Okullar açıldı… Eğitim-Öğretim her ailenin gündeminde…  Farkındamısınız? Bilmiyorum  evinizin gizli reisleri çocuklarınız… Aileler eğitim konusuna her geçen gün daha büyük önem veriyor. Gıdadan sonra en temel ihtiyaç ve harcama haline geldi eğitim kalemleri.


Ülkemizde 13 yıldır aynı hükümet var ama belki de 13 kereden fazla eğitim sistemi değişti. Neyse, ulusalda zaten eğitim sistemi tartışılıyor biz yerel-e bakalım.


Geçtiğimiz haftalarda kapanan okullara akıllı tahta ve fiber internet hattı döşendiği haberini yapmıştık. (Burada Tıklayın) Bu haberden sonra öğrendik ki kapanan okullara eğitici bilgisayar formatör öğretmenleri de atanmış…


Kapanan okula öğretmen atanırken, Bahçeli Gazi okulunda 1. sınıf öğretmeni yok diye veliler Bor Milli Eğitimde soluğu almışlar.


Bor İftiyan Mahallesi’nde Yunus Emre  ilk ve orta okulu mevcut. Okul binası yetersiz olduğundan ek bina yapılıyor. İhale, müteahhit, taşeron, taşeronun da taşeronu! derken inşaat başlıyor. Okullar açıldı… Okul içinde dozerler çalışıyor.


Eee… o kadar öğrenci ne olacak?


Hadi… 100 metre ötesinde sağlık ocağı var… Sağlık Ocağı okula dönüştürülüyor. Daha önceden boşaltılmış küçücük  sağlık ocağı binasında eğitim görülüyor. Neyse çocuklar kafalarını sokacak bir bina buldular ya… Sağlık Ocağında eğitim yapılırken velilere, Yunus Emre ilk ve orta okulunun 10 gün içinde tamamlanacağı sözü veriliyor. Gittik gördük aşağıda video da siz de göreceksiniz…  Bir ayda tamamlansın bizde sanat’tan!  hiç anlamıyormuşuz diyeceğiz.



Yunus Emre  Sağlık Ocağı! İlkokulu’ndan  dönerken bir başka okul inşaatını  gördük.



Bor Yeni Göçmen Mahallesi’nde  Gazi İlköğretim Okulu’nun binası yetersiz geldiğinden hayırsever iş adamı hemşerimiz Dr. Servet Çetin yeni bina yapılması için Niğde Milli Eğitim Müdürlüğü ile 2013 Şubat ayında protokol imzaladı. Okul 2013 Mayıs ayında boşaltıldı. Sözde  2013-2014 eğitim-öğretim dönemine yetişeceği öğrenildi ama şuan daha kara yapısı bile tamamlanmadı. Hayırsever parayı veriyor, ama okul yapımı ağır aksak gidiyor. Niğde’nin bütün işleri böyle şaşırmıyoruz.  Buradaki öğrenciler de zaten kalabalık olan  Veli Bengü İlkokuluna taşınıyor-lar. Ama olsun onlara da  kafalarını sokacak bir yer bulunuyor.

Bor İlçesi’nde Mehmetçik Mahallesinde sırt sırta iki okul var. Önceki ismi Kenan Evren olan sonradan Adnan Menderes  ismi verilen ilkokul ile  Mehmet Akif Ersoy ortaokulu.  Her iki okulun da arazisi hayli fazla ama yeni bir bina yapılıp  tek bina, tek ısınma, tek idareci, tasarruf düşüncesi  altında bu güne kadar birleştirilemedi.


Olsun,  bu iki okul birleştirilmedi ama Bor Mehmet Akif Ersoy ortaokulu Ana Sınıfı ile Bor Atatürk Anadolu Lisesi birleşti. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu binası yetersiz olduğundan burada ana sınıfı Atatürk Anadolu Lisesine taşındı.

4+4+4 Eğitim sistemi dayatıldığında ilkokul ve ortaokulların arasının bile duvarla ayrılacağı yaş grubu farklı öğrencilerin birbirlerinden etkilenmesi önleneceği belirtilmişti.

Ama… öyle duruma geldik ki… Lise de Ana Sınıfı öğrencileri eğitim görüyor. Müfettişler mevzuata uygun demişler… Diyeceğimiz bir şey yok! Ana sınıfı öğrencileri de kafalarını sokacak bir yer buldu.

Bor 100. Yıl YİBO’da öğrenci azlığından 3-4-5’nci  sınıflar mevzuata aykırı şekilde birleşik ders gördüğü bilgisini edinirken… Devasa binadan yeteri kadar faydalanılmadığını düşündük. 

