SİZ CENNETE GİREMEZSİNİZ, ÇÜNKÜ RESULÜNÜZ YOK.
Gene size, biraz düşünmeniz ve mantıklı bir yorum ile doğruya ulaşabilmeniz için böyle bir başlık attım.
Önce resulünüz var mı? Yani kendisine tabi olduğunuz ve ondan Kur’an ayetleri ile nasihat aldığınız bir resulünüz var mı?
“Yok, artık Peygamberimizi nereden bulacağız”
“Kendisinden ayetlerin açılımını dinleyelim de, nasihat alalım”. diyorsunuz gibi geliyor.
Öyle mi dersiniz? Haksız da sayılmazsınız, eğer resul denince aklınıza peygamber geliyorsa, haklısınız. Resul denince peygamber değil de, bir başka görevliyi ifade ediyorsa!.. Olamaz mı? Bakalım olabilir mi?
14 / İBRAHİM – 4.Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz'dir, Hikmet Sahibi'dir.
Demek ki resul, her kavme ve o kavmin açık bir şekilde anlayabileceği lisanı ile geliyormuş. O zaman bu resul peygamber olmamalı değil mi? Çünkü şu an yeryüzünde peygamber yok ve de gelmeyecek.
33 / AHZAB – 40.Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve NEBÎLER'İN (PEYGAMBERLER'İN) HATEMİ'DİR (Sonuncusu). Allah, her şeyi en iyi bilendir.
Bu ayette son resul olarak bahsedilmemiş. Peki, her zaman resul var mıdır?
ARADA BİR BAZI İNSANLARIN NASİBİ YOKTUR DA ALLAH RESUL GÖNDERMEMİŞTİR. OLAMAZ MI? OLAMAZ’MIŞ
23 / MU'MİNUN – 44.Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, RESÛLLERİMİZİ ARDARDA (ARASI KESİLMEKSİZİN) GÖNDERDİK. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü'min olmayan kavim (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun.
ADALETİN VE HAKKIN SAHİBİ OLAN ALLAH, DEMEK Kİ KİMSEYİ RESULSÜZ BİRAKMIYOR.
Peki, bu dönemde bize ayetleri okuyan canlı bir resul var mıdır?
O (ALLAH)VAR DİYOR.
7 / A'RAF – 35.Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
EY ÂDEMOĞULLARI! SİZİN İÇİNİZDEN, SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN (KISSA EDEN) RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmazlar.
Bu güne kadar yaşamış ve bu günden sonra gelecek olan insanlara sesleniyor. Hani maymundan geldiğinize inanmıyorsanız, bu ayet şu anda aramızda yaşayan bir resul olduğunu söylüyor.(HEM DE ALAY ETTİĞİNİZ VE YALANLADIĞINIZ KİŞİ). Bu ancak bir veli resul olabilir. Yani veliyyullah.
Bu, ayni lisanı kullandığımız(SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN (KISSA EDEN) RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN)veli resul. Ayetleri anlayabildiğimiz lisanda anlattığına göre, canlı ve içimizde olmalı değil mi? Allah’ın hitap şekli ayette böyle”: SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN SİZDEN RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN”. Peygamber olmayan bir resul ve her kavime her zaman art arda gelmesi, Allah’ın hak ve adaletini ortaya koymuyor mu?
DİYELİM Kİ RESUL GELMESEYDİ NE OLURDU?
Bir kere Allaha kul olamazdık. Şeytanın da elinden kurtulamazdık. Pardon şu anda resul var da biz bulduk mu? Bulamadıysak bizim için yok sayılır sanırım. Siz ne dersiniz?
16 / NAHL – 36.Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah'a ulaşmayı dileyerek) Allah'a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah'a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).
Yani, aramızda resulün olması eğer biz ona bir değer vermiyorsak neyi değiştirecek ki? Nasihat dinlemeyen bizler kendimizi bu resulden daha akıllı görüp, Allah dostunu küçümseyip hakir gördükten sonra? Bize ne faydası olacak ki? Allah da öyle söylüyor:
7 / A'RAF – 79.Fe tevellâ anhum ve kâle yâ kavmi lekad eblagtukum risâlete rabbî ve nesahtu lekum ve lâkin lâ tuhıbbûnen nâsıhîn(nâsıhîne).
O zaman onlardan yüz çevirdi (döndü) ve şöyle dedi: “Ey kavmim, andolsun ki; Rabbimin risaletini sizlere tebliğ ettim! Ve size nasihat ettim. Fakat siz nasihat edenleri sevmiyorsunuz.”
