“Hukuk, adaletin enstrümanıdır. Siyasetin enstrümanı değildir,
Anayasa’nın 138. maddesi bu memlekette ölmüştür” diyen T.B.M.M. Başkanı Cemil Çiçek’e soruyoruz :
Pekiyi AKP yöneticileri anayasa’nın 138. Maddesini öldürürlerken siz neredeydiniz? Neden görevinizi yapmadınız?
 
Mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen ölmüştür denilen Anayasa’nın 138. maddesi şöyle;
“Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
 
Yani Cemil Çiçek’e göre ”Hâkimler, görevlerinde bağımsız değiller! Anayasaya, kanuna ve hukuka uymadan ve vicdanî kanaatlerine göre hüküm veremiyorlar! Tayyip’in kurduğu AKP’li düzene ait organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veriyorlar, genelge gönderip tavsiye ve telkinde bulunuyorlar! Görülmekte olan davalara her türlü müdahale yapılıp davaların seyri siyasî iktidarın keyif ve arzusu istikametinde karar verilip değiştirilebiliniyor! Bu hususta mahkemelerin hakimliğini ve savcılığını iktidar sahipleri kendi kontrollerine ya da üstlerine alabilyorlar! Bu konuda beyanda bulunmaktan çekinmiyorlar. Bütün bu hukuksuzlukların tecellisi için istedikleri mahkeme kararlarını reddedip değiştirebiliyorlar!”
Bu itiraf, bu çöküş karşısında “ALLAH’ın Ya Adlü ismini unutanların dünyalarında İSLÂM'ın yeri olmadığını” içinize sindirin! Çünkü İslâm adalet demektir!
 
AKP gibi milleti temsil etmeyen, yozlaşmış, dünya ülkelerinde yalancı, despot, diktatör,komplocu, hırsız diye anılan dışa bağımlı sevilmeyen bir iktidar ülkemiz için  taşınamayacak bir yüktür !
 
Bölünerek, parçalanarak, birbirleriyle zıtlaşarak, muhalefet partileri ancak AKP’yi güçlendirirler.
Biz güçlüyüz, biz büyük partiyiz, biz mutlaka kazanacağız havalarına giren birbirlerinden kopuk muhalefet partileri, bölünmüş oylarıyla AKP’lilere hizmet etmiş olurlar !
Sokaklardan, caddelerden, meydanlardan kaçanlar,  gençliğe sokakları, caddeleri, meydanları yasaklayanlar, ufalanmaya, yokolmaya, silinmeye mahkûmdurlar.
Bu görüş sahipleri, sokaklardan korkanlar, stratejileri olmayanlar, geçmişlerinden kopanlar, partilerinin kurucu liderlerini unutanlar, partilerinin ülkülerini, ilkelerini, hedeflerini, hizmetkâr büyüklerini dışlayanlar ve onlardan faydalanmayanlar ancak dışgüçlere veya kendi ihtiraslarına hizmet ederler !
 
Dış güçlerden talimat alanlar, Atatürk’ü dünyalarından çıkaranlar, BOP eşbaşkanlarını kucaklayanlar ve bu güdümlü insanlara yol açanlar vatansever ya da inançlı olamazlar !
Böyle bir parti karşısında başarılı olmadıkları halde koltuklarından ayrılmayanlar, partilerini toparlayamayanlar, bütün insanlara ulaşamayanlar, net, samimi, tutarlı ve istikrarlı olamayanlar ülkelerine hizmet edemezler !
Kurumların, hukukî kuralların alt üst edildiği, eğitimin çökertildiği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin  kumpaslandığı ya da kafeslendiği bütün dünyaya duyurulduğu halde seslerini cılız bir şekilde çıkaranlar veya hâlâ AKP’li bir düzeni ; « hukuk devletine güveniyoruz » şeklindeki dayanaksız söylemlerle tanımlamaya ne yazık ki biz hizmet, sadakat ve onur yansıması diyemiyoruz !
 
Millet iradesinden bahsettikleri halde, kendi iradelerinin dışına çıkarak, dış güçlerden medet umanlar iflâh olmazlar !
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün « Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. » sözü eşbaşkanlara, eşbaşkanlara destek olanlara ve emperyalist ülkelerden medet umanlara önemle duyurulur!
 
Din istismarcılığı hırsızlıklarla, rüşvetlerle, yolsuzluklarla, yalanlarla sırıtırken AKP’li yöneticileri dindar diye adlandırmak, bunların cami, türban, din – iman istismarlarına aldanmak ya da kanmak aydın ya da inançlı insan görüntüsü vermemektedir !
 
