«Keyf ehline keyf verir kahvenin kaynaması;
Eşeği yoldan çıkarır sıpanın oynaması.»
Atasözü
¤ AKP'li yöneticiler Niğde Cemil Meriç görme engelliler okulunu niçin kapattılar? Eğer özürlü vatandaşlarımız kendi haklarını hukuk yollarıyla aramasalardı bu ihmali, bu süistimali AKP Niğde Milletvekilleri içlerinde sindirmeyi sürdürecekler miydi?
«....toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim» diye yemin ederek göreve başlayan AKP'li yöneticiler Niğde'de Cemil Meriç Görme Engelliler okulunu niçin kapattılar!» bunun sebebini onlardan veya size hizmetten bahseden Niğde AKP milletvekillerinden öğrendiniz mi?
«Niğde Bölgesinde hizmet alanları açma yerine hizmet alanlarını kapatma gibi normal karşılanmayacak AKP icraatları hukuki hatalarla dolu Ergenekon gibi davalar ön plana çıkarılarak unutturulmaya çalışıldı!
Göreve başlarken ettikleri yeminlerine de hiçbir zaman sadakat göstermediler.
Göreve başlarken ettikleri yeminlerine de hiçbir zaman sadakat göstermediler.
12.03.2009 tarihinde Haber Cem’de yer alan yorumumda, «Niğde’li hemşehrilerimizin protesto yapma ve pankartlarla veya afişlerle duygu ve düşüncelerini duyurma hakları vardır! Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarının vatandaşlarımızın açtıkları pankartları indirtme hakları var mı? Sizi eleştirenleri susturursanız, hatalarınızı ve suçlarınızı büyütürsünüz! Dünyanın hiç bir yerinde bu tür haklara müdahale edilmemektedir! İnsanların ellerindeki pankartları bu şekilde indirmeniz mümkün, fakat kalplerindeki nefreti kaldırmanız ise oldukça güç! Önemli olan kalplere etkili olabilmektir. Ne yazık ki AKP anlayışında demokratik haklara saygılı olmak gibi insani yaklaşımları son yıllarda göremiyoruz! AKP mitingi sonrası gözaltına alınan 13 yaşındaki öğrencide Recep Tayyip Erdoğan'ın tırnaklarıyla bıraktığı iz ile AKP'lilerin Niğde Cemil Meriç Görme Engelliler okulunu kapatmaları da asla unutulmayacak!» demiştim.
AKP’ye destek olan vatandaşlarımıza bir sorum var : «Hakkında ''görevi ihmal'', ''zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' suçlarından toplam 2 dosyası bulunan ve şehitlere kelle diyen bir genel başkana sahip, yolsuzluklar ve anayasa ihlalleriyle çalkalanan bir AKP bize huzurlu bir Türkiye yansıtmıyor! Hanginizin çocuklarının gemileri, fabrikaları, mücevher mağazaları vergi aflarına veya indirimlerine tabi tutulan evlâtları var! AKP hükümetinin, yasalara aykırı olarak İsrailli işadamına 6 ayda 755 milyon dolar kazandırması bunlardan sadece biri! Anayasaya aykırı olarak ABD’nin Türkiye’yi de içine alan Ortadoğu’yu parçalama planına eşgüdüm başkanlığı yapan AKP’yi nasıl içinize sindiriyorsunuz?»
16.06.2005 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde yer alan : «Niğde'de Milli Eğitim Müdürlüğü'nün toplantısında, İstiklal Marşı'nın okunmaması ve salonda Atatürk resmi ile Türk Bayrağı bulunmaması, Meclis gündemine getirildi. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in yanıtlaması istemiyle dün TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi verdi. Eraslan, Çelik'e, "Atatürk, bayrak ve İstiklal Marşı gibi milli eğitimdeki müşterek değerlerimizi dikkate almayan sorumlular hakkında ne gibi işlem yapılacak" diye sordu.» haberine benzer yüzlerce konu 2005 yılından bu güne kadar AKP yöneticilerinin hangi değerlerimizi, hangi millî hassasiyetlerimizi tartışılır hâle getirdiklerini belgelemektedir.
Eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun, 05.01.2010 tarihli Haber Cem’de yer alan tepkisi dikkatlerimizi çekti. Rifat Serdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a asker ile emniyet kuvvetlerini karşı karşıya getirdiği yönünde eleştiride bulunan bir mektup yazdı. İşte Serdaroğlu'nun mektubu: "Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın İçişleri Bakanı, üçünüz de ateşle oynuyorsunuz. Böyle giderse, oynadığınız ateş sadece sizi değil, ülkeyi de yakacak. Ülkemizin gözbebeği iki kuruluşunu, Asker ve Polisi nasıl düşman hale getirdiniz, farkında mısınız? Nedir sizin derdiniz?"
Ben Birko’da Ticaret Şefi olarak çalıştığım sıralarda Ali Güven Ticaret Müdürü idi. Cemil Ter, Ali Eren, Azmi Tüm gibi bir çok hemşehrimiz orada çalışıyorlardı.
O zamanlarda da insanlara hizmeti bırakıp hizmetkârların ekmekleriyle oynamak, baskıyla, şantajla işten attırmak, iftira etmek, insanları tutuklatmak yozlaşmış siyasetçilerin görevlerinden kabul ediliyordu.
Birko’da o zamanlar pamuk balyalarını koyacak yer bulamazdık. Yaman Karamollaoğlu Genel Müdür; Azmi Selvi ‘de yönetim kurulu başkanı idi.
Birko önüne kamyonlar dizilir Denizli’ ve İstanbul gibi vilayetlerimize iplikler gönderirdik. Benzin ve mazot bulmak oldukça güçtü. Ben bir yolunu bulup bir yerlerden tankerlerle getirterek Birko’da kamyonculara verilmek üzere mazot bulundururdum. 4 teneke onlar bulur, 4 tenekede biz verir kamyonlar rahatlıkla yola koyulurlardı. Birkodaki forkliflerle 7 balyayı üst üste dizecek işçiyi o zamanlar Adalet Partili, milliyetçi diye baskı yapıp attırmışlar. O an çalışan arkadaşımız ise 5 balyayı üst üste istif edemiyordu. Ben gittim Niğde’de bir kömür deposunda çalışan Birko’dan atılan bu vatan evlâdını getirerek tekrar Birko’da işe başlattım. Himayemde çalışan insanları ezdirmedim, aşağılatmadım.
İşte gece yarılarına kadar çalışarak, emek verdiğim Birko’dan mükafat alarak bana işten atılma lâyık görüldü. Ben ayrılırken Ali Güven, Yaman Karamollaoğlu, Cemil Ter, Ali Eren, Azmi Tüm gözyaşlarını tutamadılar. Yani attırma emri o zamanın kodamanlarından geliyordu
Dahi GEDİK’in 01.08.2010 tarihinde Bor Haber’de yer alan «2009 yılında Niğde’nin Bor İlçesinde, Birko A.Ş’den ücretsiz izine gönderilen ve doğuştan gözleri hasta kızının ameliyatı için çıkış sonrası talep ettiği tazminatı alamadığı için mağdur olan tekstil işçisi, beş yıllık tazminatı için, bazı arkadaşları ile mahkemeye başvuruyor.» haberinden sonra AKP milletvekilleri veya AKP iktidarı bu aile dramı ve Birko’nun gösterdiği duyarsızlık karşısında bahsi geçen vatandaşımıza her hangi bir yardımda veya insanî müdahalelerde bulundular mı?
