Sürü içinde koyun olmak, kasap elinde kurban olmak demektir !
 
Zamanımızda insan kendi iradesinin dışındakilerin etki alanlarına girerek düşünme yeteneğini kaybetmektedir.  Başkalarının kendisine sunduklarını, anlattıklarını, söylediklerini kendisine aitmiş gibi kabul ederek yozlaşmaktadır. Kişiyi öz düşünce yapısından koparan unsurlar emperyalizmin uzun süre, aralıksız ve sistemli araştırmalarıyla oluşturulmaktadır.
Miting meydanlarında emperyalist güdümlü kişilerin yaptıkları mesnetsiz konuşmaları, yalanları, aldatmaları doğru kabul ederek çığlıklarıyla ve alkışlarıyla onaylayan topluluklar sürüleştirildiklerinin farkına varamazlar. Güdümlü kişiler tarafından propagandalar kötü amaçla ve maddi ve manevi sömürüler için yapılmaktadır.
Gizli niyetler, maksatlı ifadeler, halka ihanetler ne yazık ki derinliğine irdelenememektedir.
 
Irak’ta böyle gayelerle uyutulmuş, başkalaştırılmış, kişiliksizleştirilmiş, yozlaştırılmış insanlar, maşaların da yardımlarıyla tecavüze uğramışlar, sakat bırakılmışlar ve imha edilmişlerdir!
Kişiler hayat amaçlarının kendileri tarafından gerçekleştirildiğine inandırılmaktadırlar. Direksiyon başında kötü niyetliler var, onları belirsizliğe taşıyan emperyalizmdir. Kaos yaşatanlar,  kaza yaptıranlar, ortadan kaldıranlar da onlardır.
Size teslim olmak, kaybetmek, acı çekmek ve ölmek düşüyor.
 
AKP’ye destek olmak emperyalizme destek olmak demektir
 
Böyle bir ortamda inanç değerlerinin, ibadetlerin, ALLAH’a bağlılığın, Peygamber savdasının gösterişten ibaret olduğunu yaşanılanlarla tesbit etmek zor değil...
Günümüzde diploma; bilginin, kariyerin, gelişmenin, üstünlüğün, farklılığın, çalışmanın, fedakârlığın, erdemliğin, yüce hislerin, onurun, kalitenin karşılığı olarak verilmiyor.
Size ters düşenlerin, sizi dışlayanların, sizi düşünmeyenlerin ama sizdenmiş gibi görünenlerin figuranları olarak verilenleri alıyorsunuz, söylenilenleri dinliyorsunuz, istenilenleri veriyorsunuz... Milliyetçiliği, ülkücülüğü, ilkeciliği suçmuş gibi gösterenlere ya da kabul edenlere tabi olmanızın sonucunda vatanseverliğinizden, hoşgörünüzden, dostluğunuzdan ve kardeşliğinizden kuşku duyulan bir varlık haline dönüştürülüyorsunuz. Bir çırpıda inkâr ettiklerinizin yerlerine şeytani hisler yerleşiyor, size benzemeyenlerle çıkar dostlukları inşa ediyor,  acılarınızda, sıkıntılı anlarınızda size destek olanları unutarak başka havalara, farklı görünümlere giriyorsunuz.
 
Duyarlılıkları saptırılmış, algılamaları imha edilmiş, iradeleri ortadan kaldırılmış bireyler olarak, kaybettiklerinizi, neyi aldığınızı, neleri verdiğinizi, ne taşığınızı bilemiyorsunuz. Yüklendiklerinizin hesabını yapmadan, sizin için kurulan tuzaklara bakmadan tükenmeye, yok olmaya gidiyorsunuz!
Sizin yerinizde başkaları var, siz başkalarının yerindesiniz... Kimliksizlik, kişiliksizlik, düşüncesizlik sizin irdeleyeceğiniz unsurlar olmaktan çıkıyor!
 
