Cumhuriyet yürüyüşleri, fener alayları çok ilde oldu
Milyonlarca insan Cumhuriyet için yürüdü.
Yıllar sonra gördüğüm en kalabalık halk katılımlı bayram yaşandı.
Yürürken her kesimden kişinin Cumhuriyeti sahiplenmesini izledim.
Ankara’da yürüyüş yasaklandı ama milyonlar Anıtkabir’e erdi.
Kimi yerlerde vali, kaymakam yasakları havada kaldı.
Ankara’da Bayrakları ile Mustafa Kemalin askeriyiz diyenlere polislerde bizde “Mustafa Kemalin askerleriyiz” diye karşılık veriyordu. Biber gazı ve su dahi kitleyi durduramadı.
Ankara Valisi istihbarat aldık olay çıkacak diyordu ama hiçbir şey olmadı demek ki istihbaratı verenlerin böylesi bir çoşkuyu engellemekten gayri bir niyetleri de yokmuş.
Sonuçta Cumhuriyet Bayramı halk tarafından sahiplenildi.
Neden bu duruma geldik.? Bayramların kutlanması nerede ise yasaklanması çelenk dahi koydurmama engeli neden yaratıldı?
Cumhuriyet ile hesaplaşmak kime ne kazandırır?
Eğer Cumhuriyet olmasa bugün koltuk sahipleri bu makamlarda olurlar mı idi.?
Mutlakıyet ile yönetilen ülkemizde saraydan gelmedikleri için ülkeyi yönetenler hiç biri bu makamlarda oturmayacaklardı.
Cumhurbaşkanı Kayseri’de bir nalbur olabilirdi.
Başbakan ise hafız olarak görev yapabilirdi.
Milletvekillerimiz merkep ardında pazarlara yük taşıyan kul olarak kalacaktı
Bizim Vali mektupçu olarak vilayete belki girebilirdi.
Belediye başkanı Kasabasında çiftçi olarak yaşamını sürdürecekti.
Polislerin yerine devşirme yeniçeriler görev yapacaktı.
Her köyde halende ayakta duran görkemli kiliseler yapılamaya devam edecek. Nüfusun yarısı Hıristiyan olacaktı.
Cami imamları halkın yardımları ile görev yapacak hoparlörden ezan okunmayacaktı
Devlette memur olanların çoğu hanlarda nalbant ya da demirci berber vs olarak kalacaktı.
Kadınların seçme seçilme hakları olmayacak evlerinden dışarı çıkmaları izne tabi olacaktı.
Dahası ülke işgal eden güçlerin denetiminde kontörlünde her türlü baskı rejimi altında olacaktı.
İşgaller başladığında Siyah bayraklarını memlekette asanların ne zulümler yapacağını o dönem yaşayanlardan dinlemiş çok yaşayanımız var.
Gazilerimiz vefatlarına kadar milli mücadeleyi nasılda gözleri dolarak anlatırdı.
Cumhuriyet kolayla kazanılmadı.
Yurttaş olmanın değerlerine Cumhuriyet ile erildi.
Varlığını sağlayan rejim ile kavga etmek kime ne kazandırır.
Cumhurbaşkanı gelişmeleri önceden fark etti ki daha bir hafta önce belediyelere genelge gönderip bayram kutlamalarına katılım desteği istedi.. Hükümet ise aksine yasaklara sığındı.
Ne gerek vardı. Ülke bayrağını alıp gelen Cumhuriyet bayramı kutlamak istiyorum diyeni engellemek hangi akla hizmetti.
Bu tavır PKK terörünü mü bitirir. Suriye krizinimi sonlandırır. Yokluğu yoksulluğumu tüketir. İş aş kapısını mı açar.?
Olsa olsa işgal kuvvetlerinin Yunanlıları, İtalyanları, Fransızları, İngilizler mutlu eder
89 yıl önce yenilmenin acılarını unutmayan emperyalist güçler sonunda kazandıkları zaferden mutsuz olan bir ülke durumuna Türkiye geldi diye sevinir.
Olsa olsa Türkiye düşmanları bayramlarını dahi ayrıştırdılar diye zil takıp oynarlar
Mustafa Kemal Atatürk bayramları çocuklara, gençlere, halka emanet etmişti.
Halk emanetine sahip çıktı. Cumhuriyet coşku ile kutlandı.
Niğde’de bayram etkinlikleri yine herkesimin katılımı ile gerçekleşti.
Niğde Vali Ali Barut bu bağlamda sözlerini de önemsedim. Vali dedi ki: Cumhuriyet hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu ve hukukun evrensel normlara göre anlaşılıp, yorumlanıp uygulandığı idare demektir. Cumhuriyet toplumun ihtiyaçlarını dikkate alıp, ona göre politikalar geliştirip adil, eşitlikçi bir anlayışla meseleleri çözmek, insani ihtiyaçlarını karşılamak demektir.
Cumhuriyet milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde toplumun huzurunun sağlanması demektir.
Cumhuriyet idaresi insan haklarına saygılıdır. Laiklik ilkesine bağlı sosyal hukuk devletidir.
Laiklik din ve vicdan hürriyetinin korunduğu, tüm inanışlara saygılı ama yönetimde akıl ve tecrübe ile bilimin hakim olduğu anlayış demektir. Cumhuriyet demokrasi ilkelerine bağlılık, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, çoğulculuk, farklılıklara hoşgörülü davranış ve farklılıklardan güç çıkaran rejim demektir.
Cumhuriyetimiz tam bağımsız ve güçlü demokratik kurallara ve evrensel insan hakları ölçütlerine uygun olarak yaşatmak için hepimize çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir”
Bizde valinin bu söylenenlerin altına imza atıyoruz. Cumhuriyeti böyle algılayıp anlamalıdır. Umarım yönetenler gereken dersi alıp bayramları sınırlamaktan vazgeçerler. Yoksa kendi ülkesinde kendi bayrağını açanları coplayan, bir anlayış olarak yönetenleri anacaktır.