2016 Bütçe görüşmeleri üç ay gecikmeli de olsa tamamlandı. Bütçe kanunlaştı. Hayırlı olsun; TBMM Bütçe görüşmelerinde parti sözcüleri ve adlarına söz alan milletvekilleri, ülke ve yöresel sorunları görüşlerine göre dile getirdiler veya etki yaratmaya çalıştılar.
Bütçe görüşmelerinde Niğde ile ilgili iki konu medya gündeminde yerini aldı.
Bunlardan birincisi, bu yıl yaşanan iç ve dış politik gelişmeler sonucu pazar sorunu yaşayan “PATATES” konusu idi. Patatesle ilgili sözlü ve görsel haberler medyayı işgal etti. İnşallah mevsim şartları patatesi çürütmeden, çöpe döktürmeden bu konu yetkili ve etkililerce çözülür de çiftçimiz biraz nefes alır.
İkinci konu ise Niğde’nin yaklaşık yirmi beş yıldır yılan hikâyesine dönen, kanayan yarası Niğde “HAVAALANI” konusu idi.
Sayın Başbakanın meclis bütçe konuşmasında, 2016 bütçesinde halledileceğinden bahsettiği konu idi. Bu konuşmaya sevinelim mi, yoksa üzülelim mi bir karar veremedim. Çünkü havaalanından bahseden Sayın Başbakan, Niğde - Aksaray havaalanı beyanında bulundu.
Bu beyan beni sıkıntıya soktu. Geçtiğimiz günlerde milletvekillerimizden birisinin havaalanı işi tamam diye yerel basınımızda yer alan bir beyanı beni çok sevindirmişti. Haberin çıktığı sanal gazetenin yazarı ile yaptığım görüşmede, haberin doğru olduğunu ve havaalanının Niğde’deki eski yerine (Emen Ovası) yapılacağını anladığını söyledi. Haber üzerine Sayın Milletvekili ile ben de ertesi gün telefonla arayıp görüştüm ve haberden çok mutlu olduğumu söyleyip kutladım.
Ancak Sayın Başbakanın son konuşması ile içime kurt düştü. Acaba havaalanını Aksaray - Niğde arasına kaydırma fikri yeniden canlandı mı diye.
Eğer bu yola gidilirse Niğde iline de Aksaray iline de yazık edilir. Bu iki il de kendi çapında gayret göstererek kalkınmalarının tartışmasız alt yapılarından birisi olan hava ulaşımı ile ilgili kaynak ayırmışlar, yer tahsis etmişler ve havaalanı inşaatını belirli seviyelere kendi mahalli güçleri ile getirmişlerdir. Şimdi bu iki ilin yaptığı yatırımı bir kalemde yok farz edip yeni bir yer seçimi çok üzücüdür. Birincisi yöresel yöneticilerin bu tercihlerine saygı duyulmaması üzücüdür.
Para bende ben istediğimi yaparım vesayetçiliği doğru değildir. Çünkü Niğde havaalanının inşaatının yaklaşık yüzde kırka yakını çorak hazine arazisinde tamamlanmıştır.
İkinci sakınca ise; havaalanını Niğde ve Aksaray arasına yapacağız demek, bu iki ilden de en az kırk - elli kilometre uzağa ve yeni istimlâk ile inşaat bedeli ödeyerek zaman ve kaynak israf etmektir.
Aksaray, Niğde’ye doğru kırk - elli kilometre geleceğine Ankara yönüne bu mesafeyi katetti mi her yöne uçabilir, yani bu yatırıma gerek yoktur.
Niğde de, kırk - elli kilometre bir yöne gidecekse Nevşehir ve Adana havaalanlarına hayli yaklaşabilir ki bu iki yatırım da o durumda fuzuli gibi gözükür.
İki il de yararlansın, hatta Ereğli de yararlansın iddiasının doğru olmadığı kanaatindeyim. O zaman “HIZLI TREN” konusunda da bu prensip mutlaka aynı anda uygulansın.
Yani bu üç merkezin havaalanından faydalanacağı noktadan hızlı tren de geçirilsin.
Siz Hızlı Treni; kadim Kayseri – Niğde - Adana hattından, Kayseri – Aksaray - Konya güzergâhına kaydırıp Niğde’yi hattın dışına çıkarın, sonra da havaalanı gibi hızlı tren yanında küçücük kalan bir yatırımı müşterek yarar masalı ile bu şekle sokun. Buna ne Allah razı olur ne de kul. Bu yanlış şayet yapılırsa, bu yanlışı yapanlar ve bu yanlışa rağmen ses çıkarmayan veya çıkaramayanlar bu yanlışın ve ihmalin vebalini gelecek kuşaklara anlatamazlar. Bu zararın ileride Niğde açısından kapanması da mümkün değildir.
Sözün özü, madem iki ilin ortak yararı söz konusu hem havaalanı hem hızlı tren aynı mevkiden geçsin. Kimse bana ortak yarar masalını anlatmasın çünkü hesap tutmuyor, hesap ortada. Niğde hem havaalanını hem hızlı treni hem de geleceğini kaybediyor. İnşallah ben yanılıyorumdur. İnşallah ben yanlış anlamışımdır. Ben son defa, üzülerek, bu tarihi feryadım ile görevimi yapıyorum.
Allah yar ve yardımcımız olsun, akıbetimiz hayra çıksın.
Sevgi ve Saygılarımla.
Akın GÖNEN
Devlet E. Bakanı
17. Dönem Milletvekili
10.03.2016