Bakın Erhan Gençtürk’ün Bor Haber’de yer alan sözlerine : «Birko’nun adaleti bu... ben sadece bir örneğim. Diyorlar ki Birko batıyor. Benim gibi bir sürü insan var... mağdur insan var, fakat sesini çıkaramıyor! Hakkımı sonuna kadar arayacağım... Defalarca e-mail göndermeme rağmen Birko’dan arayan olmadı. Onbeş aydan beri ne çektiğimi bir ben, bir de Allah bilir... Hukuki sürecimiz devam ediyor. Birko’ya hakkımı helal etmiyorum, hakkımı yediler haram olsun kızımın hakkını yediler, haram olsun! Yetim hakkı yediler, kul hakkı yediler haram olsun. İzine ayrıldığımız dönemde hiç bir kağıda imza atmadık ve İki arkadaşla beraber mahkemeye verdik. Hukuksal süreç işliyor!» vatandaşı, seçmeni, mağduru göremeyen, seçimden seçime hiç birisi gerçekleşmeyen vaatlerle önünüze veya evinize gelen AKP milletvekillerine seçimde oylarınızı vermeyerek asil ve onurlu kişiliğinizi gösterin!
Recep Tayyip Erdoğan ne diyordu : Kriz bizi teğet geçti... Vatandaş ne diyor : Kriz bizi deldi geçti!
Bir de Birko Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Mumcu’nun isyanına bakın : «Tekstil sektörü nefes alamaz hale geldi. Milyonlarca kişiye iş kapısı olan tekstil sanayine acilen can suyu gerekiyor... Dünya nüfusunun daima arttığını, artan bu nüfusun da tekstilin her dalında üretilen materyallere kesin ihtiyacı bulunduğuna dikkati çeken Mumcu, “Hayati öneme haiz bir sektör olan tekstil, gelinen noktada nefes almaz ve can çekişir hale gelmiştir. Başka bir ifadeyle, öncelikle memleket insanına istihdam sağlamak, devletimize vergi vermek, ihracat sağlamak amacı ile kurulan Anadolu’daki tekstil ağırlıklı sanayiye, acilen cansuyu gerekmektedir”»
Niğde’den bahsedeyim derken, bana Birko Fabrikası ve iplik konusu daha önemli geldi. Hani biri açar, diğeri kapatır... Biri yüceltir, diğeri batırır... Biri yaşatır, diğeri öldürür... İşte ben iyi ile kötünün farkını göremeyenlerden bahsediyorum. AKP her yerde aynı... Bakın sağlıkta Türk milletine acılar yaşatan, sağlık kurumlarını ticarethaneye çeviren AKP’li Erzurum Milletvekili ve Sağlık Bakanlığı koltuğunda oturan Prof. Dr. Recep Akdağ’ın sözlerine : «2023 Türkiyesi’ni hazırlamak üzere Erzurum’dan 6 milletvekili ile Meclis'e gireceğiz» Sanki yoğurdun çokluğundan bahsediyor? «9 yılda Erzurum’dan çıkarılacak 6 milletvekilinin hepsini AKP’ye kazandıracak siz ne yaptınız?» diye bu kişiye soran da olmuyor!
Eee şimdi konuşma sırası sizde! Sorun onlara «9 yılda ne yaptınız, neleri tartışılır hale getirdiniz, nelere kim için neden eşbaşkanlık yaptınız? Niçin ve kime yaranmak için Haçlı seferlerini öve öve göklere çıkarttınız?» Bu soruların cevabını öğrenmek sizin hakkınız!
Bir konu daha var bu partiye genel başkanlık yapan ve başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan’ın en son nereden mezun olduğu da bir türlü netlik kazanamadı... Bu konu muallakta yani... Eğer iyice araştırırsanız AKP’nin kendi sitesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın özgeçmişinde 1981 yılında «Marmara Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakültesinden» mezun olduğunu söylüyor. Bu üniversitenin tarihçesinde Marmara üniversitesinin 1982 yılında yani 12 Eylül darbesinden iki sene sonra kurulduğu anlaşılıyor. Yani Recep Tayyip Erdoğan 1982’de kurulan Marmara Üniversitesi’nden 1981 yılında mezun olmuş... Eeee bu konu demek ki hayalle mümkün olabiliyor?!!
Marmara Üniversitesinin «İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi» ismini taşıyan bir fakültesi de yok... Ya ne var? : «İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi» var.