Konuşmasını bilmeyenler, önceden hazırlanan metinleri ekranlardan okuyanlar, televizyonlara çıkamayanlar, açık oturumlara, panellere konferanslara katılmayanlar, sık sıkmitinglere gitmeyenler ülkemizin sorunlarını, iktidarın saplantılarını dile getiremezler.
Böyle durumda olan kişiler belki partilerine hasbel kader genel başkan olabilirler ama asla lider olamazlar ! 
 
O halde emperyalist güdümlü AKP’den kurtulmak için ne yapılmalıdır?
 
¤  Muhalefet partilerinin uyanık olmaları, taviz vermemeleri AKP’li yöneticilerin talimat aldıkları dış güçlere bağlı olmamaları, yani yüzlerini emperyalist ülkelere değil Türk Milletine dönmeleri , millete ve vatana hizmet için aşkla gayret göstermeleri gerekir !
¤  Muhalefet partileri AKP siyasetini taklit ettikleri, kendi tarihî çizgilerinin dışına çıktıkları takdirde hüsrana uğrayacaklarını unutmamalıdırlar !
¤  Aynı ülküleri olan vatansever muhalefet partileri birbirleriyle kaynaşarak, birleşerek kendilerine ortak hedef ve projeler tayin etmelidirler :  Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, İşçi Partisi,  Demokratik Sol Parti ve diğer AKP karşıtı vatansever partiler ortak adaylarla seçime katılmalıdırlar!
¤  Muhalefet partileri başarısız olan genel başkanlarını halkın sevdiği insanları getirerek ve demokratik seçim yaparak değiştirmelidirler. Başarısızlıkta ısrar, koltuğu terketmeme saplantıları, partiyi geriletme ya da gençleştirmeme partiye ihanet olarak kabullenilmelidir !
¤ Muhalefet partilerinin geçmişte bakanlık, genel başkan yardımcılığı, milletvekillliği, müsteşarlık veya yöneticilik yapmış olan insanları dışlamamaları gerekir. Aksine onları partilerin danışma kurullarına getirerek yönetimleri, stratejileri tayin etme ve onlarla kapsamlı olarak çağa ya da şartlara  uygun teşkilatlanmalarını sağlamalıdırlar !
 
Muhalefet Partileri yöneticileri,  halkla, parti mensuplarıyla tenkide, eleştiriye, iletişime, karşılıklı ilişkilere açık olmalıdırlar. “Her şeyi ben bilirim” havasına girmeden, insanlara tepeden bakmadan her türlü görüşten, kanaatlerden, yayınlardan, geçmişte yaşanılanlardan, tahminlerden, tecrübeli insanlardan faydalanmalıdırlar!
 
Muhalefet partileri geçmişlerinden koparak,  partilerinin «yeni tabiriyle adlandırmalarının » bölünmelere, şüphelere, güvensizliklere sebep olacaklarını unutmamalıdırlar ! Başkalarının güdümünde olan, içi – dışı farklı yani iki yüzlü, emperyalist odaklar tarafından tayin edilen veya tavsiye edilen, art niyetli ve Atatürk düşmanı adaylara partilerinde kesinlikle yer vermemelidirler !
 
Tek yol, tek amaç emperyalist güdümlü AKP yöneticilerini başarısız kılmak, bunların oyunlarını bozmak, devletin hassasiyetlerine müdahalelerini engellemek ; Türkiye Cumhuriyeti Devletini bağımsızlığa, ekonomik güce ve dokunulamayan bir Türk Silahlı kuvvetlerine  kavuşturmak olmalıdır !
 
Bilim adamlarıyla  güçlü danışma ve kalkınma kurulları, ülke içinde AKP’nin tahrip ettiği kurumları, çürüttüğü değerleri, yıprattığı insanların haklarını koruyacak ya da savunacak hukuk ve dayanışma büroları oluşturulmalıdırlar !
 
Muhalefet partileri kendi aralarında iletişimi sağlayacak güç birliği kurulları oluşturmalıdırlar !
 
Devlet ellerinde, İçişleri, Adelet Bakanlıkları ellerinde... Savcılar, hakimler ve güvenlik görevlileri ellerinde! Buna rağmen birilerini sürekli suçlayarak o böyle yaptı, o şöyle yaptı diye propaganda yapıyorlar! Adeta sızlanarak,makamlarını şikayet merkezlerine dönüştürdüler! Ortada açılmış tek bir soruşturma ve dava da yok! Bu feveran yolsuzlukları örtmek için yapılıyor!
 
