Irak savaşında gemileriyle, uçaklarıyla, askerleriyle Türkiye’ye yanaştılar ama giremediler. Mardin köylüleri bile onlara arazi vermekten kaçındı. Yanılmıyorsam, eylem bile yaptılar. 
Şimdi Suriye bahanesiyle azar azar gelmeye başladılar. Bu kadarla kalacağa benzemiyor. 
Almanya; iki batarya, 400 asker. Hollanda; iki batarya, 360 asker. Amerikan askerleriyle asker sayısı 1000’i bulacak. 

 
***

 
Türkler de boş durmuyor. Avrupa’da dahi çeşitli şehirlerde NATO’ya hayır gösterileri yapılıyor. Bizde de en muhafazakâr sayılan Konya’da miting yapılmış. 
Boş durmayan bir ülke daha var: Mısır. Amerika’nın ılımlı İslam projesi Mısır’da tutmadı. Solcular, sosyal demokratlar, milliler, Mursi’nin sarayını bile kuşattılar. Ben demiştim demeyeyim ama Mısır gibi köklü bir devlet geleneği olan, büyük tecrübeleri olan, Nasır gibi bir adam yetiştirmiş olan, Süveyş’i millileştirmiş olan Mısır; elbette bu kıytırık Amerikan projelerine pabuç bırakmayacaktı. Tunus’da da buna benzer bir eylem cereyan ediyormuş. 
Türkiye “kıyam” da. Milli günler Türkleri, milli hareketler yapmaya sevk ediyor. İşte şimdi de 13 Aralık’ta Silivri toplantısı var. Bu eylemler, suya atılan taşlar gibi daireleri büyüterek çoğalıyorlar. Brüksel’deki bir konuşmacının söylediği gibi, bu NATO askerleri de işgalci müttefik askerlerinin kurtuluş savaşında denize dökülüşü gibi denize dökülecekler. 
 
Ölen ve dövülen 
doktor hanımlar

Bir doktor kız altıncı kattan kendini atarak intihar etti. Orta yaşlı bir doktor hanım da, genç bir hasta tarafından dövüldü. Eskiden doktorlar, büyük saygı görürlerdi. Şimdi ne oldu da doktorlara tıpkı öğretmenlere, subaylara yapıldığı gibi saldırılar yapılıyor. Acaba balık baştan mı kokuyor? Başımızdakiler mi halkı buna yüreklendiriyor.
Altıncı kattan atlayan kızın dramı sadece bir gazete haberi olmakla kalmamalı. Nasıl büyüdü, nasıl okudu, nasıl yetişti? Ailesi kimdi, ne idi? Geçim sıkıntıları var mıydı? Bunları düşünmezseniz, o kızın dramı basit bir haber olmaktan öteye geçemez ve daha nice doktorun ölümü aynı öyle gazete haberi şeklinde kalır gider. İnsana verilen önem, işte 2012 Türkiye’sinde bu. 
Buna karşılık, özellikle Karadeniz bölgesindeki hastanelerde, 2-3 yerden maaş alan doktorlar, idareciler, eski Sağlık-İş mensupları, başhekimler... Yeni yapılan sağlık tesislerinin altındaki dükkânlar fahiş fiyatlarla kiraya veriliyormuş. Sahipleri gene AKP’liler. 
Bu nasıl oluyor? Halk bunlara alnı secdeli diye oy vermiyor mu? Derler ki,  “Allah ihmal etmez, sadece mühlet verir.”