Tilki arkadaşına dert yanıyordu : Bizim adımız kurnaza çıkmış bir kere. Maksatlı olarak bizim adımızla ulu orta örneklendirmeler yapıyorlar. İnsanlar kendi aşağılayıcı kurnazlıklarını bizim adımızı kullanarak gizlemeye çalışıyorlar! Onların bizi aşan kurnazlıklarını inceledikçe bizim doğal halimizi koruduğumuz anlaşılıyor.  Eğer yiyeceklerimize, içeceklerimize sinsice bir şeyler koyup genlerimize dokunmazlarsa biz yaratılışımızın gereği olarak, ALLAH’ın izniyle böyle kalacağız.

 

Ama insanların, kalleşlikte, inançsızlıkta, ahlâksızlıkta, döneklikte, sapıklıkta, bencillikte çok ileri gittiklerini görüyoruz. İnsanlar neyi kullanırlarsa kullansınlar, taktıkları maskeler de, kullandıkları terimler de onların yozlaşmalarını gizleyemeyecek.

Bir hafta önce şehrin dışındaki bir bağ evinde gördüklerimi sana anlatayım. İri bir sinek  atın kuyruğuna konmuştu. At kuyruğunu salladıkça o kalkıyor, tekrar konuyordu. Sinek ata huzur vermedi. Koskoca bir at, kendisine meydan okuyan küçük bir sineğin adeta oyuncağı olmuştu. Bu iri hayvandaki heybet, kas kuvveti, 4 çelik gibi ayak, uzun bir kuyruk küçük bir varlığın saldırısı karşısında yeterli değildi. Sadece kuyruk sallamak nafileydi!

 

Dün tilki milletinin aşağılanmasına sebep olanlar hakkında suç duyurusunda bulunarak dava açtım. Hakim başvurumu çok ciddi ve yerinde buldu. Hâkime : «Yaradılış sebeplerini görmezlikten gelen bazı insanların, hayvanlar ve bitkiler âlemini olumsuz yönde etkileyebilecek şekildeki yozlaşmaları neden ilmen araştırılmıyor?» diye sordum.

«Koltuk, saltanat, para, servet, unvan ve hırs tutkunları, sözlerini davranışlarını kontrol edemeyenler, gençleri aşağılayanlar, Müslüman katliamı yaptırtanlar içinde yaşadığımız, havasını soluduğumuz ülkeyi felâkete sürüklüyorlar. Burnumuzun dibinde, yani Irak’ta Amerikan işgali ve saldırılarıyla, işlenilen insanlık suçları yanında, imha edilen tarihi, nesli kurutulan böcekleri ya da bitkileri hiç sorgulayan, araştıran oldu mu? Hâkim Bey, eğer cüzdanınla vicdanın arasına sıkıştırılmadıysan bütün dünyada işlenilen suçlara karşı ALLAH’a (C.C.) kul olduğunu göster ve nerede bir insanlık suçu,  bir tahribat, bir işgal, bir tecavüz görüyorsan işlem yap, sesini duyur, insan kimliğini ortaya çıkart! Adaleti sağlamayan, hukuku aramayan, tarafsız ve adil olmayan bir kişi Müslüman da, hâkim de olamaz Hâkim Bey!

Hesapsız yapılanlar, hesap edilmeyen olumsuzlukları hazırlar.

Suçsuzu yargılayan, mazlumu mağdur eden, masumu cezalandıran, suçluyu onurlandıran, kusurları ödüllendiren, kötülüğü teşvik eden, insanî duyarlılıkları imha eden bir sistem adil olamaz! Biz bütün hayvanlar birbirlerimizle iletişim halindeyiz. İnsanların perdeli ve yozlaştırılmış durumları bizlerin sırlarını öğrenmeye engeldir. Örneğin biz, domuzlar da dahil her cuma günü bütün hayvanlar birbirimizi uyarırız : Komşu.. komşu bugün cuma, diye kıyametin cuma günü kopacağını hayvan dostlarımıza  hatırlatırız!», dedim.

 

Bu ifadelerimden sonra Hâkim Bey ayağa kalktı. Bana teşekkür etti ve önde oturan kadına hitaben, «yaz», dedi : “Gereği düşünüldü, dünya düzenini bozan, unsur, kişi, müdahale, savaş,  saldırı, terör,  cinayet, işgal,  imha hareketleri incelenecek ve hazırlanan raporların altına da «İnsanlar zalimleştikçe vicdansızlaşırlar, vicdansızlaştıkça da zalimleşirler», notu düşülerek dünya ülkelerine duyurulacaktır”, şeklinde  sözlerini kayda geçirdi.