Türkiye örtülü işgal altıda
 
Kontrolsüz yönelmelerle, katılaşmış öngörülerle dostluk bağlarını reddedenler, şerri ve kötülüğü kendine dayanak yapanlar yozlaşmaların öncüleri olarak karşımıza çıkarlar.
 
Günümüzde bir millete hizmet etme görevinde olan devlet memurlarının bir partinin güdümünde propaganda aracı haline getirildiklerini endişe ile izliyoruz. Onları propaganda izinlisi kılan bozuk düzen, adaleti, vatan sevgisini, görev sorumluluğunu imha etmekte, onları turuncu devrimin elemanı haline getirerek, inaçlarından – değerlerinden kopararak emperyalizme hizmet ettirmektedir.
 
Çıkar, makam, mevki, unvan, para, servet, şerre hoş görünme tutkuları onları ister istemez hukuk dışı yollara itiyor.
Ölümün önüne ölümsüzlüğü getirerek, inancın önünde nefsî arzuları devleştirerek, ahlâkın önünde hayasızlığı dirilterek bir hayat tarzı oluşturuyorlar. Üstlerinden – altlarından, önlerinden – arkalarından, sağlarından – sollarından bakarak onlar hakkında bir hüküm vermeniz mümkün. Bu tespitlerinizi açık açık hiç abartmadan insanlarla paylaşın.  Bakalım bu çok ciddi tespitleri önce kendinizden uzaklaştırarak, sonra kendinize iyice yaklaştırarak irdeleyin.
 
Soruyorum size, 9 yılda neslimizi ve eğitimimizi
kim bu hale getirdi?
 
AKP’nin iktidar süresinde dün 9 yaşında olan bir genç bugün 18 yaşındadır. 9 yılda bir çok değerimiz tanınmaz hale getirildi! Düşünün hizmet ediyoruz görüntüsü altında, BOP’a eş başkanlık yaparak, eğitim sistemini yozlaştırarak, kapitalizmin çarklarını kurgulayarak  gençlerimize ve insanlarımıza yükledikleri olumsuzlukları yazacak ya da resimleyecek onların etraflarında ihlâslı bir gazete bugün yok! Bunları eleştirecek, kusurlarını yorumlayacak; suçlarını ve ihanetlerini konuşabilecek ilim adamları ise değişik şekillerde susturuldular.
 
Bugün zulme alkış tutuluyor, yozlaşmalara övgüler yağdırılıyor, işsizlik, açlık, yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık umursanmıyor... Yandaşlar üretildi, din çıkar için kullanılıyor! BOP’a eşbaşkanlık yapanların arkalarından gidiliyor!  Sonra küfre hizmet ederek, emperyalizme boyun eğerek gerine gerine «Biz Müslümanız» diyorlar! Koskoca bir yalan... Koskoca bir yalan!
 
¤  Haber Cem : « Gaziantep'te annesinin kendisine dondurma almamasına sinirlenen 11 yaşındaki ilköğretim 5. sınıf öğrencisi kız çocuğu kendisini iple tavana astı.» (10.06.2009)
 
¤  Haber Cem : «AKP eğitim sistemini çökertti» (15.07.2009)
 
Bir öğretmeni intihara sürükleyen sebepler nedir? İntiharı düşünen bir eğitim elemanı, bir yönetici öğrencilerini nasıl geleceğe hazırlayabilir? Devletin görevi vatandaşlarının hayatlarını güvence altına almak değil mi? Pekiyi bu olaylara sebep olan, huzursuzluk eken, acılar pompalayan AKP yöneticileri nelerle uğraşıyorlar? Yapamayacakları, bitiremeyecekleri, beceremeyecekleri, taşıyamayacakları işlerle uğraşıyorlar!
 
¤  Hürriyet Gazetesi :  «İstanbul, Şişli'deki Handan Ziya Öniş İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı Ahmet Körpüz (47), saat 09.00 sıralarında, Kağıthane Sadabad Viyadüğü’nden atlayarak yaşamına son verdi.» (25 Şubat 2010)
 
AKP ile her yerde sorumsuzluk, her alanda ihmal, her adımda kusur var!
 
