Çoğumuz birgün zengin olacağımızı hayal eder ve tatlı rüyalara kapılırız. Zenginlik duygusu ruhumuzu sıcak bir rüzgar gibi kadifemsi bir dokunuşla sarar. İçimiz tatlı bir ürperti ile dolar. Fakat birdenbire gerçek hayatın parmakları bir tokat gibi suratımıza nakşolur. Birden kurduğumuz hayaller kumdan bir kale gibi yıkılır ve gerçeklerin dünyasına döneriz. Evet; şu an yaptığımız işlerden kazandığımız parayı yemeyip içmeyip biriktirsek bile zengin olmamızın mümkünatı pek görünmemektedir. Tüm bu ahval ve şartlar altında yinede ümidi kesmemek lazım diye düşünüp kendimize bir çıkış yolu arayabiliriz. Neticede insanı ayakta tutan ümitleri ve hayalleri değil midir?
Buradan sevgili hemşehrilerime konuyla ilgili bir faydam dokunsun diyerek bildiğim bir definenin yerini açıklamak istiyorum. İlkönce bu defineye erişmek çok kolay fakat bir o kadar da zordur. Bu define binlerce yıldır aynı yerde durmasına rağmen pek kimsenin gözüne çarpmamaktadır. Aynı zamanda gidip çıkarmanın pek bir riskide görünmüyor. Yani bu defineyi çıkarmak için uğraştığımızda karşımıza polis veya jandarmanın çıkmayacağını garanti edebilirim. Gidip gönül rahatlığıyla çıkarıp elde edebiliriz.
Yer itibariyle nerdedir diye sorarsanız; hiç durmadan çalışan kirlileri alıp temize çıkaran çoğu zaman nedensiz yere kırılan bir yerde durduğunu belirtebilirim. Burası kimine göre öyle korunaklı ve öyle sarp biryerdeki ulaşılması mümkün görünmüyor. Bazı noktalarda ise öyle katılaşmış öyle katılaşmışki sanki bir taşa dönmüş. Kimsenin burada bir define olduğu aklına bile gelmiyor.
Peki buraya nasıl gidilir. Esasında buraya ne karayolu ne havayolu ne de denizyolu ile gitmek mümkün değildir. Buraya ancak düşünce ve duyguların gücüyle varılabilir. Aslında çok yakın gibi görünmesine rağmen kırk yıl uğraşılsa gidilemeyecek kadar uzak ve çoğu zaman birbirinden kutuplar kadar ıraktır. Kıldan ince kılıçtan keskin olan köprülerden geçip ateşten denizlere mumdan kayıkları sürmeden buraya erişene pek rastlanılmamıştır.
Bu definenin en büyük özelliği harcandıkça daha da çoğalmasıdır. Ne kadar dağıtılırsa o kadar artar. Verildikçe geri döner. İki dünyadada insana huzur ve mutluluk verir. Sahibini mezar kapısına kadar değil ordan sonrada takip eder. En önemlisi kimsenin gözü üstünde değildir ve kimsenin kıskançlık damarını kaldırmaz. Ayrıca hesap günü hesabını verme derdi yoktur.
Sözü pek uzatmayalım ve definenin yerini söyleyelim. Evet; bu definenin yeri bir öksüzün bir yetimin bir mazlumun kalbinden başka biryer değildir. Ve bu define sevgidir ve çokları yıllarca suyun içinde yüzen balıkların sudan habersiz yaşaması gibi bu gerçek hazineden habersiz yaşayıp gitmektedirler.