Muhalefet partileri kendi aralarında AKP’yi ve yöneticilerinin yolsuzluklarını, hukuksuzluklarını, adaletsizliklerini, tahribatlarını, dışa bağımlılıklarını inceleme, irdeleme büroları kurarak bu demokrasi dışı tavırlarla ortak mücadele yollarını aramalıdırlar !
Bu yönde teşkilatlanmak AKP yöneticilerinin muhalefet partilerini, birbirlerine düşürmek, birbirleriyle çatıştırmak ya da  güçsüz kılmak için yapacakları iftiraları, tertipleri, oyunları ve hukuksuzlukları etkisiz kılacaktır !
Muhalefet partileri tarafından birleşerek çoğalmak, kaynaşarak güçlenmek, gördükleri aksaklıkları kamuoyuna intikal ettirmeden kendi aralarında halletmek gibi tavırlar onurlu  bir hareket olarak algılanmalıdır !
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin güçlü  tek ya da ortak adayı AKP’nin adayının kaybetmesini kolaylaştıracaktır !
 
Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, İşçi Partisi, Demokratik Sol Parti ve diğer AKP karşıtı vatansever partiler, birleşerek, kaynaşarak güçbirliği yapmazlarsa, yani tek ve güçlü bir adayla Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmazlarsa her bir muhalefet partisinin adımı fiyaskoyla sonuçlanacak ve hepsi gelecekte mutlaka yüce Türk Milleti tarafından suçlanacaklardır !
 
Muhalefetin çok güçlü kozları var
 
Kaybettikçe umut kıran muhalefet partisi değil, dik duran,bilinçli bir şekilde iktidara koşan bir parti olun!
AKP yöneticileri sürekli olarak kendilerine hukuksuz yollardan, insanî olmayan maceralar aramaktadır ki,  “kan döken, can alan silahlı teröristlerle mücadele için kullanamadığı tomalı, silahlı devlet güçlerini”, kanunî  gösteri haklarını  kullanan silahsız insanlarımızın üzerlerine göndererek insanlarımızın öldürülmelerine, yaralanmalarına sebep olmaktadırlar!
AKP’nin TC ve Alevî düşmanlıkları, demokrasi ve Atatürk karşıtlıkları, İslam’a, ahlaka ters tavırları, “aile boyu  hırsızlıkları, yolsuzlukları, rüşvet suçları, anayasa ihlalleri” Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef akan kumpasları, kafeslemeleri, uluslararası mahkemelerde yargılamaya götürecek komşu ülkelerde emperyalist ülkelere yaranmak için  teröristlerle işbirliği yapılarak sarin gazlı Müslüman katliamları, zulümleri,  anayasa ihlâlleri, adaletsizlikleri ve hukuksuzlukları var! Bağırabildiğiniz kadar bağırın!  Türk Milletini, “dinle imanla, hukukla, yöneticilikle,  insan sevgisiyle alâkası olmayan AKP’den uzaklaştırdığınız, AKP’li yöneticileri de devlet kurumlarından hukuk yoluyla veya seçimle uzaklaştırdığınız  takdirde” ALLAH’a (C.C.) yakınlaştırmış olacaksınız!
AKP’li yöneticilerin dayanakları fostur. Hesap etmedikleri, günahlarıyla büyüyen manevi felaketlerin önlerine gelmesi an meselesidir!
 
Güç birliğine bir örnek göstereceğim : Niğde’de son seçimde muhalefet partilerinin belediye başkan adaylarından en çok kazanma şansı olan MHP’nin adayı idi ! CHP orada MHP’yi destekleme kararı alsaydı bugün AKP değil MHP’den belediye başkanı seçilecekti ! Şimdi ne oldu ? : CHP de, MHP de kaybetti ! Kazanan kim oldu ; : AKP !
Bölünerek zafere ulaşılmaz! «Haydi kazanırsamı?» bırakın, kazanacak kişileri seçin, değilse AKP“ye hizmet etmiş olursunuz!
Bölünerek, hırsızlıklarla, yolsuzluklarla, rüşvetlerle anılan AKP’ye hizmet etme yerine, birleşerek vatansever ortak adayları seçiniz!
Seçim propagandalarını geniş bir zamana yayarak, son ana sığıştırmadan, şimdiden seçimlere  güç birliği yaparak hazırlanınız!
Buradan uyarıyorum!
 
Teröristlerle ve emperyalist ülkelerle dost, ama Türk Milletiyle kavgalı olan AKP’li yöneticilerin oyunlarını bozmak zorundayız!
 
Bir konuyu daha size hatırlatmak istiyorum. Mitinglerde, gösterilerde, yürüyüşlerde, millî bayramlarda AKP’nin kirli oyunlarına âlet olmamak ve bu oyunları hiçe düşürmek için bir strateji tayin etmek zorundasınız. AKP yöneticileri ve Tayyip kavga ve kaos istiyor! Kinlerinin davacısı olan bu kişilerden millî ve inançlı bir icraat beklemeyin!
 
Paris, 24 Nisan 2014