Niğde Anadolu yaylasının şahikalarına kurulmuş bir kartal yuvasını andırıyor. Niğdelinin ruhunda etrafını kuşatan dağların yüceliği ve ihtişamı gizleniyor. Bir tarafta ovaların alçakgönüllülüğü diğer tarafta dağların dik duruşu şehre kendi ruhunu veriyor. Niğde vatan denen annenin en güzel çocuklarından birisi olarak ay yıldızlı bayrağın altında gururla nöbetine devam ediyor.
Kutlu medeniyetimizin binlerce yıllık birikimi şehrimizin içinde nakış nakış işlenmiş. Taşların nabzında büyük tarihimizin aşk ile atışını dinleyebiliyoruz. Selçuklu mayası ile mayalanan şehrimiz o günlerde “pehlivanlar yurdu” olarak anılmış. Bu toprağın insanları binlerce yıldır huduttan hududa koşarak vatan için göz kırpmadan can vermekten kaçınmamış. Dün ne ise bugünde yarında bu kutlu vazifeye koşmaktan çekinmeyecek insanlarımız var.
Niğde ruhu olan şehirlerden birisidir. Bu şehirde mazinin kalbinde açılan güller solmadan durmaktadır. Tarihi camileri, hanları hamamları ve türbeleri bu ruhun izdüşümleridir. Eski taşların sinesinde geçmişin kutlu izleri durmaktadır. Niğde tarihi ve turistlik potansiyeli henüz keşfedilmemiş nadir diyarlardan birisidir. Tarihte Kapadokya olarak bilinen bölgenin başkentidir. Hititlerden başlayıp oradan Osmanlı’ya kadar uzanan tarihi çizgide her zaman önemli bir şehir olmuştur. Kendine has folkloru ve kültürü ile hala dipdiri olan şehirlerden birisidir.
Şehrimize şöyle baktığımızda ruhunda büyük bir enerji sakladığını ve bu enerjisini aktaracak bir heyecanı aradığını gözlemleyebiliyoruz. Enerjisini kendini zehirlemek ve birbirinin ayağına çelme takmak yerine faydalı işlere harcayacak bir bakış açısı eksikliği göze çarpıyor. Bu durumu akmayan su sendromu olarak nitelendirebiliriz. Bu durumda Niğde’nin statik enerjisini dinamik enerjiye çevirecek yeni bir bakış açısı ve inovasyona ihtiyaç duyulmaktadır.
Her şeyin zıddıyla var olduğu dünyada gece gündüzle uzak yakınla yalan doğruyla savaş halindedir. Niğde zıddı olmayan bir şehir olduğu için kendi içinde kan uyuşmazlığı yaşamaktadır. Bu durumda akrabalıklar ve dostluklar büyük yara almaktadır. Bazı insanlar uğraşacak bir şey bulamayınca birbirleriyle uğraşıp durmaktadırlar.
Değişen ekonomik dengeler, tarım ve hayvancılığın yerini sanayi ve yeni iş kollarının alması bilhassa kırsalda yaşayan insanlarımızı gurbete çıkmak zorunda bırakmıştır. Niğde’nin kendi kendine yetecek sürdürülebilir bir ekonomik yapıya ihtiyacının olduğu aşikârdır. Bunu sağlayacak bir birlik ve beraberlik ruhunun olmayışı şehrimizi hep olduğundan daha geriye düşürmektedir. İhtiyaç duyulan yerlerde baskın bir Niğde lobisinin olmaması birçok noktada şehrimizi geride bırakmaktadır.
Şehrin özünde saklanan iyilik ve doğruluk madenini aşk kazması ile kazacak büyük yüreklere ihtiyacımız vardır. Ortak akıl anlayışı ile yönetim mekanizmasında olan insanları yıpratmak yerine onlara yardımcı olmak daha akıllıca bir iştir. Sırf kıskançlık hissi ile hareket edip onun yerinde ben olmalıydım anlayışı sakat bir anlayıştır. Birinin siyah dediğine birinin beyaz demesi bize bir şey kazandırmaz. Burada önemli olan memleketimizin ortak menfaatleridir. Bu memlekete kim bir çivi çakmışsa o insan başımızın tacıdır. Sevgi saygı ve gayret ile memleketin aşamayacağı engel yoktur.
Şehrimiz çoğu güzelliğini sade ve vakur bir duruşla saklamaktadır. Niğde’nin ve Niğdelinin bu mütevazı duruşunu bir acizlik ve zayıflık olarak görmek bu şehri tanımamanın işaretidir. Hemşerilerimizin içinde gizlenen zenginlik hiçbir maddi ölçütle ölçülemez. Fakat küçük kırgınlıklar ve basit meseleler yüzünden çoğu kişi özünde saklanan iyilik ve güzellik potansiyelini açığa çıkaramamaktadır.
Niğde’nin alınyazısı gurbet ile yazılmamalıdır. Buranın çocukları burada iş bulmalı enerjisini ve gücünü burayı imar edip güzelleştirmek için harcamalıdır. Eğer iş imkânları artarsa kimsenin kimseyle uğraşacak vakti kalmaz. Herkes kendi işine gücüne bakar. Herkes kendi işiyle meşgul olur. Kimse kıymetli ömrünü boş işler ve boş laflarla heba edip durmaz. Nihayetinde hepimiz bu dünyada ve bu şehirde gelip geçici birer misafiriz. Şehrimiz ise bizden sonra bizden kalacak olan mirası yaşatmaya devam edecektir.
Yolların tükendiği yerde yeni bir heyecanla yeni bir başlangıç yapmaya ve kendi sesimizi duyurmaya ihtiyacımız vardır. Bize bizden başka kimse yardımcı olmaz. Bu şehrin kaderi hepimizin kaderidir. Niğde’nin bağları hep yeşil kalmalı ve dört tarafından bolluk bereket fışkırmalıdır. Allah’tan bütün hemşerilerimize iyilik güzellik ve sağlık temenni ediyor cümlesine selam ediyoruz.