Büyüyüp yakıcılaşan toplumsal ihtiyaçlar, değişen küresel, bölgesel, iç siyasal güç dengeleri, emperyalist haydutların Avrasya jeopolitikaların yasımaları olan Ukrayna-Kırım Kuzey Kafkaslar, İran-Irak- Suriye üzerinden şekillenmeler Çin emperyalizminin Doğu Türkistan üzerinden başlayan yayılmacılık stratejileri ile Avrupa Bölgesi ülkelerinin resesyondan çıkamamasının sonucu küçülen ekonomileriyle birleşince egemenlerin kendi aralarındaki it dalaşının boyutlanarak devam edeceği ve bu durumun 2015 yılında Türkiye’yi derinden etkileyeceği ön görmek için deha yada dahi olmaya gerek yoktur.
Tüm bu olup bitenlere karşı emekçilerin, ezilenlerin sömürülenlerin, gadre uğrayanların yok ve hor görülen kitlelerin ne yapacağı, nasıl tepki vereceği çok önemlidir. Geniş emekçi kitlelere dayatılan kırıntılarla yetinme durumu ve 2015 genel seçimleriyle bir kez daha sisteme yedeklenerek yönetilmeleri mümkün olduğu gibi 2015 genel seçimlerinin politikleştirdiği emekçi yığınları kendine sınıf olması gerektiğine inandırıp çürümüşlükten kurtularak yeni bir yaşamının kapısını aralaya bileceklerine inandırıp mücadele sahnesine daha güçlü çıkarta biliriz.
Bu değişim, nasıl gerçekleşecektir? İşçi ve kent yoksulu kitlelerin 2013 Haziran Direnişi’nin yolundan, fiili grev ve eylemleri, fiili ve aşağıdan sokak demokrasisiyle mi? Yoksa egemen güç odaklarının, biraz saray darbe ve entrikaları, biraz burjuva seçim sandıklarıyla, kitleleri de birbirine karşı yedekleyerek mi?
Bu değişim, ne tür bir değişim olacaktır? Kitlelerin gerçek sınıfsal özlemleri doğrultusunda köklü bir siyasal-toplumsal değişim mi? Yoksa kendi tahterevalli oyununu bitirip asıl operasyonu işçi sınıfına, Kürt halkına mı çekerek sömürgenler için dikensiz gül bahçesi mi yaratılarak çürüme başka bir boyuta mı taşınacak?
AK Parti-Cemaat arası güç, iktidar ve paylaşım kavgası rejim krizinin yalnızca görünen ve şu an öne çıkan yüzüdür. Arka plan “stratejik derinliğinde”, küresel, bölgesel, ülke içi egemen güç odaklarının eşitsiz, düzensiz, kesintili ve çatışmalı gelişimleri, değişen güç dengeleri içinde birbiriyle değişen çatışma ve ittifak kombinasyonları, Türkiye’yi, Kürdistan’ı, orta doğu ve Avrasya’yı nasıl dizayn edeceği gerçekliği yatmaktadır.
Geniş Emekçi yığınlar kendine sınıf olma idrakiyle harekete geçmedikçe, tüm o dev çaplı devlet bürokrasisi, polisi, ordusu, banka holding ve borsaları geri adım atmayacaktır. Onları sömürgen düşlerinden uyandıracak ve uykularını kaçıracak olan kendine sınıf olma bilinçli emekçi kitlelerdir.
Kiziroğlu lu kahramanlık türküleriyle mevcut olanı “cilalayarak” hoşnutsuz kitleleri eskisi gibi yönetmek 2015 yılından itibaren daha zor olacaktır. En ufak hak mahrumiyetinden geniş kapsamlı baskı düzenlemelerine karşı kitleler tüm zaptı rap yöntemlerine inat alanlara çıkacaktır. Geziden Lice ye Kobane den Roboski ye kitleler sokakları bedel ödemeyi göze alarak tutmuştur. Bu göze alış yeni yaşama olan inancın kitleler nezdindeki kabullenişle doğru orantılı olarak artarak bir birini örerek çoğalacaktır.
Sınıfsal-toplumsal-cinsel-ulusal özgürlük istemiyle sokaklara dökülecek yığınlar 2015 genel seçimlerindeki zenginlerin dayattığı değil kendi özgür iradesiyle kendi meclislerinde belirlediği vekilleri dünden daha çok seçerek suratlarına bir tokatta sandıkta atacaktır. Sandık demokrasisine takılmadan kendi oluşturduğu meclislerle egemenin tüm sömürü ve ranta dayalı kentsel dönüşüm projelerine çomak sokup, geniş emekçi yığınları banka kredi kartı borç ve haizlerinden kurtaracak, elektrik, doğal gaz ve içme suyu gibi önemli girdilerde vergilerin sıfırlandığı maliyetine kullanım bedellerinin belirlendiği yasal düzenlemeleri bir biri ardına hayata geçirerek yeni yaşama adım atarak çürümüşlüğün pençesinden kurtulmanı sevincini yaşayarak ve yeni yaşamı daha fazla isteyip onun için daha fazla mücadeleye koyulacaktır.
2015 geniş emekçi yığınlar için bir tercih yılıdır. Ya yeni bir yaşam için korkusuzca mücadele edeceğiz, ya çürüyeceğiz! Ya temiz, sağlıklı, güvenceli, özgür bir toplum için mücadele edeceğiz, ya daha fazla köleleşeceğiz!