¤  Vatan Gazetesi :  «İzmir’de Asarlık 75’inci Yıl İlköğretim Okulu’nun 8 aydan bu yana tamir edilmeyen demir bahçe kapısı, 4 yaşındaki Mehmet Ali Yavuz’un üzerine düştü. Minik Yavuz ağır yaralanırken baba Şevket Yavuz, “Oğlum 10 liralık bir demir parçası yüzünden ölümle pençeleşiyor” diyerek isyan etti» (20.04.2011)
 
Soruyorum size, kim azdırdı insanlarımızı? Kim alt üst etti insanlığımızı?
 
¤  Vatan Gazetesi : «Kendisini fuhuşa zorlayan çeteyi yakalattıktan sonra yetiştirme yurdunda koruma altına alınan 16 yaşındaki genç kız kaçırıldı.» (19.06.2009)
 
¤  Vatan Gazetesi : «Sapık öğretmeni kızı yakalattı : 14 yaşındaki kız öğrencisine 2 yıl boyunca tecavüz etti» (15.03.2009)
 
Soruyorum size kim bozdu huzurumuzu... kurulu düzenimizi?
 
¤  Mynet Haber : «İzmir'in Torbalı ilçesinde, 10 yaşında bir kız çocuğu komşusunun evinde boğazı kesilerek öldürülmüş halde bulundu.» (22.07.2009)
 
¤  Haber Cem  :  «Yaklaşık 5 yıldır Radikal Gazetesi'nde görev yapan Hızır Türel evinde ölü bulundu.» (06.04.2009)
 
Soruyorum size partizanlık yaparak kim tayin etti ehli olmayan insanları en önemli kurumlara ve okullara?
 
¤  Vatan Gazetesi :«Anaokulu, 5 yaşındaki çocuğu, ders sonu velileri gelmeden sokağa bıraktı. Kaybolup muhtar tarafından bulunan çocuğun ailesi anaokulundan hesap sordu. Anaokulunun da şikayeti üzerine haklarında 4’er yıl hapis istemiyle dava açıldı.» (23.07.2009)
 
Haber Cem : «23 Nisan'da Hakkari’nin Bağlar Mahallesi’nde Özel Harekat polisi tarafından dipçikle dövülen 14 yaşındaki Seyfi Turan isimli çocuk, olayın üzerinden üç aydan fazla bir süre geçmesine rağmen konuşmakta güçlük çekiyor.» (25.07.2009)
 
¤  Mynet Haber : «Lakabı ‘Küçük Edison' İstanbul Yavuz Selim İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Harun, bilime meraklıydı. Okulunda arkadaşları ve öğretmenleri Harun'a ‘Küçük Edison' diye lakap takmıştı. Teyzesi İnci Akkoyun, Harun'u Santral İstanbul Müzesi'ne götürdü. Birlikte lazerle resim yapılan karanlık odaya girdiler. Bir süre sonra Harun'un kalbi durdu ve öldü.» (26.07.2009)
 
¤ Vatan Gazetesi :«ŞANLIURFA'da, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı Şanlıurfa Çocuk Yuvası'nda kalan 16 yaşındaki Betül Yastirmak, üçüncü kattan atlayarak yaşamına son verdi.» (01.08.2009)
 
¤  Bingöl Gazetesi :  «İl Genel Meclis Üyesi Hadin Bazencir, yoğun bakım hastaları ile temizlik işçilerinin ilgilendiğini iddia etti.» (14.12.2006)
 
AKP’lilerin ve yandaşlarının işledikleri suçlar soruşturulamıyor. Haklılık ve masumiyet, karşıt  olma sebebiyle suçla karşılık görüyor!
 
¤  Yeniçağ Gazetesi  :  «AKP Milletvekili Sabri Varan’a ait olduğu belirtilen eczaneye ait ilaç faturalarının sahte olduğu iddia edildi. Olayla ilgili olarak 4 kişi tutuklandı.» (14.12.2006)
 
Bu tür yüzlerce haberle AKP yöneticilerinin Türk Milletine ne gibi sıkıntılar yaşatıklarını esefle gördük!
 
