. Kent çevrelerindeki tarım alanlarının yağmalanmasına ve yok olmasına göz yumdunuz. Bir gecede Büyükşehir Yasası'yla bu ülkenin köylerini kırsal mahalleye çeviren kanunu çıkardınız. Köylerdeki göçü artırdınız. 6 bine yakın kırsalda okulun kapanmasına yol açtınız.” şeklinde konuştu.
Gürer eleştirilerini maden talanına da değinerek, “Vahşi sulama yerine modern sulama tekniklerinin geliştirilmesi yönünde ağır aksak çalışmalar yaparak, su fakiri ülkemizin bu konudaki geleceğini riske attınız. Maden talanının her bölgede yaygınlaşması ve orman yağmasının önünün açılması için düzenlemelere zemin hazırladınız. Bu bağlamda Kaz Dağları somut bir örnektir.” dedi.
BU ÜLKEYİ 22 YILDIR KİM YÖNETİYOR?
Bunun yanı sıra Gezi'de ağaçlara sahip çıkan çevreciler Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ı hapishaneye atarak doğayı ve çevreyi koruyanların suçlu ilan edildiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ Bunun yanı sıra, 21 üründe arz açığımızın oluşmasını seyrettiniz. Meraların yağmalanmasına, buraların organize sanayi bölgesi olmasına ve enerji şirketlerine açılmasına vesile oldunuz. 2010 yılında et ve hayvan ithalatını başlatıp bu ülkede hayvancılığı ithalata bağımlı hale getirdiniz. 10 milyona yakın hayvan ithal ettiniz. 11 milyar dolar yurt dışına dövizimiz gitti, ama et fiyatları düşmedi, sorunlar ortadan kalkmadı. Küçük aile tipi işletmelerde ahırlar boşaldı. Büyük çiftliklerin dışında hayvancılığı sorunlu hale getirdiniz. Bunlar sizin yönetiminizde oldu. Eğer siz bu işin şikayet eden makamıysanız, bu ülkeyi 22 yıldır kim yönetiyor? Öyle olunca şikayet etme hakkınız yok.” diyerek tepkisini gösterdi.
ÇİFTÇİ BORÇLARI REKOR KIRDI
Gürer, “2001 yılından beri bu ülkede tarım sayımı yapılmıyor. Üreticinin içine düşürüldüğü durumu Sayın Cumhurbaşkanına doğru bir şekilde arz edilmiyor herhalde. Biz bir ifade edelim yalnızca: Aralık 2024 yılında çiftçilerin kredi borcu 868 milyar 299 milyondu. Şu anda çiftçilerin kredi borcu bankalara 935 milyar 936 milyon liraya ulaştı. Borcu olmayan çiftçi yok.” dedi.
TARIMSAL ÜRETİM SORUNLU KILINDI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gelelim Türkiye'deki meralara. 1940’larda meraların alanı 44 milyon hektardı. Şimdi hayvancılık 12 ay yalnızca ahırda yemle yapılır hale geldi. Bugün 50 kiloluk yem 700 TL. Sayın Cumhurbaşkanına , bu ülkeye gübrenin ve yemin ithal geldiğini, burada üreticinin bu bayramda girdi maliyetlerinin artışıyla ortaya çıkan sorunlardan mağdur olduğunu size anlatmıyorlar mı?
Keza 2007-2025 yılları arasında çiftçiye verdiğiniz destek 493 milyar lira. Tarım Kanunu çıkarmışsınız. 2006 yılında çıkan Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde birini çiftçiye vermeyi taahhüt etmişsiniz. Peki, 2007-2025 yılları arasında Tarım Kanunu’na göre verilmesi gereken destek 1 trilyon 374 milyar liraydı. Siz ne verdiniz? 493 milyar lira verdiniz. Bu dönemde tarlaya, traktöre icrayı kim getiriyor? Sizin yönetiminiz ve size bağlı olan yönetim anlayışı getiriyor.
Kızılderili atasözlerine gelince; Kızılderililerin döneminde beyaz adamın zihniyeti, bugün bizim ülkemizde AK Parti zihniyeti olarak işlem görüyor. Ne orman talanı bitiyor, ne de madenle ilgili dönüşüm sonlanıyor. Siyanürle altın işleme dahi devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
GERÇEKLERİ SÖYLEMEK BU KADAR MI ZOR?
Ömer Fethi Gürer, “Tarım ve Orman Bakanınız açıkladı: "Arz açığı olmayacak" diyor. Gerçekleri söylemek bu ülkenin aleyhine bir şey değil ki! 36 ilde yoğun hissedilen, 61 ili kapsayan don olayları önümüzdeki günlerde de devam edecek gibi görünüyor. Bununla ilgili Meteoroloji Genel Müdürlüğü uyarılarda bulunuyor. Geçen yıl 28 milyon ton olan meyve ve sebze üretimi bu yıl sorunlu hale geldi. Çoğu yerde ürün yok. Niğde'de elma, Bolu'da kiraz bu yıl ürün vermeyecek. Diğer illerde de durum aynı. Karaman'da elma, üzüm, ihraç ettiğimiz kayısı gibi ürünlerde problem var.
Şimdi deniyor ki: "Stratejik ürünlerde açığımız yok." O zaman Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuda yayınladığı raporlara bakın. Orada buğdayın yüzde 97 oranında kendi kendine yettiği yazıyor. Ancak bitkisel ham yağ neredeyse yarı yarıya ithal ediliyor. Pirinç, çeltik, soya, mısır, ceviz, badem gibi ürünlerin hepsi ithal ediliyor. Bu stratejik ürünler ithal edilmezse kendi kendine yetiyor mu? Bakanlığınızın raporlarına bakınca bu anlamda açık olduğu görülüyor.
Tarla bitkilerine zarar yok, nereden biliyorsunuz? Tarım Bakanı açıklama yapıyor: "Arz açığı sorunu oluşmayacak" diyor. Sayın Bakan, hangi yılın sonuçlarına dayanarak böyle bir açıklama yapıyorsunuz? Ortaya çıkan tablo netleşmeden, telaşla yapılan bu açıklamalar fiyatların yükselmesini engeller mi?” diye konuştu.