Recep Tayyip Erdoğanözgeçmişine ait sitesinde : «Siyasetin tek limanı ahlâktır!» diyor. Düzme kasetlerle muhalefet partilerine çamur atmak fakir fukara için vereceğiz diye insanlarımızdan alınan paraların Deniz Feneri Derneği eliyle başka işlerde kullanılması gibi yüzlerce yolsuzluk ve hukuksuzluklar da, Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman’ı katleden Amerikan askerlerine ülkelerine sağ selim dönmeleri için kendisi tarafından yapılan dua da herhalde ahlâk çerçevesi içerisinde ele alınıyor?!
Pekiyi AKP’nin Niğde’deki temsilcileri ne diyorlar : «Siyaset hizmet aracıdır, ben de daha geniş imkânlarla hizmet etmek için siyasete girdim. Allah nasip ederse, sizlerin de desteğiyle Niğde’den 3 milletvekili çıkarmak için var gücümüzle çabalamaya devam edeceğiz» Sanki yoğurdun çokluğundan bahsediyorlar?
9 yılda Niğde’den çıkarılacak 3 milletvekillinin hepsini AKP’ye kazandıracak siz ne yaptınız? 9 yıllık AKP döneminde Niğde’de okuyan fakir bayan öğrencilerin tahsil yapabilmek için hangi hallere itildiklerinden, neleri kaybettiklerinden AKP yöneticilerinin ve AKP Niğde Milletvekillerinin haberleri var mı? Zenginliğin, yetkinin, fırsatçılığın hangi amaçlar için kullanıldığını biliyorlar mı? Ölümsüzlük duygusu, hırs ve ahlâk dışılıklar neleri çökertiyor, kimleri tüketiyor, hangi değerleri yok ediyor?
AKP döneminde Ulukışla ilçemizde siyanürle altın arayan şirketlere vatandaşlarımızın gösterdikleri tepkiler karşısında 23.10.2010 tarihinden bugüne kadar AKP milletvekilleri ne yaptılar? Hasangazi Köyünde bu yöndeki vatandaşlarımızın gösterdikleri duyarlılıklardan haberleri oldu mu? Eğer haberleri olduysa nasıl karşılık verdiler?
Niğde’de 2010 yılında 2 aydan fazla bir sürede kaldırım çalışmalarının yapılmasının gazete ve televizyonlara tepki olarak yansıdığı zaman AKP milletvekilleri ne gibi müdahalelerde bulundular?
Üniversite mezunu Niğde’li Yusuf Yıldız’ın kamyon şoförlüğü yapması kendileri tarafından hiç yadırgandı mı? Bu gençle ilgilenmek, görüşmek akıllarından hiç geçti mi?
AKP Niğde’ye (ilçeleriyle ve köyleriyle birlikte) kültür, sağlık, işsizlik, üretim, iletişim, ulaşım, fakirlik, çevre, şehircilik, tarih, güvenlik, huzur gibi konularda 9 yılda ne kazandırdı?
Bölgemizde Kanserden ölümler yaygınlaşıyor AKP yöneticileri ve AKP Niğde Milletvekilleri seyrediyorlar
Ülkemizde sularımız kontrol edilmiyor. Atıklar ve suya karışan kimyasallar irdelenmiyor. Halk AKP yöneticilerinin sistemli beyin yıkama yollarıyla haklarını arayamayacak, kendilerini savunamayacak şekilde uyuşturuluyor ve tepkisizleştiriliyor. Ölümler kader diye geçiştirilerek kendi kusurlarına, hissizliklerine, ALLAH’ı ortak koşarak şirke giriyorlar!
Kardeşim 9 yıl boyunca destek verip iktidar yaptığınız adamlar sizi unutup Kaddafi’ye laf yetiştirme peşindeler. Dünya Mersin’i yoğunlaşmış deprem bölgesi diye bilimsel tespitlerle kitaplara, yayınlara taşıyor! Recep Tayyip Erdoğan hiçbir bilimsel araştırma yapmadan, emperyalist ülkelerin atıklarını para karşılığında temellerine gömdürecek tehlikeli usullerle Mersin’e Nükleer santral dayatması içinde! Ben belgelerle birkaç gün içinde bu konuyu dile getireceğim.
