Geçmişten günümüze  dergilerin toplum hayatımızda önemli bir yeri vardır.Özellikle Büyük Doğu ve Diriliş dergileri,bir dergiden de öte büyük bir misyon ve ideal üstlenmişlerdir.
 Sezai Karakoç’un öncülüğünde çıkan “Diriliş”dergisi ile ilgili değerlendirmelerimize geçmeden önce Sezai Karakoç ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapmak istiyoruz.
 Sezai Karakoç,1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğmuştur. İlkokulu Ergani’de, ortaokulu Maraş’ta, liseyi de Gaziantep’te okumuştur.1955 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Maliye ve İktisat Bölümünü bitirmiştir. Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde Maliye Bakanlığı’na bağlı olarak gelirler kontrolörlüğü görevinde bulunmuştur. Daha sonra memuriyetten ayrılarak fikirle uğraşmış, dergi çıkarmış ve kitaplar yazmıştır. Bugüne kadar toplam 56 kitabı yayınlanmıştır.1990 yılında kurulan Diriliş Partisi’nin genel başkanlığını yapmış, bu parti 1997’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Parti 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi adıyla yeniden kurulmuştur. Sezai Karakoç, faaliyetini sürdüren bu partinin internet sitesinde her cumartesi günü ülkemiz ve İslam Dünyası’nın sorunlarıyla ilgili konuşmalar yapmaktadır.
 Diriliş, mütevazi imkanlar ve olağanüstü çalışmalar sonucu ortaya çıkan bir dergi olmasının yanında İslam davasını omuzlayan,müslümanların uyanması,birliklerini kurması ,İslam Medeniyeti’nin yeniden gerçekleşmesi için her türlü çileyi ve zorlukları göze alan bir hakikat akımıdır.
Sezai Karakoç yedinci dönem haftalık “Diriliş”dergilerinde yayınladığı hatıralarında anlattığına göre: gerek ortaokulda gerekse lisede yoğun bir kitap okuma süreci geçirmiştir. Bazı dergilerde şiir ve yazıları yayınlanmış,1955 yılında”Şiir Sanatı”adlı bir dergi çıkarmış, bu dergi iki sayı çıkabilmiştir.
“Diriliş”dergisi, 1960-1992 yılları arasında farklı zaman aralıklarında toplam 7 dönem olarak çıkmıştır.”Hece” dergisinin Sezai Karakoç özel sayısında, Necip Tosun şunları söyler:”Güçlü bir şair olmasının yanında büyük bir fikir ve ideal adamı olan Sezai Karakoç tüm eserlerinde inandığı kültür ve medeniyet davasını insanlara aktarmak peşinde olmuştur. Bütün bunları da tarihi ve sosyolojik görüş olarak “Diriliş” düşüncesi etrafında şekillendirmiştir.”
1.DÖNEM (Nisan 1960,Mayıs 1960, 2 sayı)
Diriliş’in bu ilk sayılarında Diriliş başlığı altında”ayda bir çıkar, siyasi, fikri, edebi dergi” ifadeleri vardır.
Bu dönemle ilgili olarak Sezai Karakoç, hatıralarında şunları söyler:”1960 Ocak, Şubat ve Mart ayları benim Diriliş’i aylık bir dergi olarak çıkarmayı düşünme, karar verme ve hazırlıklarını yapma aylarımdır.(… ) Yeni bir nesil gelmişti. Ortam otuz yıl öncesine göre çok değişmişti. Düşünüşte bir tazelenmeye ve yenilenmeye ihtiyaç vardı. Yeni bir dil ve üslup gerekliydi. Bir süredir daldığım metafizik düşüncelerde kendini ifade için beni zorluyordu. Bu fevkalade şartlar içinde doğdu Diriliş.(…) Basubadelmevt’in karşılığı olarak “Diriliş”i bulmuştum, ölümden sonra dirilme anlamına. Tabii ki, sadace metafizik anlamda değil, tarihi-sosyolojik anlamda da kullanıyordum.”
