.

Çocukluğumun kokusu mazot, sesi ise Ferdi Tayfur’du. Babamın o sarı kamyonunda, direksiyonun hemen yanında oturur, kasetleri sırayla teybe takardım. O zamanlar henüz hayatın acısını tam anlamıyla anlayacak yaşta değildim. Ferdi’nin şarkılarında kalbimi içten içe yakan bir sızıyı  hissedebiliyordum. O şarkılar, yüreğime dokunan ilk duygulardı.

Ferdi Tayfur'un fotoğrafı bizim köyün kahvesinde aslıydı.  Onun şarkıları, benim çocuk kalbimde tarif edemediğim bir hüzün bırakırdı. Onun avazı gökkubbeyi doldururken, sanki bizim hayatımızın özeti çıkardı ortaya. Hayat yolunda geçip giden her kilometre, o şarkılarla daha anlamlı olurdu.

Ama Ferdi Tayfur sadece babamın kamyonundaki o anlara sığmazdı. Şehrin is kokan sokaklarında da onun sesi vardı. Eski bir teypte çalınan bir şarkıyla bir aşk başlar bir aşk yarım kalırdı. Onun şarkılarıyla sevdik, onun şarkılarıyla ağladık. Fakirlik, gurbet, aşk, hasret… Her duygunun bir karşılığı vardı Ferdi’nin şarkılarında.

O yıllarda walkman almıştım kendime. Sokak lambasının altında oturur, kasetleri dinlerdim. Kulaklarımda Ferdi’nin sesi, kalbimde tarif edemediğim bir sızı… İnşaatlarda çalışan işçiler, gurbet elde umut arayan gençler, otobüs terminallerinde el sallayan aşıklar... Hepimizin sesi oydu. O şarkılarla kendi yalnızlığımızda kaybolur, yine o şarkılarla teselli bulurduk.

Bir gün Ferdi’nin ölüm haberini aldım. Sanki ailemden biri ölmüş gibi içim acıdı. Gözümde o eski günler canlandı. Babamın kamyonunda dönen kasetler, terminalde beklerken yankılanan şarkılar, walkman’ime sarılmış o yalnız akşamlar… Ferdi Tayfur’un sesiyle büyüyen bir çocuğun içinde, o gün kocaman bir boşluk açıldı.

Ferdi Tayfur, sadece bir sanatçı değil, bizim hayatımızın en dokunaklı hikâyesiydi. Fakirliğin kader olduğu ama onurla taşındığı bir dünyanın sesi… Gurbet yollarında duyulan özlemin, kavuşulamayan aşıkların, taşranın tozuna bulanmış umutların sözcüsüydü. Allah rahmet eylesin, Ferdi abi. Seninle ağladık, seninle güldük, seninle yaşadık. Şimdi o uzak yolların sonunda bir yerde, hâlâ şarkılarını söylüyor gibisin. Ve ben hâlâ kalbimin en derin yerinde seni dinliyorum.

Mehmet Baş