Hatay’dan, Reyhanlı’dan göç başladığına dair haberler var. Bir okur mektubunda ise“Patlamaların asıl sebebi, Hatay’ı boşaltmak mıdır? Bölgede yüz binlerce mülteci var. Ayrıca bunların Türk vatandaşı yapılacağına dair haberler var. Bunlar neyin hazırlığı?” diye soruluyor..

AKP’nin mültecileri vatandaş yapabilmek için vatandaşlık yasasını değiştirdiğini hatırlarsak bu soruların yersiz olmadığını söylemek gerekir.

***

Ayrıca patlamaların açılım sürecinden bağımsız olmadığı da anlaşılıyor. Suriye’nin kuzeyi PKK’ya terk edilmiştir. Hatay’ın nüfus yapısı değiştirilerek, “Büyük Kürdistan” ın denize çıkışı mı sağlanmak isteniyor? Eğer bu değerlendirme doğruysa, patlamaların arkasında projenin asıl sahibi İsrail mi var? MİT, istihbaratı nereden aldı? İstihbarat paylaşımı ile İsrail’den mi? Ayrıca polis bomba yüklü araçları Ankara’da mı arıyordu? Reyhanlı’da 70 mobese kamerasının çalışmaması bir tesadüf müdür?

Yine 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün Kilis raporundaki “Suriye’ye bağlı ve sınırın 3 kilometre yakınında yer alan Dersuvan köyü, İki Dam köyü, Bülbül kasabası, Bek ovası köyü ve Zehre köylerinde PKK’nın sınır karakolları var. Suriye tarafı bu karakollar tarafından korunuyor. Bu durum bütün mülki, askeri istihbarat ve emniyet yetkilileri tarafından da biliniyor” ifadeleri de durumun ne boyutta olduğunu gösteriyor.

***

Bu noktada BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Milliyet’e yaptığı açıklama önem kazanıyor. Demirtaş, “Bu kadar büyük istihbarat zafiyetine yol açacak bir organizasyonun Türkiye içinden destek almadan gerçekleşmesi sıfır ihtimaldir. Bombaları kimin patlattığını, devlet içindeki desteğin kimden gittiğini, hükümet ortaya çıkarıp açıklamalı. Devlet içinden destek olmaması mümkün değil. Çünkü Türkiye güçlü bir istihbarat ve güvenlik ülkesidir. Türkiye gibi bir ülkede içeriden bazı devlet görevlilerini ayarlamadan o işi yapamazsın. Bağı kuracaksın, Lazkiye’den çıkaracaksın vs. Bunlar ciddi organizasyonlar” dedi. Tabii Demirtaş’ın, PKK’nın büyük eylemlerinin nasıl gerçekleştirildiğine dair bilgisi ve tecrübesi olmalı! Yoksa bu kadar ciddi iddialarda bulunamazdı.
Diğer taraftan CHP Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “Reyhanlı’da patlatılan araçlar gerçekten Suriye’den mi girdi, yoksa MİT’in işaret ettiği gibi Ankara’yı, Konya’yı dolaşıp gezerek mi Reyhanlı’ya gittiler?”
 diye sordu.

Koç, “Reyhanlı olayının üzerinden iki saat geçmeden İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakanı patlamanın öncesi, sonrası, failleri konusunda kamuoyuna açıklamalar yaptılar. Daha önce yaşadığımız olaylar hâlâ aydınlatılamamışken bu ivedi açıklamalar hangi bilgiye dayanıyor, gerçeklik derecesi nedir? Bu olaydaki istihbarat ve güvenlik zaafı nasıl açıklanacak, birileri özellikle Reyhanlı’dan başlayarak Hatay ekseninde Türkiye’nin mezhep temelinde karıştırılmasını mı planladı?” diye endişelerini bildirdi.

***

Daha büyük bomba ise Meclis’te gündeme alındı. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in kısmen veto ettiği petrol yasası yeniden Meclis gündemine alındı. Zaten etkisizleştirilen TPAO, bu yasayla bitirilecek ve Türkiye petrolleri de tamamen yabancı petrol şirketlerinin emrine hazır hale getirilecek. ABD’ye, gözlemci olarak bulunduğu Lozan’da taviz olarak verilen “Chester imtiyazı” işler hale getirilecek.. Atatürk, Lozan imzalandıktan sonra bu imtiyazı rafa kaldırmıştı ama Amerikalılar aldatıldıklarını düşünerek, bugüne kadar Türkiye petrollerinin çıkarılmasına engel oldu.

Yani patlamaları planlayanların birden çok hedefi var.