Ömer Dinçer’in yaptıkları yetmedi, şimdi Milli Eğitim Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapıp, bütün kadroları boşa çıkartacak yeni bir düzenlemeyi de Nabi Avcı yapmak istiyor. İşte “kadrolaşmak”dedikleri bu… Yine, yüzlerce bürokrat, hiçbir görev verilmeden havuza atılacak… Devletin, bazılarını yurtdışına gönderip yetiştirdiği elemanlar bir kenara atılacak. Hiçbir iş verilmeden “siz oturun, maaşınızı öderiz” denilecek. Sanırsınız onların maaşlarını Ömer Dinçer, Nabi Avcı cebinden veriyor…
Şu günlerde, Milli Eğitim Bakanlığı eğitim denetçileriyle, illerde bulunan eski adı İlköğretim Müfettişi olan il eğitim denetmenlerini birleştirmek istiyor. Bunun iyi niyetli bir adım olmadığını bakan da biliyor. Böyle bir değişiklik isteği ise İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kardeşi olan, hiçbir koşulu tutmamasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkan Vekilliği’ne getirilen Atif Ala’dan geliyor.
Bakan, bakana öyle ısrarcı oldu ki…
Hak ediyorsa, koşulları uyuyorsa bakan kardeşi de mesleğinde tabii yükselecektir. Bu onun doğal hakkıdır. Böyle yükselişlere herkes saygı duyar… Ama, İçişleri Bakanı’nın eğitimci olan kardeşi, atandığı yeni makama hiçbir koşulu uymamasına rağmen “bakan kardeşi” olduğu için getiriliyorsa, o koltuk o kişiyi yükseltmez, ona asla saygınlık kazandırmaz ve hep batar…
Bakan Efkan Ala’nın kardeşi Atif Ala, 2008’de ilköğretim müfettişi oldu. Sonra, bakanlıkta Grup Başkanlığı’na getirildi. Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’na mevzuata aykırı olduğu bile bile getirildi. Bakanlıkta 320 Rehberlik ve Denetim görevlisi bulunuyor. Bunlardan ancak 82’si başdenetçi, eski adıyla başmüfettiş. Bunlardan da ancak 50’sinin koşulları başkanlığa getirilmeye uyuyor. Tüzükle, yönetmelikle belli koşullar getirilmiş ki, bu makamda bulunan kişi siyaset üstü kalsın diye. Eğitimin, rejimle çok yakından ilgili olduğu zamanında da göz ardı edilmemiş.168 yıllık bir birikime sahip olan teftiş sisteminin tüzüğü, yönetmeliği ve gelenekleri “bakan kardeşini” koltuğa oturtmak uğruna şimdi yok ediliyor. Bürokrasiyi bu kadar iyi bilen İçişleri Bakanı Efkan Ala, böyle bir haksızlığa, hukuksuzluğa nasıl razı oluyor, bakan Nabi Avcı’dan, kardeşini bu göreve getirmesi için nasıl bu kadar ısrarcı oluyor hayret verici bir durum…
Haksızlığa isyan edip istifa ettiler
Bürokraside başkanlık makamına gelebilmek kolay değildir. Ama, sizin de Erkan Ala gibi bakan ağabeyiniz varsa, koşullarınız uymasa da sizi belli makamlara zıplatır. Kökleşmiş, yerleşmiş gelenekleri olan teftiş kuruluna, koşulları tutmamasına rağmen atama yapılınca ne mi oldu?
Rehberlik ve Denetim Başkan Yardımcıları Muhammet Dilek, Hüseyin Toprak, Mehmet Ali Soytürk, Tevfik Yazar istifa etti. İnceleme, Değerlendirme ve İzleme birimlerinde görevli başmüfettişlerden 12’si ayrıldı. İstifalar üzerine Ala, kendisinin gelişindeki hukuksuzluk gibi o da tüzük, yönetmelik ve gelenekleri çiğnedi, başdenetçi olmayan Yaşar Keleş ve Mahmut Boğa’yı yardımcılıklarına getirdi.
Hiçbir koşula uymuyor
Atif Ala’ın bu görevi atanabilmesi ya da vekalet edebilmesinin birinci koşulu “başkanlıkta görevli” olmadır. En az 12 yıl Bakanlık Başmüfettiş/Başdenetçi olması gerekir. Bu koşulları tutmadığı gibi, Bakanlık müfettişlik mesleğinin giriş ve mesleki yeterlik sınavlarına katılmamış. Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’nda halen görev yapmakta olan onlarca Başdenetçi/Başmüfettişin Akif Ala’dan mesleki yönden daha başarılı ve deneyimli olacağı da açıktır. Dolayısıyla Akif Ala’nın Başkanlığa vekaleten görevlendirilmenin “mesleki yönden başarılı olma” koşulu da tutmuyor. Başkan vekili olarak görevlendirilen Ala, Bakanlık Müfettişi/Denetçisi olmadığından, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı kadrosunda hiç çalışmamış. Bu duruma göre başkanlıkta halen görevli tüm denetçilerden daha kıdemsiz durumdar.
Oysa, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’nda halen 30 yıldan fazla müfettişlik hizmeti olan 5 Başdenetçi/Başmüfettiş, 20-30 yıl arasında hizmeti olan 45 Başdenetçi/Başmüfettiş bulunuyor. Ayrıca, 12 yıllık müfettişlik süresi henüz dolmamış 30 Başdenetçi/Başmüfettiş bulunuyor.
Tüm bunlara rağmen, Bakan Efkan Ala’nın, kardeşi için bastırıp vekaleten de olsa başkan yaptırdığı, Bakan Nabi Avcı’nın bu isteği yerine getirdiği için vicdanları rahat mı? Ya Akif Ala’ya ne buyrulur? Siz bu durumdan memnun musunuz? Yazık, yazık…