Ne kadar zengin ve gelişmiş olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında, uşak olmak katından yüksek bir işleme uygun sayılamaz.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemizde ve dünyamızda; küresel sermaye ve AB-D emperyalizminin ekonomik çıkarı yüzünden sağlıklı ve mutlu yaşamımız giderek tehlikeye düşmektedir. Bizden sonraki nesillere de daha riskli ve kirli bir dünya bırakacağız.
Pek çok gelişmiş ülkede, yaşanan çevre felaketlerine karşı hem siyasal hem de sivil toplumsal örgütleri ile gereken tepkilerini çok güzel ortaya koymaktadır. Ne yazık ki güzel ülkemizde siyasi yaşam kısırlaştı ve sadece dinsel siyasete veya etnik kimliğe dayalı hale geldi. Çağdaş demokrasilerde olduğu gibi ülkemizde yaşanan çevre kirliliğine karşı duyarlı bir siyaset ve siyasi güç söz konusu değil.
Hemen hemen her yıl tekrarlanan ve yıllardır devam eden çevre sorunlarımızı dile getirmemiz ve hep birlikte çözümler aramamız gerekir. Yani giderek elden çıkan çevremize ve doğal kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız. Örneğin;
- Bir doğal gaz deposu bile yapılamadı (09.02.2012-Cumhuriyet). Türkiye elektrik ihtiyacının %45 ini karşıladığı doğalgazı depolamak için bir türlü önlem almadı. Sadece Silivri’de TPAO’nun işlettiği şebekeye günlük 17 milyon m gaz basabilen depo tesisi var. Yıllık tüketim 49 milyar ve en az 6-8 milyar mdepolamamız gerekiyor. BOTAŞ’ın Tuz gölündeki depolama alanları ise bir türlü bitmedi. Bu depolar yapılsa, doğal gaz için her yıl İran ve Rusya’dan almadığımız halde ödemek zorunda kaldığımız yaklaşık 1,2 milyar $’lık boşuna ödeme de yapılmayacak.
- Siyanürü atan, Üsküdarı geçmiş (03.03.2012-Cumhuriyet). İzmir, Kozak yaylası ve Bergama-Ovacıkta işletilen Altın madenlerindeki havuzların genişletilmesini içeren ÇED raporunun iptali için 3 yıl önce açılan davaya ancak bilirkişi ataması yapıldı. Ancak havuzlar bu süreçte görevini yapmış, doğayı kirletmiş ve işlevlerini 6 ay önce bitirmişler. Yani iş bittikten sonra keşfe gidilmiş!!!
- Felaketi fırsata çevirdiler (03.03.2012-Cumhuriyet). Bir deprem bölgesi olan Kütahya’da, Eti Gümüş A.Ş.’nin siyanür barajı çöken gümüş madeninde, üretim kapasitesi artarken yeni siyanür barajları oluşturulmaya çalışılıyor. Sızan Arsenik yüzünden maden yakınındaki Dulkadiroğlu köyünde nerdeyse kimse kalmadı.
- Narenciyenin de genine göz diktiler (02.03.2012-Cumhuriyet). 2000 dekarlık birinci sınıf tarım arazisine yerleşke yapılacak. Adana-Çukurova Üniversitesi yerleşkesindeki narenciye gen bahçesinin de bulunduğu 2000 dekarlık alanın Yeni Kurulan Üniversiteye verilmesi söz konusu. Aynı zamanda Adana kentinin akciğeri konumunda olan alan, Akdeniz kırmızı toprağına ve özel bir ekosisteme sahip.
- Ölüm Santralı (31.02.2012-Milliyet). Muğla–Yatağan termik santrali yüzünden, 2 yılda 35 kişinin akciğer kanserinden öldüğü ve 60 kişinin da tedavi altında olduğunu Muğla il sağlık müdürlüğü tarafından yapılan araştırma ortaya koydu.Sinop’un, Gerze ilçesi Yaykıl köyünde de ithal kömüre dayalı bir başka termik santral inşa edilecekmiş.
