Hatırlarsınız... Üniformalarıyla gelen PKK’lıların memlekete girişi, coşkulu törenlerle kutlandı.

Habur terösitlerinden birinin avukatı Sezgin Tanrıkulu’ydu. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı olur olmaz, bismillah, ilk iş, Sezgin Tanrıkulu’na telefon etti. sonra üye yaptı.. Kılıçdaroğlu, parti meclisi için blok liste yapıp, Tanrıkulu’nu o monoblok gövdenin içine sokmak istiyor… Ki, monoblok olsun, komple, langırt diye sandığa atılsın.



Hatırlarsınız… Üniformalarıyla gelen PKK’lıların memlekete girişi, coşkulu törenlerle kutlandı.
Aslında terörist olmadıkları, olsa olsa sevimli terörişko’lar olduğu açıklanan PKK’lılar, sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından çiçeklerle karşılandı. Ayaklarına mahkeme götürüldü. “Teslim olmaya geldiniz di mi?” diye soruldu, “Hayır, liderimiz sayın Apo çağırdı” dediler. “Pişmansınız di mi?” diye soruldu, “Yo-oo, pişman filan değiliz” dediler. Bunun üzerine, “Yaz kızım, pişmanlık affından faydalanmalarına” denilerek, serbest bırakıldılar. Üstü açık otobüse bindirilip, havayi fişekler eşliğinde, zafer turu attılar. Kurbanlar kesildi, nazar değmesin diye alınlarına sürüldü. PKK’lıların yurda girişi şerefine, yurdun çeşitli karakollarına molotofkokteyli atıldı.
*

Türkiye armut gibi seyretmişti.

*

Sıkılınca, haberleri zaplayıp…
Dizi filmlere geçmişti.

*

Bilahare… Apo’yla yapılan protokol görüşmeleri kısa süre tıkanmış, o tıkanma sırasında, terörişko oldukları açıklanan arkadaşların, aniden, terörist olduğuna karar verilmiş, bazıları tutuklanmıştı. Birinin avukatı, Diyarbakır eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu’ydu.
*
Terörist de olsa, elbette kendini savunma hakkı var, avukatı olmalı… Ancak, ya kendi tutar, ya devlet verir ya da gönüllü olunur. Tanrıkulu’nun durumunu bilmiyorum, merak da etmedim, çünkü, Apo’nun protokolünde yer alan “anadilde eğitim”i gönülden savunduğunu biliyorum.



*
Ayrıca, hiç eveleyip gevelemiyor, tıpkı BDP’nin istediği gibi, Anayasa’da yer alan “vatandaşlık” tanımının değiştirilmesini, hatta, referanduma sunulmasını mantıklı buluyor.
*
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı olur olmaz, bismillah, ilk iş, Sezgin Tanrıkulu’na telefon etti, “Sizi CHP’de görmek istiyorum” dedi. Nereden biliyoruz? Tanrıkulu açıkladı, öyle öğrendik. Ancak, CHP’de görülemedi. Çünkü, Kılıçdaroğlu’nun kendisi bile son dakkada başkan adayı olduğu için, Tanrıkulu son dakkaya yetiştirilip, üye yapılamadı. Gel zaman git zaman, Önder Sav’ın ayıklanmasından hemen sonra, rozeti takıldı, CHP’ye üye yapıldı.
*
Blok mu? Çarşaf mı?
*
Kılıçdaroğlu, parti meclisi için blok liste yapıp, Tanrıkulu’nu o monoblok gövdenin içine sokmak istiyor… Ki, monoblok olsun, komple, langırt diye sandığa atılsın.
*



Peki ya çarşaf olursa?
Delegeler elde kalem bekliyor… Habur otobüsünden inip, CHP otobüsüne binen son dakka yolcusunun biletinin üstü çizilecek, hayatı boyunca CHP otobüsüyle seyahat edenlerin isimleri yazılacak. E böylece, otobüste sınırlı sayıda koltuk olduğu için, muavin olması planlanan Tanrıkulu, bagaja bile giremeyecek.
*
Başka son dakka yolcusu var mı?
Var da, yerimiz dar.
*
Haberler şimdilik bu kadar…
Dizi filmlere geçebilirsiniz.
 

- - - -