Özdemir, Kürt ve Türkmen aşiretleri arasındaki etkileşimi, Türkmen aşiretlerinin neden Kürtleştiğini ve Kürtleşmenin ne anlama geldiğini, Kürtleşmenin neden hâlâ devam ettiğini, hangi Türkmen aşiretlerinin Kürtleştiğini ve tekrar Türkmenleşmelerinin mümkün olup olmadığını, Türkleşen Kürt aşiretlerinin olup olmadığını inceliyor ve ortaya koyuyor. Özdemir, Zazaların ve Kürtlerin Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, diğer kitaplarında ortaya koymuş olan bir araştırmacı. Bundan dolayı, Özdemir’e göre, Zazalaşmak veya Kürtleşmek, bir başka milliyete mensup olmak anlamına gelmiyor. Türkmen’in Kazaklaşması veya Özbekleşmesi gibi bir süreç. Ancak Özdemir bu sürecin mekanizmalarını etnik coğrafya açısından inceliyor.
Özdemir Abbasan, Adamanlı, Baban, Baykan, Berazi, Bilikan, Caf, Canikli, Cibran, Didan, Gani, Guran, Harki, Helecan, Karabalı, Kevan, Koçan, Koçgiri, Kureyşan, Lolan, Metinan, Omeran, Rojki, Şabak, Şırnak, Tatar, Torun, Zilan gibi 200’e yakın Zaza ve Kürt aşiretinin Türkmen aşireti olduğunu büyük ölçüde Osmanlı kaynaklarına dayanarak ortaya koyuyor. Kitabın sonuna“Aşiretinizin hangi kökenden geldiğini nasıl anlarsınız?” şeklinde ilginç ve çok faydalı bir bölüm de koymuş Özdemir.
Özdemir’in kitabını okuyunca Türkiye’nin nasıl ehil olmayan eller tarafından yönetildiğini bir kez daha görüyorsunuz. Türk Milletinin parçası olan Kürtlerin bir bölümünü ve kısmen Zazaları, PKK bölücülüğüne kaptıran, heba olmalarına yol açan kötü yönetim, Osmanlı belgelerinde Türkmen olarak kaydedilmiş aşiretlerin bile Türkmen olduğunu bugün bilmiyor. Muhakkak devlet kayıtlarında bir yerde var ancak yaşama geçmediği sürece bunun bir anlamı yok. Bu kitabı okuyunca Kürtçü-bölücü hareketin önde gelenleri arasında bir çok Türkmen aşireti mensubunun olduğunu da görüyorsunuz. Dilerim bu kitaptan hareket ile Kürtçü hareket içindeki Türkmenler konusunda da bir araştırma yapılır.
“Kayıp Türkler-Etnik Coğrafya Bakımından Kürtleşen Türkmen Aşiretleri” on binlerce sayfaya dağılmış bilgiyi 300 sayfalık küçük bir kitaba indirerek, sadece uzman araştırmacılar için açık bir alan olmaktan çıkarıp, ilkokul çocuklarının dahi okuyabileceği bir alan haline getiriyor. Umarım sadece ilkokul çocukları değil, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, bakanlar, generaller, valiler, kaymakamlar başta olmak üzere bir çok sorumlu mevkide bulunan kişi de bu kitabı okur. Ancak onlar okumasa da Türk Milliyetçisi aydınların baş ucu kitabı olması gereken bir kitap yazmış Ali Rıza Özdemir. Özdemir’i tebrik ediyor ve bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum. Özdemir, çalışma azmi, ısrarlılığı, sabrı, kararlılığı ile genç Türk Milliyetçisi aydınlar arasında bir öncü ve örnek olma niteliği taşıyor. Türk Milliyetçisi aydın olmak, Türkiye’nin ve Türk dünyasının sorumluluğunu omuzlarında hissetmek, özetle boş laf üretmeden iş ve sonuç üretmek için çalışmaktır. Türk Milliyetçisi aydın olmak bazılarının kaybedildiğini düşündüğü cephelerde bile Sakarya savaşı ruhu ile hiç bitmeden ve tükenmeden, “Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” diyerek, mücadele etmektir. Bunu yaparsanız kazanırsınız. Belki bugün değil ancak yarın muhakkak.