- Arıların 4 de biri kayıp (23.02.2012-Milliyet). Tüm dünyayı endişelendiren arı kayıplarıyla ilgili uluslararası araştırmaya göre 2011 de Türkiye’de ortalama arı kaybı %25 oldu. Bu kayıpların nedenleri arasında arı kolonilerini etkileyen nosema cerenae, İsrail akut paraliz virüsü gibi patojenlerin ve pestisitlerin hoyratça kullanımı ve kötü beslenme bulunmakta.
- Yönetmelik bekliyor, atıklar zehir saçıyor (28.04.2012-Cumhuriyet). Türkiye’de zehirli kurşun ve fosforla üretilen 40 milyona yakın tüplü TV ve monitör(CRT) bulunmasına karşın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının elektronik eşya atıklarıyla ilgili yönetmeliği 2 yıldır taslak halinde bekliyor.
- Çernobilin sabıkalısı Akkuyuda (27.04.2012-Cumhuriyet). Çernobil nükleer santralı patlama faciasının 26. Yıldönümünde Ankara’da Greenpeace üyelerince yapılan eylemde, Çernobil santralını yapan Rosatom şirketinin, Akkuyuda yapılacak nükleer santralı da kurmaya kalkışması protesto edildi.
- 2B için ortak feryat (29.04.2012-Cumhuriyet). 18 Nisanda geçen yasa ile 2B arazileri satışa çıktı. 410 bin hektarlık Orman alanları ile birlikte tarım alanlarımızın da satılması kaygısını taşıyoruz. Keşke elden çıkan Orman alanlarımızın satılması yerine yeniden ağaçlandırılması yapılsaydı. Yabancılara mülk satışlarında mütekabiliyet (karşılıklılık) koşulunun kaldırılmasını da kabul edemiyorum.
- Bir HES cehennemi yaratılıyor (02.05.2012-Cumhuriyet). Ordu-Çambaşa yaylası 1991 yılında turizm merkezi ilan edilmişti. Şimdi ise Orduda 80 e ulaşan HES inşaatları yüzünden yüzlerce ağaç kesildi ve yeşil örtü tamamen yok edildi. Neredeyse tüm derelerin 49 yıllığına özel sektöre kiralandığı belirtiliyor.
- Balık soykırımı yaşanıyor (01.05.2012-Cumhuriyet). TURMEPA genel başkanı Sn. Rahmi Koç, Marmarada 42 yıl önce 127 tür vardı, şimdi ise 4-6 tür kaldığını belirterek, Karadeniz’de ise 52 türün de 26’ya düştüğünü açıkladı.
Değerli arkadaşlar,
Umarım, yukarıda sıralamaya çalıştığım çevre felaketlerine karşı sizlerin, STK’ların, tüm yöneticilerimizin ve danışmanlarının dikkatini çekebilirim, gereken önlemleri de zamanında ve hep birlikte alırız.
Özellikle çevre kirliliği için alınması gereken önlemler ne kadar gecikirse, olası çözümlerinde o kadar zorlaştığı sonucunu, bilgilerinize sunmak isterim. Aksi halde dünyamızı ve onun en güzel ülkesinin doğal yaşam olanaklarını göz göre göre kaybedeceğiz.
Sevgi ve saygılarımla (09.05.2012)
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
1- Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama sonuçlarından sonra, 25 Jeotermal alan ihaleye açıldı (28.02.2012-Cumhuriyet).Umarım güzel ülkemizin öz ve temiz enerji kaynaklarından sayılan bu alanlardan en kısa sürede ve en iyi şekilde, ulusal çıkarlarımız doğrultusunda yararlanırız.
2- Yöneticilerimizin Çin seferinden sonra Ağaoğlu grubu ve Lide Enerji, Sinovel Grubu ile 600 + 600 MW kapasiteli rüzgar santralleri, Akfel grubu da China Sun Energy ile de 350 Milyon $’lık Güneş Paneli üretimi anlaşmaları yapmışlar. Bu anlaşmalarla temiz enerji üretimlerinin en kısa zamanda gerçekleşmesini dilerim.