.
Hayat kolay değil.
Çeşitlenen insan ihtiyaçları, geçim kapısının daralan çapı ve ekmek kavgasının insanı zorlayan dayatmaları yaşamı zorlaştırıyor.
Ücretli çalışıp aybaşlarında maaş alan çalışan olmanın dışında; mal alıp satmak, üretip pazara sürmek, dükkanı açıp kapamak ve bunlarla ilgili farklı birçok faktörün dengesinde kalmak, günümüz şartlarında esnaf kesiminin en büyük handikabı oluyordu.
İşte bu gurubun ön safhalarında bulunan, gerçek bir vergi mükellefi olduğu kadar, tezgahının açık olmasını, kepenginin kapanmamasını ve çalışanlarının da var olmasını sağlama yönünde ciddi emek sarf eden esnaf kesiminin hali, küçümsenmeyecek kadar sıkıntılıydı.
Bu duruma Niğde yerelinde dikkat çeken Niğde Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sayın Alim Yeşil’in sözlerine kulak kabartmak gerekiyordu.
Esnaf kesimini genel manada temsil etmesi, Niğde ölçeğindeki sorunları mensubu olduğu odanın başkanı olması itibariyle, birinci ağızdan dertlerini dile getirenlere daha bir önemle yaklaşılması zaruret oluyordu.
Esnafın yükünün arttığı gerçeği ve bu yükün azaltılması noktasında somut adımların atılmasının gerekliliği, Sayın Yeşil tarafından dile getiriliyordu.
Esnaf, çalışanının sigortasını ödemeyi geçtik, kendi primini dahi öderken sıkıntı yaşıyordu.
Faizler yüksek dolayısıyla borç yükü altında ezilen esnaf can suyu olabilecek krediye erişimde zorlanıyordu.
Enerji maliyetlerinin yüksekliği, POS cihazlarındaki kesintilerin fazlalığı, KDV nin zorlayan oranı, kira stopajının beli büken ağırlığına dikkat çekiyordu.
Vergi, oda kaydı ve sicili olmadan E-ticaret siteleri üzerinden satış yapanlar haksız rekabete yol açıyordu.
Mahalle esnafı, yine aynı mahallelere giren zincir marketler karşısında çaresiz kalıyordu.
Yüksek sigorta poliçeleri nedeniyle zorlanan nakliye ve ulaşım esnafının durumunu irdeliyordu.
Esnaf kredilerindeki ağır teminat şartları, banka ve kooperatiflerin yüksek komisyon talepleri yıldırıyordu.
Lokanta esnafının yüzde 1 KDV ile aldığı malı yüzde 10 ile satarken ortaya çıkan açığın küçümsenmeyecek farkını anlatıyordu.
Sorunlar genel hatlarıyla böyleydi lakin çözüm önerileri konusunda da fikrini söylüyordu.
Bir işçi 7200 gün çalışıp emekli olabilirken, bir esnaf 9000 gün prim ödüyordu. Hem de prim gün fazlalığına rağmen daha düşük emekli maaşı alıyordu. Bağ Kur primlerinin düşürülmesi ve çalışanın sigorta primi devletimizce desteklenmeliydi,
POS cihazı kesintileri ve KDV oranları makul denecek bir indirimle daha düşürülmeliydi,
Deniz ve Havayolu taşımacılığına yapılan ÖTV siz yakıt desteği, nakliye ve ulaşım işi yapan esnafa da uygulanmalıydı,
Perakende yasası esnaf lehine yeniden düzenlenerek, zincir market baskısı mahalle esnafının üzerinden kaldırılmalıydı,
Elektrik ve doğalgaz gibi temel giderlerde KDV ve ÖTV esnaf faturalarında sıfırlanmalıydı,
En az 6 ay ödemesiz, 5 yıl vadeli KGF destekli krediler sunulmalıydı,
Bankaların, ipotek verilmesine rağmen bir de kefil isteme adaletsizliğinin önüne geçilmeliydi,
Anlayacağınız;
“Esnaf kan ağlıyor ve ağır yaralı, yoğun bakım şartlarıyla bir an önce hayata döndürülmeli” diyen Sayın Alim Yeşil’in görüş, tespit ve çözüm önerileri öncelikle Niğde, sonrasında tüm ülke esnafı adına iyice düşünülmeliydi.
Almadan vermek elbette ALLAHA mahsus…
Tabii ki devlet vergi alacak,
Genele harcayacağını vatandaşından belli oranlarda tahsil edecek,
Lakin;
Ülkenin üzerinde durduğu en önemli saç ayaklarından biri olan esnaf kesimi,
Ayakta tutulması gereken kısımda…
Başını ne denli dik tutarsa tutsun,
Kendi içine yıkıldığı hissi,
İyice zihinlere yerleşmeden,
Kan olup can vererek,
Ahilik kültürünün derin anlamıyla,
Derdine çare olunmalıydı…