.

Her gün doğumunun sabahında başlar insan evladının koşuşturmacası.

Ekmek kavgasının davaya dönüştüğü günümüz dünyasının albenisinde, hayatın fazla gelen tek yanının yine kendisi olduğunu unuturuz her nedense.

İşte bir bayramı daha tamamladığımız hayat dediğimiz o döngüde, asayiş konusunda ülkenin en asude kentlerinden biri olan Niğde’mizde iki Belediye Zabıta Memurunun bıçaklanarak yaralanması haberi, üzücü olduğu kadar birçok açıdan da üzerinde düşünülmesi gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyordu.

Kültür Merkezi civarında üç genç kızımız; ellerindeki ayet ve duaları kendilerine zorlarcasına satmak isteyen iki seyyar satıcının rahatsız edici tavırlarından şikayet ediyorlar. Polisin işin içinde seyyar satıcı olması dolayısıyla zabıtanın ilgilenmesi gerektiği şeklinde görüş belirttiği iddiası sonucu kızlarımız zabıtaya başvuruyor. Şahıslar zabıta amirliğinde görevli memurlarla belediyedeki zabıta müdürlüğüne getiriliyor. Kolluk güçlerinin beklendiği o anlarda kaçmak isteyen şahıslara engel olmak isteyen iki zabıta görevlisi, bıçaklanarak yaralanıyor.

Şöyle genel bir değerlendirme yaptığımızda;

Kaçak yapılaşma, SİT alanlarını kollama, kanalizasyondan fosseptiğe kadar, İmarla ilgili görevleri…

Gıda üretim tüketim denetimi, kurban kesimi, cadde park ve meydanlardaki sağlığa elverişli ortamlardan sokağa çöp atılmasının engellenmesine kadar olan, sağlıkla ilgili görevleri…

Altyapı çalışmalarındaki trafik önlemleri, durak yerleri ile araç park yerleri, karayolları kenarındaki belgelendirme işlemlerinden şehirlerarası otobüs terminalleri fiyat ve denetimini yaptığı, trafikle ilgili görevleri…

İçinde onlarca görev tanımı olan beldenin düzeni ve esenliği ile ilgili olan görevler kadar bir de yardım amaçlı görevleri barındıran birçok yükümlülük, Belediye Zabıta görevleri arasında.

Ortalama bir kent yaşamının tek düze işleyişinin bütününde, belediye zabıtasının bir ton görev tanımı çıkıveriyor hemen hemen önümüze.

Söz konusu olayda ise seyyar satıcılık kadar, satış anında zorlama ve kamu huzurunu bozmak varken, bu duruma sadece zabıta memurlarının müdahil olması ne kadar doğru? sorusu aklı karıştırıyor.

Bu durumda 5326 sayılı; toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumaya yönelik “Kabahatler Kanunu” devreye giriyor.

Karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak belirtilen Kabahat sözcüğü, en azından polisin de başlangıcında yer alması gereken bu tarz olayda İki memurun hayati tehlike yaşamasıyla sonuçlanıyor.

Zabıta burada seyyar satıcı işin içinde olduğu için belki evrak görevini yerine getirmekle yükümlü olabilir.

Lakin zabıta kolluk gücü değil ve kendini nasıl koruyacağıyla ilgili bir salahiyeti yok.

Hem de korumasız bir araçta, eli kolu serbest ve üstelik daha yeni af kapsamında içerden çıkmış, ciddi sabıkası olan psikopat olarak tanımlanabilecek kişilerle savunmasız bir halde nasıl baş başa bırakıla biliyor?

Bu sorular ve devamında bundan sonra oluşabilecek olaylar için bir örnek oluşturması ayrı bir kategori.

Gerek emniyet güçlerinin gerekse de Belediye Zabıtasının ani gelişebilecek vakalarda daha seri ve güvenlikli durum tespiti yapılabilmesi açısından, iyice değerlendirilmesi gereken bir örnek olarak gözlene biliyor.

Yetkili birim ve mercilerin bu noktada gereken sorumluluk ve iradeyi sergileyeceğinden zaten bir şüphemiz yok.

Her şeyden önce böylesine doğaçlama gelişse bile, yine de ucuz atlatılmış diyebileceğimiz esef verici bu olayda,

Ehh birazda verilmiş sadakamız varmış tesellisi,

Hayatın virajlarının sert alındığı bir kıvama ve kadere dönüşmeden,

Sevgili Zabıta Kardeşlerimizin bayramını kutlayıp, geçmiş olsun dileklerimizin samimiyeti nezdinde,

Kurban bayramının kutsiyetine yakışır farklı kurbanlar vermeden,

Şükürler olsun ki,

En azından içimizi yanmadı.