«Salla başını al maaşını» şeklinde kurgulananlar size hizmet edemezler!
AKP yöneticileri sizin hayatınızı, sağlığınızı, geleceğinizi, çıkarlarınızı hiç mi hiç önemsemiyorlar! Onlar sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar.
Vatandaşlarımız «Niğde çöplüğü yanıyor, yetkililer bakıyor» diye feryat ediyor! Duyan yok! Hele hele bir milletvekili olsunlar, sizlerden kopacaklar... T.B.M.M.’de Recep Tayyip Erdoğan’a şirin görünmek için gözyaşı dökerek, alkışlayarak her önüne gelen karar, teklif, kanun için ellerini kaldırıp indirecekler... Fabrika, mesleki eğitim, zenginlerin kucaklarına düşürülen bayan öğrenciler, yoksulluk, fakirlik işsizlik, artan hırsızlık olayları, trafik kazaları, felakete koşmalar hiç umursanmayacak!
Sabah Koku İle Uyanmak; Set evleri ve Niğde evleri civarında oturanlar, sabah erken saatlerde kesif yanık ve duman kokusuyla uyanacaklar... Bunun nedeni araştırılmayacak! Vahşi çöp depolama alanında çıkan ya da çıkarılan yangınlar önemsenmeyecek! Hava kirliliğine yol açan oluşumlar hiç düşünülmeyecek! Yerel gazeteler, Niğde’de hastalıkların, özellikle de kanserin arttığını yazacaklar... bunlar umursanmayacak!
Eee şimdi konuşma sırası sizde! Sorun onlara 9 yılda ne yaptınız, neleri tartışılır hale getirdiniz, nelere kim için neden eşbaşkanlık yaptınız? Niçin ve kime yaranmak için Haçlı seferlerini öve öve göklere çıkarttınız?
Bakın siz iktidara gelmeden önce iplikte Avrupa ikincisiydik... Bugün sayenizde Yunanistan’dan pamuk satın alır hale getirildik... Siyaset madem hizmet aracı idi? Türkiye’de bir tek fabrika açtınız mı? Diyeceksiniz ki «işte biz Niğde’ye Hastane kazandırdık...»
Milleti işsiz, yoksul, problemli, GDO’lu yiyeceklerle, hasta edip hastane açacağınıza, milletin hasta olmayacağı şartları oluşturun... Sadaka ekonomisiyle insanları aşağılamayın, eğitimi, imtihanları, hukuku, adaleti, yozlaştırmayın... Fabrikalar açın, üretim sanayileri oluşturun, vatandaşı madden ve manen kendinizden üstün kılın...
Bugüne kadar yani 9 yıldır avutuldunuz. Sizi kendi beşiklerine koydular, ha bugün ha yarın derken sallaya sallaya 9 yıl geçti. Sizi avlayarak, tavlayarak bir daha oy verirseniz elinizdekileri de, cebinizdekileri de gönlünüzdekileri de, zihinlerinizdekileri de alıp sizi sap gibi köşeye dayayacaklar.
Yani size demeç verenler de, size sizdenmiş gibi görünenlerde emperyalizmin kurduğu tuzaklardan habersizler. Avrupa bunu biliyor, bir çok yazar kendi dilleriyle bunu dile getiriyor, bir çok fazilet sahibi insan bunları tercüme ederek feryat ediyor, siz zannediyorsunuz ki bu yeni kadrolar
Kurulan tezgâhı aşarak Bor’a Niğde’ye, Erzurum’a, velhasıl Türk Milletine hizmet edecekler?! Yanılıyorsunuz. Onlar, yani seçecekleriniz sadece ceplerini düşünüyorlar... Eğer Türkiye parçalanıp Irak gibi bombalar altında kalmazsa buz gibi alacakları milletvekilliği emekli maaşlarını düşünüyorlar! Onlara eski yeni demeden tek tek sorun, ALLAH rızası için siz Millete daha öncesinden hiç hile yapıp, Müslüman’mış gibi görünerek, yüzlerine gülerek gizlice, farkettirmeden birileriyle anlaşarak ceplerinden para aldınız mı?
