Zincir marketler hayatımıza girmeden önce her mahallenin bir bakkalı bir kasabı bir manavı vardı. Sonrasında süper marketler sonra hiper marketler çıktı. Daha sonra mahalle bakkalı konseptinde ucuz mal satan şimdiki zincir marketler ortaya çıktı. İlerleyen zamanda bunların isim ve sayıları arttı. Şimdi bu marketler her il, ilçe ve büyük kasabaların mahallelerinde bir banka şubesi gibi açılmakta ve perakende sektörünün aslan payını ellerinde tutmaktadırlar.
İlimizde bundan 10-15 yıl evvelki bakkal sayısı şimdiki sayıdan 10 kat fazlaydı. Açılan her zincir market ve diğer büyük marketler küçük yerli esnafın dükkanını kapatmasına yol açtı. Geçmiş dönemlere baktığımızda yerli esnafların alıp sattıkları yine Niğde içinde kalıyor yani yerli sermaye dışarı çıkmıyordu. Bugün bu yerli esnafların yerini seri magazalar aldı. Tahminimizce zincir marketlerden her ay 20 trilyon lirayı geçkin para Niğde'nin dışına çıkmaktadır. Bu paradan Niğde'nin kârına yazılanlar ise kasiyer ve sorumlu olan hemşerilerimize verilen maaşlar ve dükkanlarını kiralayanların kira gelirleridir. Birde bu marketlere mal veren birkaç firmayı da buna dahil edebiliriz. Yani zincir marketlerin ilimize bıraktığı para götürdüğü paradan daha azdır.
Ne yazık ki; yakın bir zamana kadar kendi kendini ekonomik olarak çeviren ve ayakta tutan esnafların çocukları bugün büyük sermayenin bir kasiyeri durumuna düşmüştür. Hatta şu işsizlik koşulunda bu işi bile bulmak birçokları için lüks haline gelmiştir. Mevcut dünya tablosunda zenginlerin zenginliği gittikçe artarken çoğu insan kendi öz sermayesi ve öz emeğiyle işlerini yürütemez hale gelmiştir. İnsanların ömürleri bir ev ve araba sahibi olmak için bankalara kredi ödemekle geçmektedir. Paradan para kazananlar toplumların en itibarlı kişileri olarak görülmektedirler.
Birde bu meseleye tersinden bakarsak ilimizde bu marketler olmasa üç kuruşluk malı fahiş fiyata satan ve satacak olan fırsatçılarında az olmadığını söyleyebiliriz.
Konuyu kısaca özetlersek zincir marketler ucuzluk ve ürün çeşitliliği açısından fayda sağlarken, kazançlarını il dışına çıkarmasından dolayı yerel ekonomiye zarar vermektedirler. Yerel esnaflar ise kazançlarının il içinde kalmasından dolayı faydalıyken; ucuzluk, çeşitlilik ve kampanyaların azlığından dolayı zincir marketlerle rekabet edecek konumda değildirler.
Konuyla ilgili olarak hem yerli esnafı destekleyelim hem de alışveriş yaparken aldanmayalım diyenlerin yanında olduğumuzu belirtebiliriz. Şöyle bir düşünürsek yerli esnaftan veresiye birşeyler alabilirken hiçbir zincir market bize veresiye birşey verir mi acaba. Birisi sosyal medyadan bir paylaşım yapmış. Bu paylaşımda "Siz alışverişinizi alışveriş merkezinden yaparsınız fakat cenazenize mahalle bakkalı gelir " diyor. Evet yerli esnafla birincil ilişki yani organik ilişki kurabilirken zincir mağazalarla ikincil yani mekanik ilişki kurarız. Bu durumu biten mahalle kültürünün ve biten komşuluk ilişkilerinin ticari bir versiyonu olarak görebiliriz.
Şahsi düşüncem itibariyle yerel tadların ve yerel renklerin korunmasından yanayım. Eskiden bir şehre gidince hem mimari açıdan hem de yiyecek içecek ve yöresel kıyafetler açısından nerede olduğunuzu anlayabilirdiniz. Şimdi şehirlerin ana caddeleri zincir dönercilerden pizzacılardan telefonculardan ve kafelerden geçilmiyor. Küreselleşme ve tek tipleşme almış başını gidiyor. Bu durumda ilerde seri üretilmiş tek bir dünyanın bizi beklediğini söyleyebiliriz.
Ülkemizin birçok şehrini dolaşma imkanı buldum. Çoğu şehir Niğde'den büyük olmasına rağmen buralarda Niğde kadar zincir market gözüme çarpmadı. İlimizde bir dükkan boş kalmaya görsün hemen bir zincir marketin şubesine dönüştürülüyor.
Bizim şu serbest piyasa ekonomisinde zincir magazalara ve bunların ticari faaliyetlerine saygı duymaktan başka bir şansımız yok. Fakat kanunların bu konuda küçük esnafın lehine yeniden düzenlenmesini zincir marketlerle rekabet gücü olmayan esnafın korunmasını savunabiliriz. Yerel esnafın korunarak büyük işletmelerin küçük işletmeleri ezmesinin engellenmesi tek temennimizdir. Çoğumuz doğup büyüdüğü topraklara bağlı her vatandaş gibi yerel esnafın ve yerel ekonominin korunmasından yanayız. Şu gerçek unutulmasın ki bu zincir marketler araba lastiğinden dudak boyasına kadar ne varsa satarak aynı anda 30 farklı esnafın işini yapmaktadırlar. Yani bir zincir market aynı anda hem kasabın hem manavın hem züccaciyecinin hem oyuncakçının hem kırtasiyecinin işini elinden almaktadır.
Şehri kalkındıracak ve imar edecek olanlar yine o şehrin yerli halkıdır. Eğer zincir marketler ilimizden kazandığını yine ilimize yatırım olarak dönüştürüyorsa buna söylenecek sözümüz yoktur. Bu marketlerin kurumsal vergi adreslerinin neresi olduğunu merak eden varsa aldıkları fişlerin üstüne bakabilirler.
Son tahlilde biz ne söylersek söyleyelim değişen dünya küçük olan herşeyi buharlaştırmaya küçük balıkları büyük balıklara yem etmeye devam ediyor ve edecek. Yerel esnaf ahilik kültürünün getirdiği hasletlerden gittikçe uzaklaşırken zincir marketler birer ahtapot gibi kollarını uzatmadık yer bırakmayacak. Esasında yakın bir gelecekte bu marketler bile yerini elektronik satış sitelerine bırakacak ve gelecekte alışverişler robot kuryeler aracılığıyla elektronik olarak yapılacak.
Gerçekten memleketimizi seviyorsak kendi hemşerilerimizi kalkındıralım. Kendi hemşerilerimizde bizi ve kendilerini seviyorlarsa uygun kâr güderek temiz ve kaliteli mal satsınlar. Bu konuda daha söylecek çok söz var fakat sözü kısa kesmek daha iyidir. Vesselam.