ABD pentagon sözcülerinin “IŞİD Kobane’yi işgal bu gün yarın işgal edebilir” beyanı üzerinden 18, AK parti kurmay heyetinin ve Cumhurbaşkanının “Kobane düştü düşecek” söyleminin üzerinden 12 gün geçti toplamda Kobane 33 gündür  DAİŞ’li (Devlete İslami ya Irak-u Şam) canilere direniyor
 
        Emperyalist ve bölgesel gerici güçlerin Ortadoğu’ nun başına bela ettiği DAİŞ çetesi Kobane’ yi 33 gün önce üç koldan kuşatma altına almıştı. Her keslerin bildiği nedenlerle Kobane’ye saldıran DAİŞ aslında taşeron tetikçi olarak görev yapıyor. Arkasındaki asıl güç halklarımıza kurtarıcı rolüyle görülen emperyalist kapitalist devletler bütünüdür.  
 
       Kobane direnişi salt Kobane direnişi olarak adlandırılamaz. YPG ve YPJ güçlerinin direnişi tüm dünya insanlığının direnişine dönüşmüştür. Kobane tüm dünya insanlılığını direndiği bir odak olmuştur. Bölgede örgütlülükleri ve etki alanları günden güne büyüyen, dünya halklarında sempati toplayan Kürt halkının mücadelesi tüm uğursuz güçler yeniden sahneye çağrılarak bastırılmak isteniyor.
 
       Ülkemiz iktidarı ideolojik-siyasal biçimlenişini, kültürel temel yapısını Türk-Sünni mezhepçiliği ve sermaye seviciliği üzerinde şekillendiği için Kürt halkının demokratik özlem ve taleplerine de, tüm kazanımlarına da (örneğin Rojava deneyimine) karşıdır. İzlemek zorunda kaldığı çözüm “sürecini” pratik adımları atmayarak, Öcalan’ ın reformist eğilimlerini son sınırına kadar zorlayıp süreci zamana yayarak çürütmesi, böylece memlekette tesis ettiği hegemonyayı ulusal harekete, Kürt emekçi halkına doğru genişletme isteğini, ikiyüzlülüğünü açık ediyor. Kürt halkına -varlığınız varlığımıza armağan olsun diye- varlığınızı tanıyoruz demenin dışında ( ki onu da kanırta kanırta söyleten militan, gözü pek mücadeledir) bir adım atmıyor. Atacağı her adımın daha geniş demokrasi ve özgürlük taleplerine altlık olacağını, neoliberalizm koşullarında sıkı denetim altında tutulması gereken işçi sınıfı, emekçi kitleler ve Kürt halkının buradan oluşturacağı moralle taleplerini yükselteceğini biliyor. Fakat yükselen mücadele koşullarında gün geçtikçe talepleri daha fazla zamana yayma olanakları da daralıyor.
 
        Dişe diş, kora kor mücadele neo liberal muhafazakâr gericiliği kendi korkularıyla yüzleşmeye zorluyor. Ama o her fırsatta bu yüzleşme yerine ulusal hareketi, onun önderlerini küçümsüyor, aşağılıyor, hakaret ediyor. Bu politikalar bir yerinden patlayacaktı. Tedavi etmek yerine öylece bırakılan yara iltihap kaptı. Kobané bu iltihaplanmış yarayı patlattı ve tedavi sürecinin önünü açtı.
 
      Ve fakat esas olarak şunu gösterdi: Tedavinin tüm olanakları kitlelerin elindedir. Kendi yaranızı kendiniz, öz gücünüzle iyileştireceksiniz. Zor militan mücadele bütün sağlık görevlilerini de materyallerini de sağlayacak yegâne ihtiyaçtır. Nasıl ki işçi sınıfı tüm kaderini zenginlerin eline ve niyetine terk ettiğinde başına SOMA geliyorsa, asansörlerde onar onar ölmek geliyorsa, Kürt halkıda kaderini AK Parti hükümetinin ve ülkemiz egemenlerin ellerine bıraktığında başına daha farklı şeyler gelmeyecektir.
 
       İşçi sınıfı çalışma ve yaşam koşullarını kendine sınıf olma bilinciyle sınıf olarak kendi denetimine alması gerektiği gibi, Kürt halkı kendi öz yönetimlerini kendi eline alma bilinciyle mücadele etmelidir. Ancak o zaman müzakere masaları da istenen biçim ve içerikte kurulabilecektir.
 
      Kürt siyasal hareketi, Kürt halkının devrimci militan potansiyelinin çözümlemesini çok iyi yapıp önünde engel durumuna düşmemledir. Egemenlerin kendilerine biçtikleri role değil Kürt emekçi yığınlara yaslanarak hareket etmelidirler. Bir bütün olarak Kürt emekçiler Kobané direnişiyle ayakta olduğunu, daha nelere muktedir olabileceğini de göstermiştir. Ki bu daha başlangıçtır ve devlet beklenen adımları atmazsa başka şeyler de muhtemelen gündeme gelebilecektir.
 
      Kobané’ de süren direniş sınırın yukarısına da umut ve kıvılcım olmuş, emekçi Kürt halkını ve gençliğini eyleme zorlamıştır. Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin eşiği şimdi Kobané’ dir. Kobané ve oradaki direnişçiler görevlerini yapmıştır. Bu satırlar yazılırken ajanslar üç cephede de DAİŞ’li canilerin geri çekilmekte olduğunu haber geçiyordu. YPG,YPJ ve enternasyonalist savunma taburları DAİŞ ve tüm destekçilerini püskürttüğünde özgürlük ve demokrasinin kapıları da açılacaktır. Lakin bu ülkemizde verilecek özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile kalıcı hale gelecektir.