Örneğin yüksek gerilimin insana verdiği zarar baz istasyonundan kat kat fazla olduğunu Prof.Kalkan anlattı. Yani yüksek gerilim hatlarının kent içinde geçtiği alana o yerin altında oturanların kanser riski daha yüksek olduğunu prof Kalkan söyledi. En hızlı biçimde yüksek gerilim hatlarının yer altına alınması gerektiğini ifade etti. Hemen yüksek gerilim hatları kent merkezleri geçişleri yer altına alınması zorunlu dedi. Ayrıca önemli bir konuya daha dikkat çekti evde tasarruflu ampulün ucuz olanlarının da baz istasyonundan daha büyük risk taşıdığını ifade etti. Evde içinde civada olan ucuz tasarruflu lambaların kullanılmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca özellikle erkek çocuklar için diz üstü bilgisayarın önemli risk oluşturduğunu kısırlık başta farklı etkilere neden olacağını söyledi.
Prof.Dr. Kalkan dinleyince ne tehlikelere nasıl kayıtsız kaldığımızı, baz istasyonu gibi bir iki ayrıntıya takılıp kaldığımızı algıladım. Baz istasyonu dahil her türlü elektronik aletin ve cihazın mutlaka bir yan etkisi söylenegeliyor da hiç farkında olmadığımız tasarruflu ampul, yüksek gerilim gibi konuları dinleyince demek ki eriştiğimiz her rahatlık ve kolaylıkta bilmeden kendi kendimizi de tüketiyormuşuz demekten edemedim.
Sağlık Bakanlığında da görevleri bulunan Prof.Dr Tunaya Kalkan’a içme sularında radyasyon ölçümünin yapılıp yapılmadığını sordum. Ruhsat aşamasında yapılması gereken bu kontrolun yapılmadığını ilgili bir yetkili ile de telefonla görüşerek ifade etti. Üniversite bazı suları bu bağlamda inceliyormuş ama ruhsatlı içme sularında radyasyon ölçümü yapılmıyormuş oysa mutlaka yapılması gerekir. Yer altı sularının değerleri mutlaka tüm detayları ile irdelenmeli. Ücret ödeyerek iyi su diye satın alınan suların radyon değerleri de Sağlık Bakanlığınca incelenerek sonuçları kamuoyuna açıklanması doğru olandır.
Sonuçta kullandığımız, yaşadığımız sorunları bilim adamlarının verdiği bilgi ve açıklamalarla izlemek ve onların açıkladıkları değerlere göre yaşamak doğru seçenektir.