Hikmet Esen öldü mü,
öldürüldü mü?
 
Her iki ölüm de Çayyolu’nda gerçekleşti
 
 
¤  Mynet Haber :  MİT'te esrarengiz ölüm -    Çayyolu'nda, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu olduğu belirtilen bir kişi evinde ölü bulundu.  Alınan bilgiye göre, Çayyolu'nda bir evde yaşayan ve MİT mensubu olduğu belirtilen bu kişiden haber alınamaması üzerine sabah saatlerinde evine gidildi. İçeri giren görevliler adı açıklanmayan bu kişinin cesedini buldu. (24.03.2009.)
 
¤  Hikmet Esen, Çayyolu Koru Sitesi kavşağında 2 Ekim sabahı makam aracının bir kamyonla çarpışması sonucu ağır yaralanmıştı. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tutulan Hikmet Esen, önceki gün vefat etti.
 
Hikmet ESEN 1954, Niğde doğumluydu. 1978 yılında Ankara Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünden mezun oldu. 1979'da Devlet Malzeme Ofisi'nde Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladı. 1981'de Stajyer Hazine ve Kambiyo Kontrolörlüğü sınavını kazanarak Maliye Bakanlığına geçti. 1984'de Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Hazine Kontrolörü oldu. 1985 - 1988 yılları arasında Paris'te OECD Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği Ekonomi ve Ticaret Müşavir Yardımcılığı yaptı. Yurt dışı görevinin ardından 1988'de yurda döndükten sonra 1991 yılında Hazine ve ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Hazine Başkontrolörü görevine getirildi. 1991 yılında Ankara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) "Temel Eğitim Sertifikası'nın ardından 1992 yılında "Ekonomik ve Mali Politikalar" diploması alarak Avrupa Topluluğu Uzmanı oldu. 1994 yılında Paris'te "Fransa'da Özelleştirme Uygulamaları" alanında bir yıl süren araştırma yaptı. 1999'da Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünde Yüksek Lisansı tamamladı ve "Kamu Yönetimi Uzmanı" diplomasını aldı. 2002 yılında 3 ay süreyle İskoçya'da "The Institute of Chartered Accountants of Scotland" (Edinburgh) Bağımsız Denetim, Uluslararası Muhasebe ve Denetim Standartları Kursunu bitirdi. 1995-1997 yılları arasında Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Esen, 15 Ekim 2003'de vekaleten, 9 Ocak 2004'te yayınlanan Ortak Kararname ile asaleten Kurul Başkanlığına atandı. Çok sayıda yayınlanmış kitabı ve makalesi olan Hikmet Esen aynı zamanda Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir belgesine de sahipti. 53 yaşında kaybettiğimiz Sayın Hikmet ESEN evli ve bir çocuk babasıydı.
 
03 Ekim 2007 Çarşamba günü Eskişehir yolunda geçirdiği «trafik kazası» sonucu ağır yaralanan Çaykur Yönetim Kurulu Üyesi de olan  Hikmet ESEN Atatürk Hastanesi yoğun bakım sevisinde sürdürdüğü yaşam savaşını 14 Ekim pazar günü kaybetti.
 
Yunanistan’da Yunanca ve Türkçe yayınlanan  Hasan Hacı’nın sahibi olduğu, ve benim çalışmalarıma de yer veren Gönülden Gönüle Dergisi’nin Ocak – Şubat – Mart 2003 tarihli 23. sayısında Hikmet Esen’in bir yazısı yer aldı : «Anne tarafından Selanik’liyim... Web sitenizi ve dolayısıyla derginizi Üzeyir Lokman Çaycı’nın eserleri vesilesiyle öğrendim. Çok beğendim, sizleri tebrik ediyorum. Dergi ve yayın işlerinizde başarılar diliyorum. Anne tarafından Selanikli olarak da ister istemez bir sempati oluyor. Selam ve sevgiler.»
 
