Siyasal İktidarın işin öznesi olan öğrencileri, öğretmenleri, temsilcisi sendikaları ve en vahimi pedagoji bilimiyle uğraşan insanları görmezden gelerek hazırladığı bir yönetmelikle ilk, orta ve liselerdeki öğrenci kılık kıyafeti 4+4+4 eğitim modeline göre yeniden dizayn ederek 2013–2014 eğitim öğretim yılından başlayarak uygulanacağını resmi gazetede yayımlayarak ilam etti.
 
 
      Bu yönetmelikle nelerin kesinlikle giyilemeyeceği  ( diz üstü etek, dar pantolon, şort pantolon, sıfır kol tişört vb.) belliyken başörtüsü takılabilecek hallerde en ince ayrıntısına kadar anlatılmış, anlamayan olur diye sanki aksine bir uygulama varmış gibi İmam hatip Meslek Liselerinde ve ortaokullarında tüm derslere başörtülü girilebileceği ibaresine yer verilerek tüm okullarda yapmak istedikleri “dindar nesil” yetiştirme mantığına uygun bir adım daha atarak eğitim öğretim alanına müdahalede sınır tanımayacaklarını bir kez daha göstermiş oldular.
 
        Bakanlığımız yayınladığı yönetmelik servis edilirken MEB’e bağlı resmi ve özel, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair usul ve esasları düzenleyen yönetmeliğe göre, belirlenen sınırlamalar dışında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafetin serbest olacağı ballandıra, ballandıra anlatılmakta, yaygın medya kanallarına bağlanan “bilim insanları”  öğrencilerin tek tipleşmeden kurtulduğunu vaaz ederek öğrencilerin “resmi ideolojinin” dar kalıplarından kurtulacağını rahatlıkla söyleye bilmekteler.
 
       Eğitimde 4+4+4 dayatmasıyla okulları büyük bir kaosun içine iten, okul öncesi çağdaki çocukları zorla ilkokula göndererek hem öğrencileri, hem de öğretmenleri zor durumda bırakırken dahi işin muhataplarının görüşünü almadan hareket eden siyasal irade hiç kuşkunuz olmasın “kılık kıyafet” konusunda da işin muhataplarıyla tartışma gereği duymamıştır. Başta veliler, öğrenciler, öğretmenler ve okul yönetimleri kılık kıyafetler üzerinden yeni bir kaosun içine yitilmişlerdir.
 
      Bu yönetmelikte özgürlükten kasıt din eğitimi-öğretimi alan kız öğrencilerin, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur`an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek olmasıdır. Siyasal iktidarların 1945’li yıllardan bu yana eğitimde yaşanan yoğun dinselleştirme uygulamaları dikkate alındığında "serbest kıyafet" gibi olumlu sayılabilecek bir düzenlemenin şu andaki siyasi iktidar tarafından kendi siyasal-ideolojik yaklaşımı üzerinden istismar edildiği çok açıktır. 
 
      Bir  eğitim emekçisi olarak eğit-bilim çerçevesinde vakayı ele almam gerekirse belli bir kıyafet giyerek (üniform)  öğrenmeye hazırlık yapması, öğretim alacak bireyin ayniyetlik duygularıyla davranışlarını geliştirmesi,  dışardan gelebilecek fiziksel saldırı ve tacizlere karşı öğrenci olduğunu göstermesi açısından sayısız bilimsel fayda varken,  halen uygulamada her okul kendi bölgesinin iklim şartları başta olmak üzere öğrenci velilerinin sosyo-ekonomik yapıları da gözetilerek aldıkları kararlarla kendi kılık kıyafetlerini belirliyorken “kız öğrencilerin” başını örtmekten başka serbestlik getirmeyen yeni yönetmeliğin bilimsel bir dayanağı yoktur
 
     Bu uygulamanın, dinsel inançları dışa vuran giysileri kapsaması telafisi güç sorunlar yaratacağı ortadadır. Örneğin bu durum çocuklar arasında kamplaşma yaratacak, bazı bölgelerde kız çocuklarına yönelik fiilen baskı oluşturacaktır. Okullara baş örtülü gidilmesi, derslere baş örtülü girilmesi "kıyafet serbestliği" kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 
 
      Okullardaki tek tipçilik kaldırılmak isteniyorsa “yanaşık sistem” tören duruşları, asker nizamlı sıralı girişler, her sabah avaz, avaz ant içmeler  gibi pedagoji bilimiyle uzak yakın ilişkisi olmayan vakalar ele alınmalı ve derhal kaldırılmalıdır. Kılık kıyafet ise her okulun kendine bırakılarak o okulun bileşenlerinin (öğrenci-veli-öğretmen-okul yönetimi) ve rehberlik uzmanlarının katılımıyla oluşacak demokratik kurullarca belirlenmelidir.
 
     Eğitimi ve sağlığı paralı hale getiren, halkın büyük bir bölümünü açlığın ve yoksulluğun kucağına itenlerin, okullarda kılık kıyafeti serbest bırakması olsa, olsa “kel başa şimşir tarak” özlü sözüyle açıklana bilir.
 
     Resmi gazetede yayınlandığı tarihte yürürlüğe girer ifadesinin altında 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde uygulamaya girecektir denmesinden tutunda siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyallerin kullanılmayacağı, kısa kollu gömlek ve tişört giymenin yasak olduğu, etek boyunun diz altında olması gerektiği belirtilirken, belli bir dinin belli bir mezhebini simgeleyen kıyafetlerin okullarda giyilecek olması başlı başına bir çelişkidir. 
 
     Kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan son değişikliklerle, eğitim öğretimde yaşanan yoğun dinselleştirme uygulamalarını görme engelliler dahi görür hale gelmiştir. Okullarımıza gelen serbest kıyafet değil, Sünni İslam öğretisi yaşam tarzının serbestçe uygulanmasıdır.