 Diriliş Dergisi,bu dönemde ancak iki sayı çıkar ve toplam 45 abonesi vardır.Sezai Karakoç maliye bakanlığındaki görevi nedeniyle başka il ve ilçelere gider.Derginin üçüncü sayısını hazırlar,ancak 27 Mayıs ihtilali olur.Arkadaşları,derginin yayın hayatına devam etmesini uygun bulmazlar.
2. DÖNEM (1966-1967,toplam 12 sayı)
 Diriliş dergisi gerek edebiyatımız gerekse fikir ve kültür hayatımız için bir okul olmuş, çok sayıda aydın ve sanatçı yetiştirmiştir. Bu dönemle ilgili olarak hatıralarında şunlar yazılıyor:”Arkadaşlar çevresinde bir hareket, umut ve yeni düşünceler kaynağı oldu Diriliş.Yetenekli olup da yazmaya yatkın olmayan arkadaşlarımı zorladım. Kimilerine yazı yazdırdım, kimilerine çeviri yaptırttım.(…) Bir kadro doğurmak için büyük  çaba sarfettim. Genç-yaşlı diye bir ayrım yapmadım. Gençlere de büyük güvenle yer verdim. Zaten geceleri geç vakitlere kadar kahvede gençlerle oturup konuştuğumdan onlar belli bir etki içinde idiler.”
Dergi, çıkışının üzerinden bir yıl geçtikten sonra maddi sebeblerle,16.000 lira da borç bırakarak kapanmak durumunda kalır.
 İnsanları aydınlatmak,toplumun geleceği için gece gündüz demeden çalışıp yazmak,dergi çıkarmak sonunda da bu kadar borçla baş başa kalmak…Acaba günümüzde böyle bir fedakarlığı,feragati gösterecek kaç kişi vardır?..
 Üstad Sezai Karakoç,Diriliş’in çıkmadığı zamanlarda da başta “Büyük Doğu”olmak üzere bazı yayın organlarında yazarak toplumu aydınlatma görevini sürdürmüştür.
 Yazılan yazılarda,şiir ve hikayelerde kulanılan dil konusu da hep tartışılmıştır.Halen günümüzde de tartışılmaktadır.Sezai Karakoç bu konuda şunları söyler:”Yeni nesil de okusun diye uydurma dille değil de yeni bir dille ve üslubla yazıyordum.Bu gerçekten gençlik üzerinde etkili oluyordu.Yaşlılar istiyordu ki,kendileri mektepte hangi terimleri görmüş ve okumuşlarsa şimdi o dille yazsınlar.Oysa okullarda,gazetelerde dil değişmişti.Maksatlı veya maksatsız dilin değişmesi için çok şeyler yapılmıştı.Yeni nesil ile eski neslin arası dil sebebiyle açılmıştı.(…) “Eski nesil “cemiyet “diyor,yeni nesil”toplum”diyordu.Biz hangisini kullanacaktık.Eskiler,dilin bozulmaması için eskide ısrar etmemizi istiyorlardı.Ama böyle yaparsanız yazınızı sadece yaşlılar okuyacaktı.Yeni nesille bağınız kopacaktı.Tam bir çıkmaz içindeydik.
 Doğru yol bir nevi orta yoldu.Yeni nesle yeni bir dille seslenmek şarttı.Ama,mümkün mertebe,uydurma kelimelerden kaçınmak lazımdı.Vazgeçilmez terimlerimizi de korumalıydık tabii ki.Benim görüşüm ve tutumum buydu.Fakat en ufak bir değişiklik ve yeniliğe tahammülü olmayanlar,kenarda köşede aleyhime propaganda yapıyorlardı,uydurma dilci diye.Oysa,dikkatli olanlar uydurma dilci,Ataç’çı olmadığımızı görebiliyorlardı.”
3.DÖNEM (1969,70,71,toplam 16 sayı)
Bu dönemde Avrupa’da görülen siyasi çalkantı ve gösterilerin etkisi ülkemizde de görülmeye başlar. Gösteriler, öğrenci hareketleri,12 Mart muhtırasıyla sonuçlanacak olaylar baş gösterir. Üstad Sezai Karakoç ve Diriliş kimseyle polemiğe girmez. Büyük nehirler gibi sessiz ve derinden akar. Aydın yetiştirecek veya aydınlara yönelik yazılar, Doğu ve Batı’dan çeviriler ve tasavvuf metinleri ,bu dönem dergilerinde yer alır.Yıllar önce yazdığı şiirde dediği gibi;
  “ Fakat bir gün gelecek
Çağırmasını bilirsen gelecektir
Doğu’yu Batı’yı bilen gelecek.”
