Partimiz HDP gündem oluşturup, gündemi tutan çıkışlarıyla tüm dost ve düşman güçlerin gözünü kulağını çevirdiği bir siyasi odak olarak çığ gibi büyüyerek 7 Haziran finişine yaklaşmakta.

 

      Meclis aritmetiğine göre dördüncü olmasına rağmen, açıklığı seçim bildirgesi, adaylarının kapsayıcılığı, seçim dili, eş başkanların konuşmaları ve olanaksızlıklara rağmen yürütülen yaygın seçim çalışmaları, HDP’yi anamuhalefet partisi yaptı desem yeridir.

 

      Kritik bir seçim sürecinin yaşandığı herkesçe kabul edilen gerçek bir yorum. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “açılış etkinliği” adı altında düzenlediği seçim mitingleri de dâhil olmak üzere AKP’nin hem siyasi hem de fiziki hedefinde sıklıkla HDP var.

 

      HDP var çünkü AK partisinin 2011’den beri yaşadığı düşüş trendinin en kritik aşaması 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşecek. Eğer AK Partisi, başkanlık sistemini getirebilecek en azından referanduma götürecek bir çoğunluk sağlayamazsa, iktidar blokunun çatlaması gündeme gelecek. Aynı zamanda, basit bir iktidarı kaybetme meselesi değil, aynı zamanda varoluş meselesi yaşanacak. Yurtiçinde ve yurtdışında işledikleri iddia edilen suçlar, bir sürü kriminal vakadan bahsediliyor. Bu iddiaların sanığı olarak mahkeme önüne çıkma gerçekliği ile burun buruna gelme olasılığı AK partisi kurmaylarını hırçınlaştırmakta.

 

       Bu hırçınlaşmanın altında en önemli etkenlerden biri hiç kuşkusuz partim HDP’nin halklarımız nezdinde yarattığı çok büyük bir heyecan dalgasının iktidar sahiplerince de görünmesidir. HDP’nin çoğulcu, heterojen yapısını, HDP’nin Türkiyelileşme projesi olduğunu henüz daha yeterince anlatamasak da ulaşa bildiğimiz tüm noktalarda gördüğümüz sempati ve sevgi seli mutlaka oya tahvil edilmelidir. Bu sevgi seli ve sempatik alaka oya evirilmez ise ki AK partisinin tüm seçim propaganda çalışmasının omurgasını HDP yi karalama oluşturmaktadır. AK partisinin seçim sonrası olası tek başına iktidarında HDP yöneticilerine yönelik operasyonel saldırıların artacağını hatta imha ve yok etmeye yöneleceğini gören yerden çalışmalarımıza dört elle sarılmalıyız.

 

       60 günü aşkındır hatta 1 Ocak 2014 bu 1,5 yılı aşkındır partimiz örgütleri üye ve kadrolarıyla non stop çalışmakta. Yani bir hayli uzun bir süre hem kuruluş sorunlarıyla hem de 30 Mart 10 Ağustos ve 7 Haziran gibi çok ciddi seçim maratonunda koşturmamız devam etmekte. Hiç kuşkusuz en önemli seçim 7 Haziran günü gerçekleşecek. 7 Haziran yaklaştıkça ve seçim günü tüm saldırı ve kumpaslar pik yapacak gibi görünmekte. Muktedirin koltuğu sallandıkça koltuğa panikle yapışması ve tepinmesinin sarsıntılarını hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

 

      Özellikle seçim günü sandık başlarında seçim gönüllülerine ve elbette sandığına sahip çıkan seçmenlerimize ihtiyaç var. Sandığına ve attığı oya sahip çıkmayan sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı zaman partimizi suçlamalıdır. İktidar sahipleri 13 yıllık saltanatlarını koruma ve kollamak için her türlü araç ve yöntemle hileye başvuracağı bilinciyle sandıkları ve verilen oyların güvenliği sağlanmalı seçmenin iradesini ola bildiğince müdahale edilmeden olduğu gibi sonuçlara yansımasını sağlanmalıdır.

 

      İktidar partisinin her türlü şer müdahale ile seçimleri yönlendireceğini gören yerden hazırlıklar yürütülmeli seçmen ve müşahitle bu yönde de bilgilendirilmelidir. CHP liderinin “elektrik kesilirse çık sandık üzerine otur” yollu karikatürize (çünkü kuzey yarım kürede bulunan ülkemiz en uzun günlerin yaşadığı takvimsel döneme girdiğinden saat 17 de biten oy verme işlemi tasnifleri 2-3 saat de sürse karanlığa kalmadan gündüz gözüyle bitirilebilecektir.) edilmiş çağrılarla değil girilen her evde tutulan her ele gözlerinin içine bakarak samimiyetle verilen oylara sahip çıkılması uyarısında bulunulmalıdır.

 

     Unutulmaması gereken diğer bir husus birleştirme tutanaklarının sandık sandık ilçe seçim kurulu önünde okunurken yapılacak “sehven” yâda iradi olarak yapılacak yanlış okumalara dikkat edilmesidir. Örneğin X bir partini bilmem kaç no lu sandıktaki 30 oyunu 3 olarak okuyup,  ilçe birleştirme tutanağına bu yönde işletmek gibi basit yöntemlerle yapıla bilecek oy hırsızlığı yöntemlerine karşı tüm parti görevlileri ve elbette HDP il ilçe seçim kurulu gözcülerinin çok uyanık olması gerekmektedir. Bu tür basit yöntemlerle Deniz Baykal’lı CHP nin %10 barajının altında bırakıldığı unutulmamalıdır.

 

      Yurt sathına yayılan partimiz halesinin oy olarak yansımasını sandıkların doğru tasnifi ve birleştirme tutanaklarının doğru doldurulup doğru okunmasından kaynaklanılacağı bilerek çalışmalarımıza dört elle sarılmalıyız.