- Kemal Bey’in değil Önder Sav’ın galip geldiği bir CHP...
- İki lafından biri “türban” olan, “laiklik” olan, “irtica” olan, “Cumhuriyet Devrimleri” olan bir CHP...
- Genel merkezdeki odalarından çıkmayan yöneticilere sahip bir CHP...
- Güneydoğu’ya gitmeyen, gidemeyen ve bundan dolayı eksiklik hissetmeyen bir CHP...
- Kıyılara hapsolmuş bir CHP...
- Alışkanlıklarına ve ezberlerine teslim olmuş bir CHP...
- Başını örteni dışlamış, Kürt’ü dışlamış, dindarı dışlamış, Orta Anadolu’yu dışlamış bir CHP...
- “Canan Arıtman / Necla Arat / Nur Serter” üçlüsünün egemen olduğu bir CHP...
- Halka dokunan değil, halkı iten bir CHP...
- Halkın değil hep devletin yanında yer alan bir CHP...
- Her daim askerin arkasında, yanında, önünde hizalanan bir CHP...
- Halkın değil devletin partisi olan bir CHP...
- Havlu atmış, iddiasız bir CHP...
- Sadece milletvekili olmaya odaklanmış tamahkâr kişilerin elinde kalmış bir CHP...
- Bağdaş kurmayı bilmeyen, gecekonduya uğramayan bir CHP...
Mahsun’a yapılan beş büyük kötülük
BİR: Her yaptığına gaz verilerek daha güzelini, daha iyisini, daha şahanesini yapmasına engel olunuyor.
İKİ: Her yaptığına gaz verilerek daha iyi bir film yapmak için çabalamasına değil, medyayı daha fazla kafa kola almak için çabalamasına neden olunuyor.
ÜÇ: Her yaptığına gaz verilerek Mahsun’un “Ne yapsam gidiyor birader” anlayışına sahip olmasına neden olunuyor.
DÖRT: Her yaptığına gaz verilerek haksız rekabete neden olunuyor.
BEŞ: Her yaptığına gaz verilerek Mahsun’un olumsuz eleştirileri “düşmanlık” olarak algılamasına katkı sunuluyor.
Papağan vakası
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, açılışını yaptığı pastanede müşterileri “Selamünaleyküm” diye karşılayan bir papağanın yanına yaklaşmış ve “Selamünaleyküm” demiş.
Ve fakat...
Bizim papağan tınmamış.
Bırakın “gık” demeyi bildiği tek ezberi bile unutmuş.
* * *
Zihin bu, durmuyor.
Ve şu sorunun peşine düşüyor:
Acaba benzer bir olay Kemal Bey’in başına gelseydi, yandaş medyamız, “Papağan bile lafını dinlemiyor. Bundan ne köy olur, ne kasaba” der miydi?
Ya da...
Papağanın Başbakan Erdoğan’ın karşısında dut yemiş bülbüle dönmesini...
“Muazzam karizma karşısında geçirilen hafif çapta bir sarsıntı”ya bağlar mıydı?
Bilemedim.
Güneri Bey’e gıpta etmemin nedenleri
KENDİ efsanesini yaratmayı başarmış kaç kişi var bizim meslekte?
Ya da şöyle sorayım:
Hayata karşı doymak bilmez bir iştah sahibi olmayı, bunu daimi kılmayı, bundan hiç bıkmamayı ve bunu sergilemekten zerre kadar kaçınmamayı başarmış kaç kişi var aramızda?
Gıpta ediyorum Güneri Cıvaoğlu’na...
Hadi cevap verin:
Hangimiz alay edilmeyi, karizmayı çizdirmeyi falan göze alarak bir dans yarışmasına katılır ki?
Hangimiz komik kaçacağı baştan belli bir Acun Ilıcalı projesine gözü kapalı atılmaya cesaret edebilir ki?
Gıpta ediyorum Güneri Cıvaoğlu’na...
Hangi televizyoncu, yaptığı televizyon programının kamera önünü ve arkasını bir büyük bir festivale çevirir ki?
Hangi “beyaz Türk”, en dandik pop şarkıcılarının sergiledikleri eften püften bir performansı bile, en yüksek sanat olayına tanıklık ediyormuş gibi karşılar ki?
Hangi köşe yazarı, kendini acayip ciddiye alırken birden kendiyle alay etmenin tavanını bulur ki?
Hangi erkek, kadınlar karşısında hep “janti” olmak durumuna kendini bu denli adar ki?
Hangi gazetecinin mesleki geçmişi, saatlerce süren medya dedikodularına malzeme sunacak denli zengindir ki?
Güneri Bey... Güneri Bey...
Ben galiba size sadece gıpta etmiyorum, hafiften haset de var işin içinde.
Gül’e itirazım var
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün “Atamalar konusunda bana haksızlık yapılıyor. Ben Alevi kesimden rektörler atadım” şeklindeki açıklamasına iki nedenle itirazım var:
BİR: Bir Cumhurbaşkanı atama yaparken kişinin liyakatini esas almalıdır, kişinin mezhebini değil.
İKİ: Bir Cumhurbaşkanı, yaptığı onca atama içinde bir Alevi rektörü örnek vererek durumu kurtarmak yerine, yaptığı atamaların genelinden yansıyan imaja dikkat kesilmelidir.
Biliyor muydunuz?
- Başbakan Tayyip Erdoğan’ın uçağına sıklıkla binemeyen Fehmi Koru’nun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün uçağına sıklıkla bindiğini...
- AK Parti kurucusu Ayşe Böhürler’in gazeteci Nazlı Ilıcak’ın “Hayrünnisa Hanım tutkusu”na hafiften gıcık olduğunu...
- Samatya’da “İkinci Bahar” adlı efsane diziden kalma “İkinci Bahar Ali Haydar” adlı kebapçının hâlâ revaçta olduğunu...
- Okay Gönensin’in dünkü Vatan’da çıkan yazısında, “benzetmek gibi olmasın ama” diyerek Önder Sav’ı İlhan Selçuk’a, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Hasan Cemal’e benzettiğini...
- - - -