                        ( Taha’nın Kitabı)
Bu dönemle ilgili yine hatıralarında şunlar var:”Üçüncü kez,1969 Ekim’inde başlayıp aylık olarak 16 sayı çıkardığım Diriliş,1971 Ocak ayında artık çıktığı yokuşu tırmanılamayacak derecede dik bulmağa başlamıştı. Evet biz de, fikir ve edebiyat dergisi çıkarma, bir dağa tırmanmaya benzer. Önce uçar gibi hızla yol alırsınız. Fakat giderek yol dikleşir, en sonunda da bir yerde durur kalırsınız.”
4.DÖNEM (1974-1976, 18 sayı, 6 Mayıs 1976-3 Ağostos 1978’e kadar 42 sayı, toplam 60 sayı)
19. sayıdan itibaren gazete tipinde ve haftada iki gün çıkmak suretiyle yayınını sürdürür. Diriliş başlığının altında”Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir…”(Kur’an-ı Kerim’den) ifadesi yer alır.
O günler, sokak gösterilerinin yapıldığı, anarşi ve terör olaylarının arttığı, her gün onlarca insanın öldürüldüğü günlerdir. Bunun için Kuran-ı Kerimden bu alıntı manidardır. Yine Hatıralarda okuduğuma göre ve üstadla yüz yüze görüşmelerimden edindiğime göre ,bazı insanlar  “bu devletin üniversitelerinde okunmaz,bu devlette memurluk yapılmaz.”vb.sözlerle gençleri etkilemeye çalışıyorlar,ama Sezai bey,ziyaretine gelenlere ,sağduyulu olmaları gerektiğini,öğrenimlerini tamamlamalarının önemli olduğunu tavsiye ediyor.
Diriliş dergisinin 24 Mayıs 1976 sayısında,”Eylemler”Karşısında Gerçek Diriliş Aksiyonu, başlıklı haber- yorum yazısında şu satırlar yer alıyor:
“Gerçek aksiyon, meydanlarda yapılan şamatalar, bağırışlar, yürüyüşler, duvarlara ve yerlere yazılar yazmalar ve daha kötüsü tabanca patlatmalar, kavga döğüşler değildir. Gerçek aksiyon, inanç, ahlak, düşünce, bilim ve sanat planında ortaya konan uzun çalışmaların ve sürekli sabırların yemişi eserler, durumlar ve oluşumlardır. Yeni bir insan tipini doğurmaktır. Asıl aksiyon, çok bilinçli, bilgiyle yüklü, kültürle güçlenmiş, disiplinli ve uzak görüşlü davranışlardan doğar.”
Bu dönemle ilgili hatıralarında da şunlar yazılıdır: “1974’te Diriliş’i yeniden çıkarmağa, bir taraftan da eserlerimi Diriliş Yayınları adı altında yayınlamağa başlamıştım. Yeni bir nesil yetiştirmek, bunun için fikri mevzuları yeni baştan ele almak gerekiyordu. Kendi geçmişimiz, çağdaş eserlerimiz, Batı kültür ve edebiyatı, özgün bir sentezle dergide genç yetenekleri yoğuruyordu.”
5.DÖNEM (Ekim 1979- Eylül 1980,toplam 12 sayı) Bu dönem 4.dönemin devamı olarak düşünülmüş olacak ki 61. sayı ile başlamaktadır.
Düşünce hayatımızın önemli yapı taşlarından olan Diriliş dergisinin bu sayısında da nitelikli yazılar yer alır. Üstad Sezai Karakoç birçok yazısında, batı karşısında ancak kendi medeniyetimizle ayakta durabiliceğimizi, aydın kadro yetişmeden de medeniyetimizin canlanmasının mümkün olmadığını belirtir.
