Dünyanın Niğde’den ibaret olmadığı küresel köy haline gelmiş olan yer yuvarlağının üzerinde yaşayanlar olarak, fuarlar aracılığıyla gelişmeleri takip etmenin faydalarını göz ardı etmek mümkün değil.
Nitekim Ticaret Odamız; bu faydaları Niğde çıkarlarına sunabilmenin yararlarını gözetmiş olmalı ki Niğde de ticari potansiyeli olan ve isteyen tüm üyelerini, bu gezide buluşturuyordu. Tarık Bin Ziyad’ın İspanya kıyılarına çıkıp fetihlerle ilerleyişini baz alıp, fetih mantığıyla olmasa bile, ticaret ve kültürü sentezleyip; başkent Madrid’den başlayarak, Sevilla, Granada ve Malaga’ya uzanan geniş bir coğrafyayı önümüze seriyordu.
Dünyanın ilk ticaret odasının kurulduğu ve hala tüm ticari kayıtların arşivlendiği Granada’da ki ticaretin belgelendiği ilk yerde olmak, El-hambra sarayının her yeri işlemeli sütun ve duvarlarında birçok kültürün mimarisini aynı sütun ve duvarlarda görmek, Müslüman İspanya’nın başkenti ve Yeni Dünya’ya düzenlenen keşif seferlerinin başlangıç noktası olan Sevilla’nın muhteşem meydanlarında nokta gibi kalmak, insan medeniyetinin her daim üreten hallerinin muhteşem görüntüleri olarak karşımıza çıkıyordu.
İstanbul, Londra, Berlin ve Paris’ten sonra Avrupanın en kalabalık şehri olan Madrid’in Ticaret odasıyla karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak, her şeyden önce birbirimizi ve ekonomimizi karşılaştırma olanağını elde edip kendimizi değerlendirmek, olumlu girişimler olarak göze çarpıyordu.
Ne yani şimdi bu geziyle İspanya’ya gidip, mal satıp mal alıp, ülke ihracat – ithalatına denge getirerek Türkiye’nin cari açığını bir düzene mi soktunuz diyenleriniz, bıyık altından gülenleriniz olacaktır.
Doğru; iki ülke arasındaki ticari bağ bir anda artmayacak, Niğde ekonomisi tavan yapmayacak.
Doğru; sanayimiz, turizmimiz, tarım ve hayvancılığımız kanatlanıp göğe ermeyecek.
Lakin farklı ekonomi, kültür ve medeniyetlerin geçirdiği evreleri yerinde görüp yerinde değerlenmek, kendi düşünce dünyamızda mutlaka bizlere de farklı bakış açıları sunacak.
Zaten hangi yaştan olursa olsun kafilede bulunan tüm katılımcıların dinamizmi ve heveslerini yakından izlediğimizde, bu kent adına olan umudumuzun daha güçlendiğini ifade etmekte yarar var.
Yine de en büyük faydanın beraber, yaşadığımız yerden binlerce km uzaklıkta, dayanışma ve ortak hareket edebilme becerilerimizi sergilemedeki başarımız olduğunu söyleyebilirim.
Yani anlayacağınız bu tarz seyahatlerin hiçbir faydası olmadığını varsaysak bile, kent içi ilişkileri geliştirme ve kolektif bilinç oluşturma yönündeki katkılarını inkar etmek mümkün değil.
Ekonomik ilişkilerin bir şekilde insan ilişkisi olmadan geliştirilemeyeceğinin genel bir doğru olduğunu kabul edecek olursak…
Kendi adıma…
Bu faaliyetin planlanmasında ve ortaya çıkmasında NİTSO’ya ve emeği geçen herkese teşekkür etmek düşüyor…