Tekrar aynı konuya dönüyorum...
Tarih : 06 Eylül 2008, Ekoyol
Niğde'deki Birko Şirketler Grubu, 650 çalışanını 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren kademeli olarak yıllık ve ücretsiz izine ayırıyor. İşçilere 30, 45 ve 60 günlük periyotlarla izin kullandırılıyor.
Tarih : 06 Eylül 2008, Ekoyol
Niğde: Sarteks kapandı, 2 firma kapasite düşürdü.
Tarih : 01 Aralık 2008, NTV
Koyunlu halı fabrikası 400 işçi çıkardı : Niğde’de Koyunlu halılarını üreten fabrikada çalışan bin 500 işçiden 400’ünün işine ekonomik kriz gerekçe gösterilerek son verildi.
Bugün AKP yöneticilerinin çöken politikalarıyla Türkiye’nin yıllık 1 milyon 600 bin ton pamuk ihtiyacının 1 milyon 200 bin tonu dışarıdan temin ediliyor. Yani ürettiğimiz yıllık pamuk miktarı 400 bin tona düştü. Dışarıya ödediğimiz para ne kadar? : 2,8 milyar dolar... Her yıl 53 000 kişi işsizlik sebebiyle Adana’dan başka yörelere göç ederek doğdukları, yaşadıkları şehirlerini terk ediyorlar!
Tarih : 04 Ocak 2011, Bor Haber
«Bor İlçesi Mehmetçik Mahallesi. Mehmet Bıyık Bulvarı üzerinde bulunan mülkiyeti C. Y.’ya ait olan 2 katlı betonarme bina çöktü.»
«Çöker kardeşim... ehli olmayan insanlara görev verirsen, sana acımayan insanlara güvenirsen, inançları, itikatları gırtlaklarından aşağıya inmeyen, maskeli insanlara fırsat verirsen daha çok çekersin!»
AKP hizmet partisi değil, teslimiyet partisidir!
Bu şartlarda ülkemizde sorunlar çıkaran bir partiye AKP milletvekili olmak akıl işi değil! Neden mi?... takip edin Avrupa dergilerini ve gazetelerini... Ben size yazılanları ve konuşulanları özetleyeyim : Haziran’dan sonra AKP ile Türkiye kesin bölünecek... Teröristler devlet kuracaklar... Sonrasında çıkan isyanlarla emperyalistler barış safsatalarıyla girip Türkiye’ye çöreklenecekler... Yani size ülkenizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini bitirelim de bir görün, diyecekler... Cinayetler, katliamlar birbirini takip edecek, korkaklar Türkiye’den kaçıp başka ülkelere sığınacaklar... Bunun için dindarım diyerek Emperyalistlere taşeronluk yapanlara destek verin, AKP’yi iktidara getirerek Türkiye üzerinde emelleri olanların işlerini kolaylaştırın... Bakın Suriye, Irak, Libya, Afganistan, Pakistan, Filistin, Kosova ne hale geldi? Bunlardan sonra ilk sırada Türkiye var... sonra İran olacak.
Ben deniz asteğmen idim... AKP’nin Deniz Subaylarını hedef alması ve tutuklatması BOP projesinin bir gereğidir. Yani Türkiye savunmasız bırakılarak emperyalistlerin işleri kolaylaştırılmaktadır!
Sözlerim AKP milletvekili adayları dahil hepinize!
Bırakın AKP’yi!
Bırakın sizi aldatanları, çıkarcıları, ülkenizi, topraklarınızı ve sizi satanları!
Dost açık söyler, kıvırmaz! Tekrar ediyorum : Size yapılan kötülüklere, haksızlıklara, hizmetsiz geçirdikleri yıllara bakarak AKP milletvekili adaylarına ve AKP yöneticilerine oylarınızı vermeyiniz!
Niğde, 05.05.2011
Nerede yer aldı?
Selam ve sevgilerimle.
Üzeyir Lokman ÇAYCI
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------
Resim : Üzeyir Lokman ÇAYCI