Geçtiğimiz seneki kayıtlara bakıp Bor İmam Hatip Ortaokulu ve lisesine yer tahsisi ve bina inşaatı planı  yapılırken, bu sene de yeterli kayıt olmadığından pansiyonunun  dolmadığını öğrendik.

Yeni sistemde meslek liseleri teşvik edilmesine rağmen, Bor Ticaret Lisesine 30 kayıt, Kız Meslek Lisesine ise 45 kayıt gerçekleştiğini öğreniyor ve bir zamanların ihtişamlı Bor Kız ve Ticaret Meslek Liselerinin  tükendiğini fark ediyoruz.

Fakir öğrenciler bazı okul idarecileri tarafından aynı düzey ve paralelde Bor’da lise olmasına rağmen Niğde’ye yönlendirilip kitap-kırtasiye masrafının yanına  yol ve yemek  masrafının da  vebaline girdiklerini gözlemliyoruz.



Okullardaki disiplin, kalite, sendikacılık, öğretmen ilişkileri,  torpil, kıyafet, kifayet… bunlara girmiyoruz,  çıkmak da çok güç!, destan yazılır.

Bor İlçesinde bütün bu eğitim-öğretim sorunları yaşanıyorken Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapıyor?

Bor Milli Eğitim Müdürlüğü görevini 12 yıldır yürüten Adnan Solak birkaç ay önce kalp ameliyatı oldu raporlu. Müdür Adnan Solak'ın  2013 Ekim’i sonunda görevine başlayacağı öğrenildi.

Bor Milli Eğitim Müdürlüğüne 3 aya yakın süredir daha önce Şube Müdürlüğü yapan Yasin Şanlıtürk vekaleten bakıyor. Şanlıtürk  birkaç yıllık Şube Müdürü. Kendisi Müdürlüğe vekalet edince ilçe de başka şube müdürü de yok. Kadro var ancak uzun zamandır atanamadı. Sitemizi düzenli takip edenler “elim sende” manşetimizi hatırlayacaklardır.(Burada tıklayın) Yasin Şanlıtürk, tek başına Bor Milli Eğitimi yürütmeye çalışıyor. Buradan açıkça belirtelim yukarıdaki bilgisini edindiğimiz sorunlardan dolayı kendisini suçlamıyoruz.


Bor ilçe merkez nüfusu 40 bin, köyler ve kasabalar ile 100 bine yaklaşıyor. Binlerce öğrenci var, yüzlerce öğretmen var, beraberinde gelen işler ve sorunlar var.


Okullar açıldı… Bunca sorunlar varken, yaşanırken,  neden Kaymakamlık tarafından geçici bile olsa bir şube müdürü görevlendirilmez?  Niğde Milli Eğitim Müdürlüğünde  fazlası ile şube müdürü, müdür yardımcısı varken, bunlar eğitim harici STK’ların etkinliklerinde, toplantılarında  boy gösterirken bir tanesi böylesi hassas bir dönemde neden Bor İlçesi’nde görevlendirilmez.


Hep merak etmişimdir ve sormuşumdur, Niğde Milli Eğitim Bor ilçesine neden soğuktur, neden mesafelidir?


Bor’daki okul idarecileri Milli Eğitimin bu durumundan dolayı kendi başlarının çaresine bakmak durumunda kalmışlardır. Ötelenen bir çok iş ve işlem bulunmaktadır. Bor Milli Eğitime vekalet eden Yasin Şanlıtürk Niğde’den yada Bor Kaymakamlığı’ndan yeni bir görevlendirme konusunda bir talebi olmuş mudur? Olmamış ise oda masum değildir,  bu sorunlar karşısında vebal altındadır.


Vebal demişken… Aklıma geldi.
 
Ozan Arif’in Ankara’ya hitaben yazdığı bir şiir dinletisi vardı.
 
Alooo Ankagara mı?  Ben Çopur Osman “ diye başlayan,    bir türlü erişemediği, Ankara’ya! telefonla derdini ulaştırmaya çalışan Çopur Osman’ın meramını anlatıyordu. (Burada Tıklayın) Bir başka devamı niteliğindeki şiir dinletisinde ise telefonla da sonuç alamayan Osman Dayı’ya “ Kalk  ayağa, kalk  Osman Dayı” diye yol gösteriyordu.
 
Ne alaka demeyin,
 
Kel alaka…
 
Sendikalar,  partiler  mi dediniz?…
 
O zaman tekrar başa dönelim,
 
Bor’da eğitimin gülermisin, ağlarmısın hali…
 
 
Sağlıkla Kalın…