Hikmet Esen
Ankara, Türkiye
 
Hikmet Esen Paris’te iken  bir şirketin yöneticisi bir vatandaşımızın hanımıyla ilgili yıllar önce yaptığım bir uyarının önce bahsi geçen eşler tarafından kabul edilmeyerek tepki ile karşılandığını biliyordu. Ben ona :  «Eşin bir gün seni terkedebilir, çoluk çocuğunla yüzüstü bırakılabilirsiniz» demiştim. Bunun derinliğini, geri planını, gözlemlerimi açıklamayacağım. Ama yıllar önce bahsettiğim konu gerçekleşmiş, bu vatandaşımızın eşi kocasını terkederek, çocuklarını da bırakarak bahsettiğim kişiyle bir arada yaşama yolunu seçmiştir.
Bir başka konu ise AKP’nin emperyalistlerin güdümünde olduğunu ve Türkiye’ye hizmet etmeyeceğini, Zaman Gazetesi’nin de yol değiştirdiğini, önceki halinden gittikçe uzaklaşacağını söylemiştim. Hikmet Esen kaza yapmadan birkaç gün önce bir akşam Türkiye’den bana telefon açarak «benim birçok konuda haklı çıktığımı, insanların hallerini okuyarak geleceğe taşıyacakları olumsuzlukları önceden tahmin etmek her babayiğidin harcı değil, bravo sana, yıllar önce söylediklerinin gerçekleştiğini gördüm» dedi. Hikmet Esen, Paris bölgesinde cemaate  maddi destek olan tekstil toptancısı M.H.’nin misafirhanesinde kalmıştı. 9 Ocak 2004'te yayınlanan Ortak Kararname ile onun asaleten Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığına atandığını  da biliyoruz. Gazetelerde, çok ciddi dosyalar üzerinde çalıştığı bir sırada meydana gelen trafik kazası ile ölümünün, kuşku ile karşılandığı yer aldı. Bana ne zaman telefon açtığını, benimle ne konuştuğunu zannedersem tespit etmek güç değil. Ben onun ölüm haberini öğrendikten sonra eşine, oğluna ve yakınlarına başsağlığı dilemek için bir çok kez aradım. Fakat ulaşamadım.
 
Ölümünden daha birkaç gün geçmeden çalıştığı kurumun sitesinde yer alan hayat hikayesinin onun hatırasına saygı gösterilmeden apar topar kaldırılması, bu konuyla ilgili şüpheler ortada dolaşırken kamuoyuna Cumhuriyet Başsavcıları tarafından her hangi bir soruşturmanın açıldığının konuşulmaması bu yöndeki endişeleri artırmaktadır! Emperyalist düzenin bilgili, vatansever insanları bütün dünyada hedef aldığını biliyoruz.
 
Yeniçağ Gazetesi : «Hazine Müsteşarlığı’nın verileri, AKP’nin vatan toprağını nasıl talana açtığını gözler önüne serdi. Devletin resmi rakamlarına göre geçen yıl yabancıya 2 milyar 952 milyon dolarlık net gayrimenkul satışı yapıldı. İktidar, “Türkiye’ye yabancı sermaye girdi” diyerek yaptığı satışla övünmeye devam ediyor.» (22.02.2008)
 
Haber Cem :  «Hazine Müsteşarlığı'nda şoför olarak çalışan 47 yaşındaki Yusuf Taşkıngül, saat 16.00 sıralarında müsteşarlığının otoparkında 35 yaşındaki Şerife Hava'ya iki el ateş edip ağır yaraladıktan sonra intihara kalkıştı.» (20.03.2009)
Burada ismi geçen şoför Yusuf Taşkıngül, Hikmet Esen’in makam aracını kullanan ve kazadan sağ çıkan şoför mü?
 