Ekim 1979,61. sayıda, “Yeniden Çıkış” başlığı altında şunlar yer alır:
“Diriliş bir yılı aşkın bir aradan sonra, tekrar yayın alanına giriyor. Böylece bir kere daha bir ölüm kalım savaşında varlığını ispat ediyor. Bu düşüş kalkış dünyasında bir kez daha ayağa kalkıyor. Seslendiği toplum, çağırdığı insanlık teşrih ve şifa masasına yatırmağa çalıştığı çağ gibi, kimi zaman ölüm sularına erip tarihe karışacak gibi olduktan sonra, umutsuzlukların en kabarık anında esen ilahi bir lütuf rüzgârı, onun, yeniden görünüşler aleminde zuhuruna imkân bağışlıyor.”
6.DÖNEM (7 Ocak 1983-16,17 Haziran 1983,161 sayı,günlük gazete)
Diriliş, yaklaşık iki buçuk yıllık bir aradan sonra günlük gazete olarak yayın hayatına devam eder. Bu dönemin ilk sayısı olan 73. Sayı 7 Ocak 1983 tarihini taşımaktadır. Tek yaprak olarak çıkan gazetenin ön yüzünde “Gün Saati” başlıklı sütunda Sezai Karakoç’un yazıları yer alır. Yine zaman zaman Başyazı başlığı altında Diriliş imzalı, Sezai Karakoç tarafından yazıldığı tahmin edilen yazılar bulunur. Ayrıca Anadolu Ajansı (a.a)’na ait haberler yer alır. Bu haberlerin daha çok dış politikayla alakalı olduğu görülür. Arka sayfasında da yine haberlerin yanı sıra çeşitli yazı,çeviri ve şiirler bulunur.
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden üç yıl geçmiş, ülkemiz hâlâ askerler tarafından yönetilmektedir. Tekrar sivil yönetime geçme çalışmaları vardır. Diriliş, böyle bir zamanda çıkmakla adeta tarihi bir görev üstlenmiştir. Önceki dönemlerin daha teorik olmasına karşılık bu dönemin daha aktüel konulara eğildiğini görüyoruz.
Bu dönemin ilk sayısında (73. Sayı) yer alan Diriliş imzalı,”Diriliş Günlük Olarak Çıkarken” başlıklı yazıda şu ifadeler yer alır: ”Diriliş bugünden itibaren günlük gazete olmuş bulunuyor.
Bu ihtiyaç ani bir kararın sonucu olmayıp 1960’ta başlayan ve bugüne kadar birçok safhadan geçen gelişiminin zaruri bir açılımından doğmuştur.”(…)
“1960’dan bugüne kadar, diriliş düşüncesi de, aylık dergi ve kitaplarla daha çok teorik planda, iç birikimini yapmış fakat aktüel olandan da büsbütün kopuk ve uzak durmamıştır.”(…)
“Diriliş günlük olarak çıkmak ve kaçınılmaz olarak politik hayatı gözlemlemek, bu alanda değerlendirmeler yapmak hali içinde de, eski amacından ayrılmış bulunmayacak, onu hayat ve toplum içinde, zaman karşısında pekiştirmiş olacaktır.”
Bu dönemdeki sayılarda “Siyasi Partiler Kanunu” seri olarak yayınlandığını ayrıca parti konusunda Sezai Karakoç’un birçok yazısını görürüz. Sezai Karakoç, bu yazılarında partilerin kuruluş aşamalarında nelere dikkat etmeleri gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunur. Örneğin, partilerin şahıslardan çok fikirlere dayanması gerektiğini söyler. Yine”Gün Saati” adlı sütunda, zaman zaman, diğer gazetelerde pek görmediğimiz, Sezai Karakoç’a ait şiirlerin olduğunu görürüz. O şiirlerden Diriliş başlığını taşıyan şiirden bir bölüm:
   “ Yeniden başlamak yazma sanatına
     Kat kat olup açılmak gök katına
     İndirmek yeryüzüne Allah’ın rahmetini
     Bir gül gibi sunmak dünya saltanatına”
Sezai Karakoç bu dönemin sonuna doğru “gazete”başlıklı yazılar yazar. Bu yazılarda gazetenin önemi,gazete çıkarmanın güçlüklerinden,”Entegre Basın Sanayii”nden söz ederek basındaki ve dağıtımdaki tekelleşmeye dikkat çeker.16-17 Haziran 1983 tarihli ve 233. Sayıda “Ara Veriş” başlıklı yazıda şunları söyler:”Diriliş, bilen bilir ki, ticari bir maksatla çıkmadı.”(…) “Aslında ben ne gazeteciyim, ne iş adamı.
