Hükümetin memura layık gördüğü 3+3‘lük maaş artışı konfederasyonlar tarafından çeşitli düzeylerde tepkiyle karşılandı.
Memur Sen basın açıklaması yapacağız Diyerek “hoşaf soğuturken” Kamu Sen ve KESK grev çağrısı yaptı. Konfederasyonlar bu konuda ciddi olduklarını göstermek için üyelerini greve çağırırken, daha önce greve çıkmamış konfederasyonların üyelerinin aklında bazı soru işaretleri doğdu.
Bu soru işaretlerini gidermek adına grev konusunda bugüne kadar yaşananları ve mevcut yasal durumu açıklayacağım.
1) Anayasa’nın 2. maddesi devletin sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtmektedir. (Devlet hukuk kararlarına göre hareket etmek zorundadır)
2) 51. madde; önceden izin almaksızın sendika kurma ve bu sendikalara üye olarak bu doğrultuda etkinlik yapma hakkının bulunduğunu belirtmektedir. (Sendikaya üye olma ve sendikanın kararlarını uygulama hakkı vardır)
3) 90. madde; milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. (İmzamız bulunan dış hukuk kararları iç hukuğa ters olsa bile, iç hukuk kuralları buna göre düzenlenir ve dış hukuk kararları bağlayıcıdır – ILO, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi vb…)
ULUSLARARASI HUKUK CEZA VERİLEMEZ DİYOR
4) 151 sayılı ILO Sözleşmesi’nin 3.maddesinin 2. fıkrasında, “… Kamu makamları bu hakkı (sendikal faaliyet) sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdır” denmiştir. (Kamu makamları sendikal faaliyetleri engelleyemez, bu faaliyetlere müdahale edemez.)
5) 87 Nolu ILO Sözleşmesi’nin 8/2 maddesinde, “Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek nitelikte olamaz veya zarar verecek şekilde uygulanamaz” hükmüne yer verilmiştir. (Çalışanların sendikal etkinlere katılması nedeniyle cezalandırılamayacağı açık bir biçimde ortaya konmuştur.)
6) Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın “Toplu pazarlık yapma ve eylem hakkı” başlıklı 28. maddesinde; “Çalışanlar ve işverenler veya bunların ilgili kuruluşları … grev eylemi dahil olmak üzere kendi çıkarlarını korumak için ortak (toplu) eylem yapma hakkına sahiptir.” denmektedir. (Bizi de bağlayan uluslararası hukuk grevi temel bir sendikal hak olarak değerlendirmektedir)
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM) DE CEZA VERİLEMEZ DİYOR
7) Geçtiğimiz aylarda da greve çıkan KESK ve ona bağlı Yapı Yol Sen’in açtığı ve 27 Mart 2007 günü karara bağlanan başvurusunda (Karaçay – Türkiye) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, greve verilen ceza için “demokratik toplumda gerekli olmadığı” sonucuna vararak Türkiye’nin AİHS’in 11. maddesini ihlal ettiği kararını vermiştir.
8) Yapı Yol Sen’in açtığı ve 17 Temmuz 2007 günü karara bağlanan diğer başvurusunda (Satılmış ve Diğerleri – Türkiye) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de grev yapan çalışana ceza verilemeyeceğine karar vermiştir.
9) İş bırakma eylemine katılan öğretmenler adına açılan ve 17 Temmuz 2008 günü karara bağlanan başvuruda (Urcan ve Diğerleri – Türkiye) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuranlara uygulanan cezai yaptırımların “demokratik bir toplumda gerekli olmadığı” sonucuna varmıştır.
DANIŞTAY DA CEZA VERİLEMEZ DİYOR
10) Danıştay 1. Dairesinin E.2001/3307, K.2001/4415 sayılı kararında “… sendikal faaliyet kapsamında bir gün süreyle göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı yasanın 125/C-b maddesinde öngörülen “özürsüz” olarak bir gün göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür” denmiştir.
11) Danıştay 12. Dairesinin E.2004/4643, K.2005/313 sayılı kararının gerekçesinde “… davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği dolayısıyla 657 sayılı. Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.” denmiştir.
12) Danıştay 12. Dairesinin E.2005/5767, K.2008/225 sayılı bir başka kararında “… davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği…” denmektedir.
13) Ayrıca TCK 118. maddesinde sendikal faaliyetin engellenmesi yasaklanmıştır.
GENELGE DE CEZA VERİLMESİN DİYOR
14) 05.08.1999 gün ve 1999/44 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde “… kamu görevlilerinin sendika ve konfederasyonlar şeklinde örgütlenmelerine engel olunmaması bu örgütlerin etkinliklerinin genel kolluk yetkisi kullanılarak müdahale edilmemesi, sendikal çalışmaları nedeniyle sendika yöneticilerine ve üyelerine disiplin cezası uygulanmamasının gerektiği“ belirtilmiştir.
MEB HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ DE CEZAYA GEREK YOK DİYOR
15) MEB Hukuk Müşavirliği’nin 27 Şubat 2012 tarih, 02-17848 sayılı yazısında, sendikal kararlar doğrultusunda yapılan iş bırakma eylemlerine katılımın sendikal faaliyet olarak kabul edilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
SONU:
Tüm ilgili yasa maddelerinin, genelgelerin, uluslararası ve iç hukuk kararlarının değerlendirilmesi sonucunda;
Konfederasyonların aldığı grev kararı sonucu greve katılan çalışanların herhangi bir ceza almayacağı, verilen bir ceza olsa dahi cezanın geri çekilmek zorunda kalacağı ortadadır.
Konfederasyonların üretimden gelen gücünü kullanması ve greve çağırdıkları üyelerinin bu çağrıya uymalarında herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Yüzde 3’lere kenarda köşede “mızmızlanmak” yerine her onurlu çalışan gibi emeğinin karşılığı olan insanca yaşanacak ücreti talep etmek için konfederasyonunun çağrısına uy. Karalaştırılan tarihte hizmet üretme.