Ortaöğretimlerde tarih, edebiyat, Türkçe, Sosyal Bilgiler derslerinde ve üniversitelerimizde Tarihe, Edebiyata ilgi duyan gençlerle/ kulüplerle bir yolculuğa çıkmayı arzuluyoruz.
Özellikle okullarımızda "Yazar Buluşmaları veya Kızılelma Yolculuğu" adıyla gençlerimizde KIZILELMA KUTSAL EMANET söyleşileri gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.
Türk milletinin kutlu yolculuğunu; maziden atiye uzanan Devlet-i Ebed Müddet ülküsünü; adalet temelli Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresini, millet ve milliyet şuurunu KIZILELMA KUTSAL EMANET romanıyla anlatırken; başta ortaöğretim ve üniversite gençliği olmak üzere Türk milleti ile buluşturmayı amaçlıyoruz.
Hayırlara vesile olması temennisiyle...
Onlar, “kutlu” çocuklar...
Onlar, “kutlu emanetin kutlu talipleri”...
Kendi kutlu, nesli kutlu, adları kutlu çocuklar...
Onlar, Oğuz’un çocukları...
Devraldıkları kutsal emaneti taşımanın ve korumanın kolay olmayacağını en baştan biliyorlardı.
Emanet de taşınacağı yol da kutsaldı. Emanetin sahibine hürmet ettiler, yolu da emaneti de kutsal bildiler.
Kâh Oğuz Kağan oldular kâh Bilge Kağan. Yeri geldi Yesevi oldular; ilim alıp ilim verdiler.
Alparslan olup açılmaz kapıları açtılar. Anadolu’yu yurt edindiler, vatan yaptılar.
Fatih oldular, alınmaz denen şehirleri aldılar, almanın şerefine vardılar, medeniyet inşa ettiler.
Onlar! Göktürk oldular, Selçuklu oldular, Osmanlı oldular ve emanetin taşınacağı yer bitmedi, bitmeyecekti.
Gün oldu, devran döndü. Tarihin derinliklerinden gelen kinin sahibi yedi düvel, birlik oldu; canla vatan yapılan topraklara ateş olup yağdı. Bu kez emanetin sahibi, Samsun’dan güneş oldu.
Onlar! Türkiye oldular. Çünkü “Kızılelma” için tekrar dirilme vakti gelmişti.
Selam onların üzerine olsun...