Panik içindeler. Hesaplamamış olmanın verdiği şaşkınlık hali, kendilerine hakim olmaya başladı. Afganistan’da, Irak’ta Libya’da, Yemen’de, Bahreyn’de yüzbinlerce insan katledildi. Böylesine tepki koymamışlardı. 57 İslam ülkesinden sadece Türkiye’deki İslamcılar tepki veriyor. Mısır için sokaktalar, meydandalar.

 

Onlar; insan hakları için, adalet için, hukuk devleti için, sosyal devlet için, doğa için, yeşil alanlar için, yalana-talana karşı olmak için tepki için sokakta meydanlarda olmazlar.  

 

İslamcıların hezeyanı; Müslüman halkı şaşkınlığa itmiş durumda. Müslümanlar kimin doğru kimin yanlış söylediğini anlamakta zorluk çekiyor.

 

İslamcılar; geçmişin kalıpları, kavramları ile düşünürken, değişmemektedirler.

Peki ama neden?

 

İnsanoğlunun gelişim ve değişim metodolojisi Müslümanlara neden etki edemiyor?

Hukuk devleti, insan hakları, özgürlükler, kadın hakları neden İslam ülkelerinde karşılık bulamıyor?

 

Tek istisna Türkiye’dir. Laik, sosyal bir hukuk devleti olarak Hıristiyan dünya ile Müslüman dünya arasında örnek bir toplum, örnek bir devlet modeline sahip. Ancak Türkiyeli İslamcılar bu çağdaş yapıyı alt üst etmenin fesatlığı içinde.

 

Bid'atçi İslamcıların hezeyanlarını iyi bilmek gerekir.

İstismarcı ölümsüz tipler; dalkavuk, yağcı, yağdanlık, yalaka gibi değişik adlarla aramızda yaşamaya devam ediyor. Bir çok Müslüman da bunların peşinden koşuyor.

 

En hızlı İslamcılara bakın.

Kullandıkları isim ve kavramların ardında, çok iyi mal biriktirdiklerini ve zenginleştiklerini görürsünüz. İslami kesim ahlaksızlıkta laikçi kesimi kat kat aşmıştır.

 

İslamcılar; içinde bulundukları durumun özeleştirisini yapamazlar. Çünkü liderlerine karşı dinin temel ilkelerini bile kat kat aşan bir bağlılıkları bulunmaktadır.

 

Gruplar arası tartışma, çatışma ise kaçınılmaz olarak her yerde var.

 

İslam ülkelerine bakın. İki gerçeklik var. Biri inanılmaz keyfi bir gaddarlık, insan hayatına en ufak değer vermemek, diğeri de katı ve köklü bir kadın düşmanlığı.

 

BOP gibi küresel tezgahlar ortaya dökülürken, sözde İslamcıların yaldızları da dökülüyor.

 

İslam maskeli hizbuşeytanlar; İslam dünyasını kana boğuyor.

Emperyalizmin bölgede yarattığı, mezhep ve etnik ayırımcılık artıyor.

Yüksek frekanslı iç savaş yolculuğu İslam ülkelerini sarmalamış durumda.

 

İslamcılar katmerli yalanlar sürdürüyor.

Şeriat ve Fıkıh diyorlar ancak bozuk içtihatlarla İslam inancını altüst ediyorlar.

 

Müslümanların sahte müçtehitlere, bozuk fetvalar verenlere önem vermemesi gerekir.

Söyledikleri, yaptıkları, uyguladıkları, İslam ahlakının iffet ve haya ilkelerine aykırıdır.

Bunların şöhret, iktidar ve servet için, yapmayacakları yoktur.

 

Samimi, içten, uyanık ve şuurlu Müslümanlar; gerçekleri halka anlatmalıdır.

Herkesin sağlam, doğru, sahih inançlara sahip olması gerektiği anlatılmalıdır.

 

Siyasal ılımlı İslamcı ideolojili vesayet sisteminin İslam’a aykırı olduğu, halkın anlayacağı ve kaldıracağı şekilde anlatılmalıdır.

 

Müslüman toplumlar; bir israf, dolayısıyla günah ve isyan toplumuna dönüşmüştür.

Müslümanlar titreyip kendilerine gelmelidirler. İnsanlığın gelişim ve değişim dinamiğinden uzak olmamalı, bilimden, ahlaktan, insan haklarından, özgürlükten mahrum kalmamalıdırlar.

 

Günün Sözü; Uyarma, aydınlatma, bilgilendirme insan insana yapacağı en büyük iyiliktir.