Türkler, Alp Er Tunga, Oğuz Kağan, Ergenekon, Bozkurt, Genç Osman, Plevne, Estergon, Şeyh Şamil, Girit, Kars, Silistre, Cezayir, Varna, Budin destanlarını yaratan bir millet olarak, tarihteki hak ettiği yeri almıştır.Bu zincirin altın halkalarından biri de "Çanakkale Destanı"dır[1].
Çanakkale Savaşları sırasında birçok esrarengiz olay, akıllara durgunluk verecek gelişme cereyan etmiştir. Bu gelişmeler, bütün dünyanın hayranlığını celp etmiştir. C. Allah’ın övdüğü, Hz. Muhammed’in (S.A.V.) sevdiği, Türk Milletinin kahramanlığını anlatmağa belki gücümüz yetmeye bilir. Deryada bir damla misali, gelecek nesillere aktarabilmek de önemlidir. Diye düşünüyorum.
Mustafa Kemal Paşa İle Mülakat
Savaş esnasında Mustafa Kemal Paşa’nın Omega saatinin parçalanması ve kendisine hiçbir şey olmaması, Anadolu'nun pek çok yerinde, farklı şekilde anlatılır. Ruşen Eşref Ünaydın'ın "Mustafa Kemal ile Mülakat" adlı eserinde:
"Buraya kadar konuşmalarımızı sakin bir vaziyette dinleyen Yüzbaşı Cevat Bey, (Paşa'nın yaveri) kalın, hoşa giden bir sesle:
—"Savaş esnasında, şarapnel parçasından biri Paşa'nın göğsünü okşamıştır!" dedi.
—“Nasıl?” dedim.
—“Paşa, tespihi ile oynuyordu. Bulunduğumuz yer tamamen hücum sahasının içindeydi. Paşa da ilerleyen askerlerimizi seyrederken göğsüne bir şeyin kuvvetlice çarptığını duymuştur ve olayı şöyle yorumlamıştır;
Evet, sağ taraftan ceketimde bir kurşun yeri gördüm. Yanımda bulunan zabit (Nuri Canker Bey) "Efendim vuruldunuz" dedi. Ben böyle bir söz yayılırsa askerimizin maneviyatı kırılır diye elimle zabitin ağzını kapadım. "Sus" dedim. Bir şarapnel misketi, Omega saatinin bulunduğu cebe isabet etmişti. Saat, göğsünde hafif bir leke bırakmıştı. O saatin enkazını, muharebeden sonra Liman Paşa, hatıra olarak aldılar. Bana da kendilerinin aile-i asalet arması olan saatlerini verdiler. Cevat Bey saati gösterdi. Bu, harbiye’den beri sakladığı talebe saati imiş[2].


[1]Mehmet İhsan Gençcan, Çanakkale Savaşları ve Menkıbeler, İst. 1994.
[2] Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal ile Mülâkat, Ankara. 1981