.
İdareci olmanın; gerek geçmişte gerekse de günümüzdeki zorluklarını düşündüğümüz vakit, birçok ekstra niteliği kendi içerisinde barındırdığını görürüz.
Hele üstüne üstlük devlet adamlığı sıfatıyla bütünleşen, zor şartlar ve kıt imkanlarla memleketine gönül verip özveriyle çalışan, Niğdeli kimliğiyle de tarihteki yerini alan Ebubekir Hazım Tepeyran gibi bir şahsiyet söz konusu olunca, üzerinde hassasiyetle durulması gerekiyor.
Ciddi devlet adamı olmayı yazarlık sıfatıyla bütünleştiren Tepeyran’ın;
şimdiki zamanın geçirgen dehlizlerinden gün yüzüne özgün özellikleriyle çıkarılıp, gelecek nesillere aktarılması da ayrı bir görev ve sorumluluk.
Devlette yaşanan sorunlar, dönemin sosyal hayatı, bürokrasi gibi genel zorlukların irdelenip, insanı çözümlerin odak noktası yaparak aynı zamanda tüm bunları bir roman çerçevesinde anlatıp edebi olarak zihinlere seslenmek, yine Tepeyran’ın azimkar ve çalışkan kişiliğine uygun düşüyor.
İşte Ebubekir Hazım Tepeyran’ın “ Küçük Paşa” adlı romanını, edebiyatın derin düşünce koridorlarında seyr- ü sefer halinde bizleri alıp dolaştırdığı eseri dil ve anlatım olarak günümüze uyarlayan “Küçük Paşa Ebubekir Hazım Tepeyran” adlı metin, sözlük ve devamında inceleme olarak ele alan eser; hem Tepeyran’ın tarihi kişiliğine hem de edebi şahsiyetiyle içinde yaşadığı toplumun ortak dertlerine parmak basan içeriğiyle güzel bir eser olarak karşımıza çıkıyordu.
Nihayetinde “Bir köylü çocuğun muhayyel sergüzeşti” halinde takdim edilen eser, aynı zamanda Niğde’nin yakın tarihinin bir hikayesi olarak da algılanıyordu.
“İdare-i İçtimai Sanihat”, “Kentin Tanıklarıyla Niğde”, “Niğde Yazıları 1” , “Niğde Yazıları 2” ve şimdide aynı serinin üçüncü kitabını hazırlayan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Sayın Gülin Öztürk’ün söz konusu köy olan “İçeri Köy “ bugünkü adıyla tahmini olarak “Hacı Abdullah” ı baz alan romanı Doçent Doktor Sayın Meryem Aslan eşliğinde ortak çalışmayla tekrar gün ışığına Niğde adına çıkarması güzel bir kazançtı.
Aynı zamanda yazar adına düzenlenen, 419 eserin arasından seçilen ve ilk beşe girenlerin ödüllendirildiği, ülkeden ve dünyadan birçok kişinin katıldığı yarışmanın sonuçlanması, kültür hayatımız adına da ayrı bir güzellikti.
Kendisi İnşaat Mühendisi olduğu halde 2.Başkanlık dönemini icra eden Sayın Emrah Özdemir’in bu kentin kültürel değerlerini ön plana çıkarmadaki incelikli ustalığını da göz ardı etmemek gerekiyor. Atıl olan tarihi binaları kütüphaneye çevirerek bir Kütüphane Canavarına ve akabinde Kütüphane Mimarlığına soyunması da Niğde adına ayrı bir şans. Ak Medrese dahil tarihi değerlerimizi, okumaya çok da sıcak bakmayan yeni nesillere sesli kütüphane olarak sunması ayrı bir incelik olarak gözleniyordu.
Görev aldığı yerlerdeki kültürel ve edebi değerleri ön plana çıkarması ve canlandırması açısından Vali Sayın Cahit Çelik ise, ayrıca değerlendirilmesi gereken bir profil çiziyordu. Mülki idare yönüyle Tepeyran’ı iyice inceleyip örnek edindiğini hissettiren konuşması dikkat çekiyordu. Lansmanı yapılan kitaptaki akademik katkısı da ele alındığında, kültürel boyuttaki özverili çalışmasını, ayrı bir gözle değerlendirip takdir etmek gerekiyordu.
Güzel Sanatlar Lisenin notalarla dans edilen konserinde, majörlerden minörlere yolculuk ederken…
Doğru ile yanlış ayrımında,
Sosyal medya baskısının günümüz giyotininde,
Mahalle baskısına da eyvallah etmeden,
İnsanı insan kılan temel olgunun kültür olduğu bilinciyle,
Bu çalışma ve kitapta emeği geçen tüm paydaşları kutluyor,
Sağlam rota ve istikametler diliyorum.