Eğitimdeki başarı seviyesini yükseltmek toplum olarak aslında hepimizin görevidir. Özellikle okullarda yapılan eğitim- öğretimde zaman zaman bazı aksaklıklar olabilmektedir. Bunlardan biri de izinli ve raporlu öğretmenlerin yapılamayan dersleridir. Gerçi Meb, uzun süreli izinli veya raporlu öğretmenlerin yerine öğretmen görevlendirmektedir. Ancak kısa süreli yani bir iki haftalık izin veya rapor durumunda ise maalesef bir boşluk oluşmaktadır.
Kurumlar yönetmeliğinin 44. Maddesi’nin 13. Fıkrasında:” Çeşitli nedenlerden dolayı öğretmeni bulunmayan sınıfın düzeni, o saatte dersi olmayan nöbetçi öğretmen tarafından sağlanır” deniliyor. Ancak bu madde, sorunu çözmüyor. Bir de bu maddeyle ilgili nöbetçi öğretmenin derse girip girmeyeceği, nöbetçi öğretmenin dersi boş olan bir sınıfa girdiğinde ücret ödenip ödenmeyeceği tartışmaları hala devam etmektedir. Bu durumu bazı sendikalar Denetleme Kurulu ve yargıya taşımışlar şu ana kadar verilmiş kesin bir karar da yoktur. Bu konuda ülkemizin farklı illerinde ve farklı okullarında farklı uygulamalar yapılmaktadır.
Ben bir öğretmen olarak nöbetçi olduğum zamanlarda, görevlendirildiğim sınıflarda büyük çoğunlukla öğrenciler için gerekli olduğunu düşündüğüm bir takım bilgiler anlattım ve sorulan soruları cevaplamaya çalıştım. İşin ücret yönünü de asla düşünmedim. Ancak bu iş bir kurala bağlanmadığı için benim anlattığım şeylere sayıları az da olsa bazı öğrencilerin, dersimiz bu mu da dercesine, ilgisiz kaldığını, burun kıvırdığını ve hatta homurdandığını gördüm.
Benim Meb’e tavsiyem bu konuyla ilgili olarak yönetmelikte şöyle bir düzenleme yapmasıdır: “Çeşitli nedenlerden dolayı öğretmeni bulunmayan sınıfa öncelikli olarak nöbetçi öğretmen veya rehber öğretmen girer. O andaki sınıfın dersi hangi ders olursa olsun, öğretmen kendi branşıyla ilgili gerekli gördüğü konuları anlatır, tekrar eder veya öğrenciler tarafından sorulan soruları cevaplandırır. Öğretmene de ayriyeten ücret ödenir.”
Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, diyelim ki o gün nöbetçi olan bir Türkçe öğretmeni dersi boş olan sınıfa (o andaki sınıfın dersi hangi ders olursa olsun) girer, Türkçe dersinden önemli gördüğü bilgileri anlatır, konu tekrarı yapar, varsa sorulan soruları cevaplandırır.
İnanıyorum ki böyle bir düzenleme hem o boş olan dersin yararlı bir şekilde doldurulmasına, hem öğrenciler tarafından ciddiye alınmasına hem de öğretmenler için ek bir gelire neden olacaktır. Bu durum eğitimdeki başarının artmasına da katkı sağlayacaktır.
Zaten bir sendika bu konuyla ilgili talebini yazılı olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na iletmiş ve Bakanlık şu cevabı vermiştir: “Bu çerçevede nöbetçi öğretmenlerden boş geçen derslere girenlerin, o günler için yürütülmesi öngörülmüş olan müfredatı aynı şekilde uygulamaları şartıyla, okuttukları derslerin öncelikle aylık karşılığında değerlendirilmesi, aylık karşılığı ders görevinin üzerinde okuttukları derslerin ise söz konusu Kararda belirtilen saat sınırlarını geçmemek üzere ek ders ücreti karşılığında değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak nöbetçi öğretmenlerin, ders okutmaksızın salt öğretmeni olmayan sınıfların sükûnetini sağlamak üzere sınıfta bulunmalarının bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.”
Görüldüğü gibi Milli Eğitim Bakanlığı, boş olan derse giren nöbetçi öğretmenin ücretlendirileceği kararını vermiş ancak bazı şartlar ve sınırlamalar getirmiştir. Yukarıda bizim ortaya koyduğumuz düşünceler uygulanırsa bu sorun çözülmüş olacak ve bir kez daha söyleyelim ki, eğitimdeki başarının artmasına da katkı sağlayacaktır.