Bir takım düşüncelerini söylemek isteyen biri olarak, kitap da yazdım, dergi de çıkardım. İmkânlar hangisine elverirse, hangisini o an için yararlı görürsem onu yaparım. Benim için, kitap, dergi, gazete araçtır, amaç değil.”(…)
“Şimdilik bu kadar. En yakın sürede ve hayırlısıyla tekrar buluşmak üzere.” Diyerek bu dönemi sonlandırır.
7.DÖNEM (23 Temmuz 1988-5 Şubat 1992:133 sayı)
Bu dönemde Diriliş dergisi haftalık olarak yayınlanır. Derginin en uzun dönemi ve en çok yazının yayınlandığı dönem olarak kabul edilebilir. Dikkat çekici yazı ve yorumların yanı sıra seri yazılara da yer verilir. Özellikle Sezai Karakoç’un İslam Dünyasının içine düştüğü ölüm uykusundan uyanması için yazdıkları, İslam milleti, İslam ülkesi, İslam devleti, İslam medeniyeti gibi kavramlar üzerinde ısrarla durması, derginin karakteri hakkında bize net fikirler verir.Çok önemli olan bu fikirlere gazete,televizyon gibi yayın organları ilgi göstermez.
 Sezai Karakoç’a ait bazı yazılar üzerinde durmak istiyoruz:
*Hatıralar: Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Sezai Karakoç derginin bu döneminde hatıralarından bir kısmını yayınlar. Yakın zamanımızın bir nevi siyasî, fikrî, edebî tarihi özelliğini taşır.
*Bir Siyasi Portre: Turgut Özal:13 sayı boyunca devam eden bu seri yazıda özellikle Menderes, Demirel ve Özal dönemleriyle ilgili farklı analizler vardır.
 *Enflasyon: Önce, Sezai Karakoç’un asıl mesleğinin maliye olduğunu bir kez daha hatırlatalım.4 sayı boyunca enflasyon(pahalılık), ekonomi vb. konularda açıklamalar ve çözüm önerileri vardır.
*Devlet:10 sayı boyunca devlet konusu enine boyuna irdeleniyor.
*Kurumlar: Üniversiteler, Devlet Başkanlığı, Televizyon, Sinema hakkındaki düşüncelerini açıklıyor.
*Medeniyetimizin Büyük Krizi: İslam Medeniyetinin büyük krizi ve bu krizi aşma konusundaki tesbitleri 17 sayı boyunca belirtiliyor.
*Mevlana: Mevlana kitabını oluşturan yazılar ilkin bu dönemde yayınlanıyor.
*Devlet Adamı: 7 sayı boyunca devlet adamında bulunması gereken özellikler hakkında bilgiler ve tarihten örnekler veriliyor.
*Kader, Öte dünya, Peygamber, Kur’an vb. metafizik konularda farklı yorumlar.
*Diriliş Partisi Proğramı: Bu dönem dergileri çıkarken 1990 yılında Diriliş Partisi kurulur. Partinin proğramı ve kurucular listesi dergide yayınlanır.
Diriliş Partisi’nin kuruluşu bazılarınca sürpriz olarak görülür. Maalesef  bazı çevreler, Sezai Karakoç’un  Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olduğunu,1960’ tan itibaren çıkardığı Diriliş dergilerindeki”siyasi, fikri, edebi”ibarelerini göremiyor veya görmek istemiyorlar.
Bildiğimiz kadarıyla, Türkiye’nin başkanlık sistemi’ne geçmesi gerektiğini ilk olarak savunan ve parti proğramına koyan  Sezai Karakoç’tur.
