İnsanlar birbirlerine saygı göstermiyorsa, mutlaka aralarında bir kargaşa ve zulüm vardır. Bizlere nasıl bir terbiye veya eğitim verilmişse, bize dost elini uzatan güzel insanlara, baştan uzlaşmacı olmayan bir tavır ve ön yargıyla yanaşıp, onların ne demek istediklerini dinlemeden, sadece nefsimizin cehaleti, gururu ve kibiri ile bize uzatılmış bir eli baştan ret ederek, kendimizi yalnızlığa doğru itiyoruz. Belki bizim geleceğimizde çok mutlu bir yaşantının olmasına vesile olacak fikri dinlemeyerek, sadece dinlemesini bilemediğimiz için ayrılıkçı ve çıkarcı gayriinsanî bir davranışla, hem güzel ülkemize, hem de bu Allah’ın şereflendirdiğim dediği, güzel insanlara zarar veriyoruz.
Sosyal bir toplum olabilmemiz için, aydınlarımızın ve arkasına takılanların söylevlerine bir ihtiyaç olmadığını söyleye bilirim. Söylevlerinde haklı olsalardı bugüne kadar ülkemizde huzur ve saygıyı gerçekleştirirlerdi. NEERDE! Gittikçe batan, kimsenin kimseye saygı göstermediği ve bir başkasının mutsuzluğu üzerine huzurunu inşa etmeye çalışan bir güruhu oluşturmaktayız.
Halk arasında bir deyiş vardır.”Hayvanlar koklaşarak, insanlar da konuşarak anlaşır” derler. Demek ki halk, insanlar arasın da anlaşmanın konuşarak olacağını biliyor da, konuşanı dinlemesini bilerek olacağını bilemediği için, bugünlerde çıkarcı ve haris bir toplum olma istikametinde gidiyoruz.
Bir söyleneni dinle be Allah’ın kulu, bir dinle. Belki istikbalin, dinleyeceğin sözler arasındadır. Belki söyleyen Allah kelamı söylüyordur. Dinlemeden ne öğreneceksin ki Allah’ın lafzını bile dinleme saygısını yitiren bir topluluk haline gelmeyiz inşallah.
SÖZÜMÜZ DİNLEMESİNİ BECEREMEYENLERE.