Hani tasavvufi birçok açıklama yapılmıştır.

En önemlisini dönemin müceddit’i de detaylandırarak verilmiştir. Ama sanki söylenenler bize değil de başkalarınaymış gibi, birden hicab-ı mesture, vakra ve ekinnet sahibi olu veriyoruz.



Edep her şeyin önündedir tasavvuf da. Yoksa Allah’ın Resulüne değil de, nefsinize itaat etmeye başlarsınız. Şunu unutmayalım hatta beynimize mi, kalbimize mi nereye kazıyacaksak kazıyalım da hiç unutmayalım. Hiç bir ilim ve kaynak, kim ve ne olursa olsun, Allah Resulünün vereceği bir cümlelik sözünün bize kazandıracağı ilmi veremez.

Resulün sözleri unutmayın sadrınıza Allah tarafından beyan olunur. Çünkü vahiydir ve Kur’ân kelâmıdır(ANKEBU-49). Şimdi kim diyebilir ki şu falanca kaynak ki takvası ne olursa olsun. Resulün o an size vereceği ilmin zerresini verebilir. O falanca kaynak ilmini okyanustan almış bir kırıntıdır. Bir kaşık suda okyanusu göremezsiniz ama okyanusta bir kaşık sudan çoook vardır.Nefsiniz bir şekilde Resulün ilmine susamış olanları bir başka kaynağa yönlendiriyorsa, benim diyeceğim bir tek şey “edep Ya Hu”