İnsanlar doğarlar büyürler ve ölürler. Her insan ezel denizinden ebet okyanusuna doğru akan bir nehir misali akıp gider varlığın sahrasında. Bu yolculuk esnasında kimi iyi kimi kötü anılar bırakarak ayrılır aramızdan. Vadesi dolan herkes ana rahminden geldiği bu dünya isimli pazardan bir kefen alarak döner.
 
Bor’un öz evladı kıymetli insan Sayın Ferit Ünal’da bu kubbede hoş bir seda bırakarak bu fani âlemden ayrılanlardandır. Kendisini tanıyan herkes özlemle ve derin bir saygı ile ondan bahsetmekte gönüllerde bıraktığı sevgi izleri hala durmaktadır.
 
 Ferit Ünal’ın Hayatına kısaca göz attığımızda;
 
1928 yılında Bor’da doğmuştur. Babası Mustafa Kahraman ÜNAL Pozantı’da ki düşman taburunun cephaneliğinin tel örgülerini kesip havaya uçurmuş ve Fransız taburunun mühimmat desteğini yok ederek düşmanın İç Anadolu’ya geçmesinin engellenmesinde büyük yararlılık sağlamış bir milli mücadele kahramanıdır.  Annesi ise Naime Hanımdır.
 
İlköğrenimini Ankara, orta öğrenimini ise Niğde ve Bor’da tamamladıktan sonra, Adana Erkek Lisesini bitirmiş ve bir süre S.B.F’de okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
 
1956-1960 yılları arasında Ankara’da Niğde Öğrenci Yurdu müdürlüğü görevinde bulunan Ferit Ünal’ın, özellikle o yıllarda Ankara’da okuyan Niğdeli gençlerin üzerinde çok olumlu etkileri olmuştur.
 
1958 yılında Kıbrıs’ın bağımsızlığı için Türkiye’de düzenlenen Kıbrıs mitinglerini yürüten Üniversite gençliğinin temsilcisi olarak bir yıl süre ile Türkiye Milli Talebe Federasyonu Kıbrıs Komisyonu Başkanlığını yapmıştır. Kıbrıs Türklerinin o zamanki lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığı için Türkiye’yi dolaşarak mitinglere katılmıştır.
 
Öğretmenlik, Gazete Yazı işleri Müdürlüğü, Maneir Şirketi Müdürlüğü, Ankara Ekmek Kombinası Müdürlüğü gibi çeşitli işlerde çalışan ÜNAL 1960 yılında sırasıyla Ankara ili Maiyet Memurluğu, Güdül Kaymakam Vekilliği, Delice Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı, Avanos Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı, Hacıbektaş, Derinkuyu, Yusufeli Kaymakamlığı ve Artvin Vali Vekilliği görevlerinde bulunmuştur.
 
Daha sonra Bala Kaymakamlığına, oradan da Çubuk Kaymakamlığına atanmıştır. Çubuk Kaymakamlığı sırasında bir süre için Çubuk ve Akyurt Belediye başkanlıkları görevini yürütmüştür. Daha sonra İçişleri bakanlığı A.P.K Daire başkanlığına getirilerek A.P.K Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükselmiştir. Bakanlıktaki görevini 5 yıl sürdürdükten sonra Ankara Vali Yardımcılığına atanmıştır.8 Şubat 1992 yılında Aksaray Valisi olarak atanmış ve buradan emekli olmuştur. 3 Çocuk babası olan Ferit Ünal 2004 yılında vefat etmiştir.
 
Şiire olan yatkınlığı ve duygusal yönünün güçlü olması Rahmetli Ferit Ünal’ın şiir macerasının temelini oluşturur. O incelikli ve naif bir ruhun yansıması koşmalarla memleket özlemini dile getiren şiirler yazmıştır. Şiirlerinden birkaç örnek vererek yazımızı burada noktalıyor kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz.
 
 
 
 
BOR'A HASRET
 
Anamın koyduğu azık alkımda,
Her sabah kalkınca Bor'u özlerim.
Gün batar gurbette içimde tasa,
Özden rüzgârından haber gözlerim.
 
Firkat basar beni her akşam böyle,
Sıra selvilerden geçip te şöyle,
Çakılbahçeden bir gonca koparıp,
Sinandı bağından eseyim derim.
 
Seccademi serip yarımadaya,
Gece orda yatıp bakarsak aya,
Yunak'ta soyunup gireyim suya
Bentkavak'a kadar yüzeyim derim.
 
Çayırlı Camide bir namaz kılıp,
İftihan yoluyla, yedi odaya,
Acıgöl'de durup Kuddüs Babaya,
Bütün sırlarımı vereyim derim.
 