Allah bizim, nasihat edenleri sevmediğimizi söylüyor. Hâlbuki bu nasihat eden resuller bizim için geliyorlar. Biz de onlara karşı bir savaş açıyoruz. ASLINDA RESUL İLE Mİ SAVAŞIYORUZ? YOKSA RESULÜ GÖNDERENLE Mİ? BELLİ DEĞİL.
Bu resuller gelince takva sahibi olunabiliyor. Ancak onların nasihati ile (ıslah-ı nefs)nefsimizi ıslah edebiliyoruz.(ARAF 35 DE EY ÂDEMOĞULLARI! SİZİN İÇİNİZDEN, SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN (KISSA EDEN) RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN,bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa) ) “Takva sahibi olsak ne olur? Olamazsak ne olur? Bu çağda bunlarla mı uğraşacağız”? diyeceksiniz, ya da diyecekler. Takva yoksa sonsuz yaşantınızı Cehennemde geçireceksiniz ,demektir. Çünkü resul yoksa takvanız olamayacak.(ARAF 35: İÇİNİZDEN, SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN,bundan sonra kim takva sahibi olursa)
CENNETE GİREBİLME ŞARTI DA TAKVA SAHİBİ OLMAKTIR.
3 / AL-İ İMRAN – 15.Kul e unebbiukum bi hayrın min zâlikum, lillezînettekav inde rabbihim cennâtun tecrî min tahtıhel enhâru hâlidîne fîhâ ve ezvâcun mutahharatun ve rıdvânun minallâh(minallâhi), vallâhu basîrun bil ıbâd(ıbâdi).
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? TAKVA SAHİBİ OLANLAR İÇİN, Rabb'lerinin katında, içinde devamlı kalacakları, altından nehirler akan cennetler, temiz eşler ve Allah'ın rızası vardır." Allah kullarını en iyi görendir.
Bu resuller gelince itaat eder de tabi olursak, mümin olabilme şansımız var (ARAF 35’DE EY ÂDEMOĞULLARI! SİZİN İÇİNİZDEN, SİZE ÂYETLERİMİ ANLATAN (KISSA EDEN) RESÛLLER GELDİĞİ ZAMAN,bundan sonra kim takva sahibi olur VE NEFSİNİ ISLÂH EDERSE (NEFS TASFİYESİ YAPARSA) ). Ancak nefsimiz ıslah olabiliyor. Bu amilüssalihatıyaparsak o zaman ne oluyor biliyor musunuz?
MÜMİN OLUYORSUNUZ. EVET ALLAH BÖYLE SÖYLÜYOR.
40 / MU'MİN – 40:Men amile seyyieten fe lâ yuczâ illâ mislehâ, ve men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve mu'minun fe ulâike yedhulûnel cennete yurzekûne fîhâ bi gayri hisâb(hisâbin).
Kim seyyiat (şerr, derecat düşürücü ameller) işlerse mislinden daha fazla cezalandırılmaz. Kadınlardan veya erkeklerden KİM AMİLÜSSALİHAT (NEFSİ ISLÂH EDİCİ AMELLER, NEFS TEZKİYESİ) YAPARSA İŞTE ONLAR, (ÎMÂNI ARTAN) MÜ'MİNLERDİR. Onlar, cennete konulacak ve hesapsız rızıklandırılacaktır.
İşte, amilüssalihat sizi mümin kılar. Mümin olursanız(İŞTE ONLAR, (ÎMÂNI ARTAN) MÜ'MİNLERDİR. ONLAR, CENNETE KONULACAK VE HESAPSIZ RIZIKLANDIRILACAKTIR.) Cennet’e girer hesapsız rızıklanırsınız.
Allah’a kul olmamız da, takva sahibi olmamız da, mümin olmamız da resullere tabi olmak ve itaat etmek ile oluyor. Bu resul, nebi resul de olur,(verâsatûl enbiya)veli resul de olur.
Bu dönem ancak veli resul olur.
Ne olursa olsun,resul olmadan bizim kurtuluşumuz mümkün olmuyor.
Ne kul olabiliyoruz ne de takva sahibi.
Ne de Cennet yüzü görebiliyoruz.
AKSİNİ İDDİA EDEN BERİ GELSİN.
KİM AKSİNİ İDDİA EDERSE BİLİN Kİ BUGÜNKÜ İSLÂM’I 5 ŞART İLE SINIRLAYIP YAŞAYAN.ÇAĞDAŞ OLDUĞUNU İDDİA EDENLERDEN ÇEKİNEN, ONLARIN DÜMEN SUYUNDAN GİDENLERİN BU GÜN YAŞADIĞI DİN, ACABA NE DÎNİ?
SAHABENİN YAŞADIĞI DİNE BENZEMİYOR DA...