¤ Sabah Gazetesi :  Nü tablolar protokole takılmış -  Ressam Sema Sanal öncülüğünde Hazine Müsteşarlığı Hikmet Esen Konferans Salonu’ndaki karma resim sergisinde yer alan “nü” eserlerin, “protokol’e takıldığı” bildirildi. ...
Ressam Sema Sanal öncülüğünde Hazine Müsteşarlığı Hikmet Esen Konferans Salonu`ndaki karma resim sergisinde yer alan `nü` eserlerin, `protokol`e takıldığı bildirildi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, söz konusu sergiden herhangi bir eserin çıkarılmadığını belirtti ve `Sema Sanal`a, sergi tarihinden bir gün önce salona getirilen eserlerden bazılarının, sergi talebi esnasında `dilekçe ekinde verilen fotoğraflardaki eserlerle aynı olmadığı` görülmüş ve kendileri ile yapılan protokol kurallarına uyulması gerektiği hatırlatılmıştır` dedi.
Çayyolu Platformu gönüllülerinin, ressam Sema Sanal öncülüğünde 27 Mayıs`ta yaptığı karma resim sergisi açılışı öncesinde `nü` resimlerin kaldırılmasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Sergideki`nü` resimlerin kaldırılmasına ilişkin daha önce yapılan açıklamada,
Hazine Müsteşarlığı`nın Sanat Galerisi’nin sözleşmesinde yer aldığı ifade edilen `Galeride sergilenecek eserlerin, politik ve ideolojik amaçlara yönelik, manevi değerler ve inançlar gibi hususları zedeleyici, ulusal değer yargılarını küçültücü, kışkırtıcı, sömürücü, gelenek ve göreneklere aykırı olmaması gerekmektedir` maddesi gerekçe gösterilmişti.
Konuyla ilgili olarak CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz`un soru önergesini yanıtlayan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, sergiden herhangi bir eserin kaldırılmadığını bildirdi. (.....) (18.07.2008)
 
Ben Hikmet Esen’in kardeşi Mansur Esen’in AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu Bor Haber Sitesi’nden öğrendiğim zaman önce hüzünlendim. Sonra birkaç arkadaşıma «Mansur Esen boşa kürek çekiyor. Hikmet Esen gibi vatansever inançlı bir kişinin kardeşi olmak milletvekili olmaya engeldir.» dedim. Arkadaşlarım ne düşündüğümü sordular. Ben de onlara «onun adaylığı bazı nedenlerle kabul edilmeyecek...» cevabını verdim.  Gerçekten onun adaylığı kabul görmedi. Öyle ümit ediyorum ki Mansur Esen ve ailesi seçimde AKP’ye destek olmayacak!
 
Zaman Gazetesi yetkilileri, Fehmi Koru ve cemaat, Hikmet Esen’i çok yakından tanıyorlardı. Soruyorum «Onun ölümündeki sır perdesini kaldırmak için onlar  ne yaptılar? Ailesini, yakınlarını hiç ziyaret ettiler mi?
 
(Dikkatimi çeken bir hususu da arz etmeden geçemeyeceğim. Bazı kişiler yazdığım yazıların tümünün içeriğine bakamadan, genel konuyu dışlayarak bir cümleyi ele alıp onun üzerinden yorum yapmaktadırlar. Anlama özürlü bu kişilere söyleyecek bir sözüm var : Benim ilkelerime uygun olduğu anlarda gazetelerin hepsine görüşlerimi aktarmaktan çekinmem. Yüce Türk Milleti’ne ve topluma hizmet etmek için yazıyorum. Bazı gazetelerde ilk sayfalarda büyük manşetlerle yer alan haberlerimle ülkemize yüksek miktarda maddi sıkıntılar yaşatanların üzerine gidilmiş, sonradan da olsa büyük kayıplar yerine yüksek kazançlar devletin yüzünü güldürmüştür.)
 
Türk bayrağı altında doğdular,
Herbirine yakınları Müslüman ismi koydular,
Sonra beyinleri yıkandı... iyice  olumsuzluğa şartlandırıldılar
AKP ve emperyalistler için düştüler yollara
Soros’un parasıyla, yediler, içtiler tıka basa doydular...
 