“Diriliş” dergisinin çeşitli dönemlerinde şiirleri, yazıları ve çevirileri ile yer alan isimler şunlardır:  Sezai Karakoç ve ayrıca müstear isimlerle ( Diriliş, Zülküf Canyüce, Mehmet Yasin, Sait Yeni, İmzasız, S.K, Mehmed Yasinoğlu, D. ), Şevket Eygi, Erol Güngör, Ziya Nur, Mehmet Genç, Rami Ayas, Sait Mutlu, Kadir Mısıroğlu, Mehmet Gökalp, İhsan Babalı, A. Buğra, Cevat Ülger, Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu, Şakir Diclehan, Ebubekir Eroğlu, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alâeddin Özdenören, Halil İbrahim Kaymak, Mustafa Ruhi Şirin, Kâmil Eşfak Berki, M. Cahit Atasoy, M. Güleçyüz, Kâmil Öztürk, Yüksel Peker, Sedat Umran, Halim Uğurlu, Said Çekmegil, Bahri Zengin, İsmail Kıllıoğlu, Cahit Koytak, Osman Sarı, İhsan Sezal, Mahmut Kanık, Durali Yılmaz, Ahmet Yücel, Mehmet Çavuşoğlu, Turan Koç, Nuri Pakdil, Ahmet Kot, İsmet Özel, Ömer Öztürkmen, Kemal Özyurt, Arif Soylu, Hamit Can, Necat Çavuş, Olcay Avcı, Cafer Barlas, Bülent Timur Demirgil, M.Ertuğrul Düzdağ, Mesut Güvenli,  Göksel Korkmaz, Süleyman Portakal, Hüseyin Atlansoy, Mevlüt Ceylan, Muzaffer Budak, Kâmil Doruk, Ömer Erdem, Haydar Murat Hepsev, Mevlâna İdris, Ahmet İşler, Yüksel Kanar, Cevdet Karal, Mustafa Kirenci, Erdem Bayazıt, Yener Sonuşen, Yusuf Yazar, Rıdvan Memi, Tahir Yücel, Ali Özkavaf, Turgut Akman, Türkay Gültekin, Rıza Akçay, Murat Fırat, İsmail Atabek.
 
Diriliş dergisi 5 Şubat 1992’de son sayısını (133.sayı) çıkardıktan sonra kapanır. Ama bize göre Diriliş, bir dergi veya gazete formatında olmasa da çıkmaya devam ediyor dersek sanırım yanlış olmaz. Çünkü: Derginin Cağaloğlu’ndaki yazıhanesi hâlâ açık.(Nuruosmaniye Cad.Derin Han,No:8/1 Cağaloğlu-İstanbul,Tel:(0212) 519 04 57). Birçok kimse Sezai Bey’i ziyarete geliyor. Bu ziyaretçiler arasında Üniversite öğrencileri,yazarlar,milletvekilleri,bakanlar vb görmek mümkün.Ülkemiz ve İslam Dünyası’nın meseleleri konuşuluyor, bildiriler yayınlanıyor.Ayrıca, kitapları buradan temin edilebilir.
 Sezai Karakoç,Yüce Diriliş Partisi’nin İstanbul il merkezinde de kalabalık bir kitlenin dinlediği haftalık konuşmalar yapıyor. Bu konuşmalar internet üzerinden canlı olarak ve bantan da izlenebilir.Bu konuşmalarında da müslümanların uyanması,İslam milleti,İslam devleti,İslam Medeniyeti vb.konuların üzerinde ısrarla duruyor. Allah imkân verirse dirilişi günlük gazete şeklinde, Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce hatta bütün dillerde yayınlayacaklarını belirtiyor. Aynı şekilde televizyon yayınları da yapacaklarını söylüyor.
Son söz: Diriliş kapanmadı,sözünü söylemeye devam ediyor…
 
 Nizamettin Yıldız
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not: Bu Yazının hazırlanmasında Diriliş Küliyatı’ndan ve Yedi İklim dergisinin Kasım-Aralık 1993 Sezai Karakoç Özel sayısındaki A.Turan Karataş’ın “Sezai Karakoç’un Dergiciliği” adlı yazısından yararlanılmıştır.
 
 Bu yazı “mahalle mektebi” dergisinin 16.sayısında yayınlanmıştır.