15 Temmuz gecesi bu alçak kalkışmayı duyar duymaz direnmek ve bu cinayetin önüne geçmek için valiliğin önüne yürümeye başladım.
 
Yol boyunca gördüğüm manzara banka önlerinde kuyruklar, insanlarda adı konmamış bir telaş ve derin bir kaygı ile süsleniyordu. Caddenin etrafını saran kafelerin müdavimleri her şeye rağmen yine derin bir umursamazlık ile cep telefonları ile oynayıp arkadaşları ile vakit geçiriyorlardı. Dünya yıkılsa bazı gençlerimizin umurunda olmayacak diye düşünürken, o gençlerin o dakikada orda oturmaları bile aslında kayda değer bir eylem olduğunu anlamam uzun sürmedi... Evet, her şeye rağmen hayatı devam ettirmek ve ayakta kalmak gerekiyordu.
Bunun dışında darbecilerin sokağa çıkma yasağına uyulmadığını görerek içimde derin bir sevinç hissettim.
 
Meydanda polisler halkın yanında yine halk ile duruyordu. Niğdemizin yöneticileri siyasileri ve sivil toplumun önde gelen şahsiyetleri bu meydanda kenetlenmiş dualar ile Allah’a yakarıyorlardı. Daha evvel bu meydanda farklı siyasi parti bayrakları ile toplanan insanlarımız burada bayrağımızın etrafında toplanmışlar birlik ve beraberliğimizin resmini çiziyorlardı. Hatta uzun zamandır görmediğimiz bazı arkadaşlarla “yahu darbede olmasa birbirimizin yüzünü göremeyeceğiz” diye şakalar yaptık.
15 Temmuz gecesi samimi kalplerin ölümü bile göze alarak meydanlara inişinin destanını tarihler elbette yazacaktır.
 
Niğde tarihi bir gün yaşıyor köylerden kasabalardan hemşerilerimiz gecenin karanlığını yara yara meydana doğru akın ediyorlardı. Bu gece şehrimiz bir dua sağanağında ıslanmış bu meydan samimi kalplerin yakarışıyla süslenmişti..
Sabaha doğru şehirlilerin bazıları yavaş yavaş evlerine doğru çekilirken köylerden gelen vatandaşlarımız uykuya direnerek nöbet yerlerini terk etmiyorlardı. Bu gece her türlü karanlığı üzerimizden silerek yepyeni bir güne uyanıyordu. Gecenin kalbini yaran salalar halkımızın direnişine yepyeni bir ümit aşılıyordu. Ezan sesi ile yıkanan evlerden yeni bir günün aydınlığı yükseliyordu.
 
15 Temmuz gecesinde şehrimiz, İstanbul ve Ankara’da altı evladını kaybetmiş ve dimdik duruşuyla darbenin seyrini değiştiren isimler yine bu şehirden çıkmıştı. Halkı için Hak uğruna şahadete erişen bu hemşerilerimize Allah’tan rahmet diliyor herkesten ruhlarına bir Fatiha göndermelerini rica ediyorum..
 
Direnişin daha sonraki günlerinde kalabalık biraz daha artmış valiliğin önüne kurulan ses düzeneği ile burası bir yürek platformuna dönüşmüştü. bir tarafta hüznün bir tarafta sevincin göze çarptığı bu meydanda bayraklar büyük bir aşk ile dalgalanıyordu..Direniş bir çığ gibi büyürken sağduyulu hemşerilerimiz meydanları hiçbir zaman boş bırakmıyorlardı. Halkımızın desteği artarak devam ediyor ve meydanlar coşku ile demokrasi ve özgür iradenin haklı zaferine ev sahipliği yapıyordu.
 
Uzak ilçelerimizden bile her gün gelen ve nöbetini terk etmeyenleri gördükçe içimizi sevinç dalgaları sarıyordu. Bilhassa Çamardı ilçemizi tam kadro meydanda görüyor bir Çamardılı olarak bu tabloyla gurur duyuyordum.
Meydanda gezerken biri bana “bak Bor sanki Niğde’ye taşınmış” dese inanırdım. Yüzlerce Borlu halkı ve yöneticileri ile bu nöbeti hiç aksatmadan tutmaya devam ediyordu.
 
Niğde Belediyesi’nin özverili çalışmaları ile meydan bir çiçek gibi süsleniyor insanlarımız gündüz işlerine gece nöbetlerine devam ediyorlardı.
 
Ulukışla, Altunhisar ve Çiftlik ilçelerimiz değerli yöneticileri ve halkı ile bu meydana can veriyorlardı. Niğde’nin yakın köy ve kasabaları burada bir vefa dersi verircesine dimdik ayakta olduklarını tüm cihana haykırıyorlardı.
Niğde’nin halkı ve yöneticileri bu büyük imtihandan yüzünün akı ile çıkmanın haklı gururunu yaşıyordu. Meydanda vatanını seven her siyasi görüşün müziği çalıyor insanlar farklı görüşlerde olsalar bile vatanın birliği ve dirliği için omuz omuza durmaktan çekinmiyorlardı.
 
Darbecilerin oyunları tersine dönmüş halkımız bir kez daha iri olmuş, diri olmuş meydanları aşk ile doldurmuştu. Bizi öldürmeye gelenler farkına varmadan bizim yeniden dirilişimize sebep olmuşlardı. Evet, millete yapılan darbe ters tepmiş millet yeniden dirilmiş ve yeniden uyanmıştı.
 
Kelimelerin dizginine burada yapışırken, Ömer Halisdemir gibi bir kahramanı yetiştiren bu topraklara ve bu toprakların asil insanlarına selam ediyorum. Hepimizin direnişi ve onurlu duruşu hayırlı olsun.
 
Allah milletimizi kâfirlerin ve münafıkların şerrinden korusun. Ay yıldızlı bayrağımızı yarasaların şerrinden emin eylesin. Biriliğimizi diriliğimizi sonsuza kadar payidar eylesin.