Gurubu seyredip kayabaşında,
Şıra kaynatayım gala dışında,
Sızgıt dürümünde, arabaşında,
Eski lezzet var mı sorayım derim.
 
Azrail gelirse şu genç yaşımda,
Bir türkü yakılsın dombul başında,
Okçu suyu içip sabah beşinde,
Bor'da canımı al öleyim derim.
 
Borlu Ferit derde düştüm hasretle,
Bir gün kavuşursun inşallah dosta,
Paşa camiinde serdiğim posta
Yüzümü, gözümü süreyim derim.

ÖZLEDİM BOR'UM
 
Burcu burcu kokan, iğde dalları,
Yeşil nakış vurmuş bostan tolları,
Aşşık oynadığım tozlu yolları,
Kaç yıldır görmedim, özledim BOR'UM.
 
Torbadan gözüken pekmez toprağın,
Emsali bulunmaz yeni yaprağın,
Sokuya dil veren bulgur toprağın,
Gurbette bağrımı dövüyor BOR'UM.
Sade kayabaşın dillere destan,
Eski parkın şimdi olmuş Gülistan,
Okçu suyu içer dirilir insan,
Kaç yıl var içmedim özledim BOR'UM.
 
Yoğurdunda vardır bir başka maya,
Koyuver gevreği, boz sulu suya
Kavurma yemedik ah doya doya,
Tuzlu söğürmeyi özledim BOR'UM.
 
Ildır ıldır akan dombul başını,
Şıra kaynattığın kala dışını,
Av etiyle pişen Arabaşını,
Sızgıt dürümünü özledim BOR'UM.
 
Güvercin tünemiyor mu sulakta,
Cığızların eski sarı konakta,
Yine çimen var mı bizim yunakta,
Kaç yıldır çimmedim, özledim BOR'UM.
 
Bağlar Bozulup çırpıldı mı döşekler,
Tandıra gömüldü mü kelle keşkekler,
Zerzemiye asıldı mı altın hevekler,
Çok yıldır yemedim, özledim BOR'UM.
 
Kerdiler sulanıp suya kandı mı,
Hazal dişirip tandır yandı mı,
Cevizler çırpılıp köfter bandı mı,
Bandırma banmadık, Özledim BOR'UM.
 
Geçse de pazarı kaldı BOR adı,
Ne kadar kınasa kaymakam, kadı,
Köfter yalamanın başkadır tadı,
Kaç yıl yalamadık, özledim BOR'UM.
 
Büzeyden pekmezin etli tiridin,
Kaç yıldır yolunu gözler Ferit'in;
Varamadım sana yolda çürüdüm,
Özledim, özledim, özledim BOR'UM.
 
 
 
 
SAZIMDA NİĞDE
 
Orta yaylamızın en güzel süsü.
Hüdavent Hatun' un zümrüt örtüsü,
Aklıma geldi mi kırat türküsü,
Tütüm tütüm tüter gözümde Niğde.
 
Kırbağı söğüdü sırma saçların,
Üç bedenli kalen çatık kaşların
Hasandağı, Melendiz omuz başların,
Heybet, asalet var yüzünde Niğde.
 
Dörtayak, Fesleğen Çebiçderesi,
Tepeyran, Kayardı, Sarıovası,
Akmedrese, Sungurbey, Saat Kulesi,
Tarih ziynetidir dizinde Niğde.
 
Ahmet Pınarında suyun pek serin.
İçli türkülerin çok yanık derin.
Efir efir esen amas yellerin.
Bir başka hava var yazında Niğde.
 
Kadarak yolunda Derbent yelinde,
Bazen coşar akarım Humman selinde,
Bir al elma görsem gurbet ilinde,
Hasretin yeşerir közümde Niğde.
 
Kemanı Devlette sensin Niğde'm vay,
Misal, Cennettir yeşil Bor'un hay,
Ervahı Evliya kutsal Aksaray,
Pir olmuş dervişler közünde Niğde.
 
Fertek bağlarında gönül şenlenir,
Ulukışla'mızda yayla yaylanır,
Ortaköy, Çamardı namı söylenir,
Yiğit harman olur sözünde Niğde.
 
Ah Ahmet dayımın Niğde tavası,
Kavelin Kemal'in uzun mayası,
Anıların yine eski havası,
Dertli dertli öter sazımda Niğde.
 
Bor'lu Ferit sen iline yanmışsın,
Yıllar var ki yad ellerde kalmışsın,
Bu sözlerle hasret söner sanmışsın,
Sönmez esmez isem sözünde Niğde.