Özlerinde güzellikleri yitirenler, çirkinlikleriyle tanınırlar
 
«AKP ile 9 yılda Peynir %265, koyun eti %233, salça %243 oranında arttı. İcralardaki dosya sayısı ise 9 yılda 10 milyondan 17 milyona yükseldi. Her iki dakikada bir kişi Türkiye’de icralık oluyor.»
 
¤  Haber Cem - Kemal Kılıçdaroğlu : «Başbakan Türkiyenin bölünmesi için kurgulanmış bir siyasetçidir.» (23.11.2009)
 
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylediği bir söz AKP icraatlarını özetliyor : «Ülkeyi cadı kazanına çevirdiler»  (Habercem, 06.01.2010) 
 
«AKP'nin kurucu isimlerinden Ertuğrul Yalçınbayır : Yiyicilik, yalakalık, yobazlık arttı.» (02.03.2010)
 
«MHP’ye katılan Ankara Milletvekili Zekai Özcan eski partisi AKP’nin iç yüzünü Yeniçağ’a anlattı. Zekai Özcan, Selcan Taşçı’ya, “TRT’nin Kürtçe yayın yapmasının bir etnik grubu millîleştirme, millet içinden millet yaratma çabası olarak gördüm. “PKK’ya meşruiyet kazandırıldı” diyerek “açılım” politikalarıyla milleti ayrıştırdığı gerekçesiyle AKP’den istifa ettim” diye konuştu.»(12.04.2010)
 
«Hükümetin demokratik açılım projesine açıktan karşı çıkan isimlerin başında yer alan AKP İstanbul milletvekili, eski bakan Murat Başesgioğlu partisinden istifa etti.» (03.07.2010)
 
«AKP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç partisinden istifa etti.» (21 Ocak 2011)
 
Bana  AKP propagandası yaparak suç işleyen Niğde, Nevşehir, Kayseri, Yozgat, Ankara ve Çankırı bölgelerinden 438 devlet memurunun isimleri, kimlik bilgileri ve görev yerleriyle ilgili çeşitli bilgiler gönderildi. Ben içinde tanıdıklarım da olan bu isimleri ve anlatılanları ilgililere gönderdim.
Seçim hilelerinden bahsediliyor. AKP yöneticilerinin devlet gücünü kullanarak hukuk dışı yollara başvuracaklarına dair söylentiler yaygın. Ayrıca alevi vatandaşlarımızın yoğun olduğu bölgelerde o bölgede oturmayan binlerce kişinin kendilerini orada oturuyormuş gibi gösterdikleri, bölge insanlarının da kendi evlerinde oturmuyormuş gibi kayıtlarının silindiği ve oy kullanamayacak duruma düşürüldükleri belgelerle açıklanıyor!
 
AKP yöneticilerinin tarih boyunca hiç bir oyuna gelmeyen, vatan için çırpınan fikir ve izan sahibi olan Alevi inancına gönül vermiş vatansever  insanlara karşı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarının bir yansıması olarak nefret aşılanmakta ve bu yaygınlaştırılmaktadır. Bu konu  Türkiye’den çeşitli vilayetlerimizden izinden dönen yüzlerce gurbetçi vatandaşlarımız tarafından üzüntüyle dillendirilmektedir.
 
Türk Ordusunu kim yıprattı ve kim aşağılattı? Kim iftirayla, tertiple geceyarıları tutuklattı? Kim onların eşlerini, çocuklarını, analarını babalarını hüngür hüngür ağlattı? Kim benim karşımda ayağa kalkmadı diye kahraman bir komutanı terörist muamelesi yaparak içeri attırdı?  Konuşun imanınız ya da vicdanınız varsa?
Anlatın neyin karşılığında yollara düştünüz? Söyleyin neyin karşılığında ve  kimler için propaganda maksadıyla evlere, köylere üşüştünüz?
 Ankara, 10.06.2011
 
 
 
Selam ve sevgilerimle.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
 
Resim : Üzeyir Lokman ÇAYCI